1968 yılında “SES” Dergisi tarafından düzenlenen artist yarışmasında erkekler kategorisinde ikinci olarak sinema dünyasına adım atan Engin Çağlar, ilk filmi “Öksüz” ile tanındı. Kendisi birçok yapımda romantik jön olarak başrol aldı. 1970'li yıllarda Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Emel Sayın gibi ünlü kadın oyuncularla birlikte başrol paylaştı. Oynadığı önemli filmler arasında; “Bana Fosforlu Derler” (Türkan Şoray'la), “Kınalı Yapıncak” (Hülya Koçyiğit'le), “Makber” (Emel Sayın'la), “Hüzünlü Aşk” (Filiz Akın'la) ve “Yaşamak Ne Güzel Şey” (Selda Alkor'la) yer alıyor.
TRT’nin Mimar Sinan’ı konu alan dizisinde de rol alan Engin Çağlar'la 14 Eylül 2013 günü bir araya geldik. 1940 yılında İstanbul'da doğan Engin Övet, sinemaya uygun bir soyadı olarak “Çağlar” adını kullanmayı tercih etti. Röportajın başlangıcında şunları söylüyor: “Benim ilk başrolüm Fatma Girik'le oldu. Bu filmden 5 bin lira aldım, bu çok iyi bir paraydı.”
İstanbul’un Şişli ilçesinde doğup büyüyen Engin Çağlar, komşu kızıyla olan anısını paylaşarak, “Bu 8-9 yaşlarındaki kıvırcık saçlı şirin kız, 'Engin ağabey, öğretmeni ablama ünlü biriyle röportaj yapma ödevi vermiş, müsait misin?' dedi. Üç gün sonra yanıma geldi ve 'Engin ağabey, annem seni yemeğe çağırıyor' dedi. Gidip güzel bir akşam yemeği yedik ve ona istediği yazı ve resimleri verdim. O kız, daha sonra Lale Borlu takma adıyla Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildi,” şeklinde anlatıyor. Engin Çağlar, Filiz Vural ile geçmişte yaptığı evliliği hatırlatarak, hemen ardından 1972’de Avrupa Güzeli seçildiğini de belirtiyor.
Röportaj süresince Engin Çağlar birçok anısını paylaşıp, Türk sinema tarihi hakkında bilgi veriyor. Bugün neler yaptığına dair sorulara, babasından miras kalan Öğretmen Yayınevi'nin Cağaloğlu'ndaki ofisine gidip yayıncılığı sürdürdüğünü, yanı sıra şarap toptancılığı yaptığını ifade ediyor. Ayrıca Antalya Altın Portakal ve Adana Altın Koza Film Festivalleri'ne katıldığını ve jürilerinde bulunduğunu belirtiyor.
Engin Çağlar, yazlık sinemaların yeniden canlanması için belediyelerle yaptığı görüşmelerden bahsederek, “15-16 tane filmimi üçer dakikalık parçalar halinde arka arkaya izletiyorum. Ardından Türk Sinema tarihimizi anlatıyorum,” diyor.
TELEVİZYONLARDA YENİDEN ÇEKİLEN YEŞİLÇAM DİZİLERİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
“Bu dizileri Yeşilçam tadında diyerek yapıyorlar, ancak hiçbir tat yok. Dört bölüm sonra kaldırılıyor. O dönem Türk romanlarına dayanan filmler çekiliyordu. Eski Yeşilçam oyuncuları ile çalışmak istemiyorlar,” diyor. Oyuncular ve eğilimler üzerine, “Bir diziyi başından 20 dakika izlediğimde nereye gittiğini anlayabiliyorum. Hepsi birbirine benziyor, karakter yapıları yok. Artık sadece gösteriş peşindeler,” şeklinde yorumda bulunuyor.
Engin Çağlar, dizilerin kısa ömürlü olduğunu vurgularken, “Diziler 2 yıl sonra çöp oluyor ama sinema kalıcı; tarihe geçiyor,” diyerek, geçmiş dönem ünlü oyuncularının çektiği filmleri de değerlendiriyor. “Tarık Akan ve Kadir İnanır’ın son çektiği filmler tutmadı, çünkü o dönem bitti. Dizi başı kazançların aşırı abartıldığına dikkat çekerek, “Bir dizinin 80 bin TL kazandığı iddiaları yalan,” demekte. “Biz kimin ne yaptığını biliyoruz. İki-üç yıl sonra ortada olmayacaklar,” diyerek, sektördeki kalıcılık meselesine de dikkat çekiyor.
Geçmişin ünlü jönlerinden ve onların projelerinden de bahseden Engin Çağlar, “O zamanın filmleri kalıcılığını korur, çünkü negatifler uzun ömürlüydü. Şimdi dijital teknoloji ile çekilen filmler kaybolup gitmekte,” diyerek güzel anılarla sonlandırıyor. Engin Çağlar, Şarköylülere selamlarını gönderiyor.
1968 yılında “SES” Dergisi tarafından düzenlenen artist yarışmasında erkekler kategorisinde ikinci olarak sinema dünyasına adım atan Engin Çağlar, ilk filmi “Öksüz” ile tanındı. Kendisi birçok yapımda romantik jön olarak başrol aldı. 1970'li yıllarda Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Emel Sayın gibi ünlü kadın oyuncularla birlikte başrol paylaştı. Oynadığı önemli filmler arasında; “Bana […]
