reklam
reklam
DOLAR39,2875% -0.11
EURO44,7841% -0.54
STERLIN53,1658% -0.45
FRANG47,7837% -0.45
ALTIN4.177,02% -1,41
BITCOIN104.882,601.414
reklam

14 yaşındaki Afranur Günlü depremde hayatını kaybetmişti… Panik atak ölüme sebep olabilir mi? Uzman isim uyardı! İşte kritik detay I 7 SORU 7 YANIT

Yayınlanma Tarihi : Google News
14 yaşındaki Afranur Günlü depremde hayatını kaybetmişti… Panik atak ölüme sebep olabilir mi? Uzman isim uyardı! İşte kritik detay I 7 SORU 7 YANIT
reklam

14 yaşındaki Afranur Günlü’nün yakınları, deprem anında ablasıyla aynı odada kalan küçük kızın aniden uyanıp, ayağa kalktığını, ardından tekrar yatağına uzandığını belirtti. Durumunu şüpheyle karşılayan yakınları, sağlık ekiplerine haber verdi. Ambulansla özel bir hastaneye kaldırılan Günlü, maalesef kurtarılamadı. Cenazesi dün Fethiye’de defnedilen küçük kızın panik atak nedeniyle vefat ettiği ileri sürüldü.

Böyle bir durum gerçekten mümkün mü? Panik ataklar ölüm getirebilir mi?

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Burak Doğangün, panik atak hakkında önemli bilgileri ve dikkat edilmesi gereken noktaları paylaşarak, merak edilenleri anlattı.

1- PANİK ATAK NEDİR?

Panik atak, kişinin gerçek bir tehlike yokken aniden yaşadığı yoğun korku ve rahatsızlık hissidir. Bu duygu genellikle birkaç dakika içinde zirveye ulaşır. Atak sırasında kişi kontrolünü kaybetme, delirme veya ölme korkusu taşıyabilir.

Panik ataklar bazen tek başına yaşanabilir; fakat başka anksiyete bozukluklarıyla da ilişkili olabilir. Panik bozukluk ise, bu atakların beklenmedik ve tekrarlayıcı bir şekilde ortaya çıkmasıyla tanımlanan ayrı bir durumdur. Tanı koyabilmek için yukarıda belirtilen semptomlardan en az dördünün bir arada bulunması gerekmektedir.

Panik bozukluk genellikle ergenlik döneminin sonları veya genç yetişkinlikte görülmekte olup, kadınlarda daha yaygındır. Her panik atak geçiren kişi, panik bozukluk geliştirmez; ancak bazı bireylerde bu ataklar zamanla günlük işlevselliği olumsuz etkileyebilir.

Zaman zaman 18 yaş altı çocukların ani ölümlerinin altında çeşitli tıbbi nedenlerin yattığı görülmektedir. Burada korku ile kaygı arasındaki farkı ayırt etmek önemlidir. Korku, tehlike oluşturan bir duruma verilen doğal bir tepkidir. Ancak kişinin içsel sorunları nedeniyle etrafında bir tehdit olmaksızın yaşadığı yoğun kaygıya “anksiyete” denir. Her bireyde belli bir düzeyde kaygı beklenir.

Prof. Dr. Burak Doğangün

2- PANİK ATAK BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5) ölçütlerine göre panik bozuklukta en az dört semptomun eşlik ettiği bir epizot yaşanır. Bu belirtiler arasında çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, boğulma hissi, göğüs ağrısı, baş dönmesi, karıncalanma ya da uyuşma, üşüme veya sıcak basması, gerçeklikten kopma hissi, kontrolünü kaybetme veya delirme korkusu ve ölüm korkusu yer alır. Bu semptomlar hızla başlar ve genellikle 10–30 dakika içinde zirveye ulaşır.

3- 14 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARDA PANİK ATAK SIK GÖRÜLÜR MÜ?

Panik bozukluk, ergenlik döneminde nadir görülmese de, 2010 yılında ABD’de yürütülen bir toplum çalışmasına göre 13-14 yaş grubunda %1,8 oranında panik bozukluk tespit edilmiştir. Yetişkinlerde ise bu oran %2,7’dir.

Ergenlik dönemiyle birlikte yaşanan nöroanatomik ve hormonal değişiklikler, aile geçmişinde anksiyete bozukluğu öyküsü gibi bir dizi faktör panik bozukluk etiyolojisinde rol oynar. Dolayısıyla 14 yaşındaki bir bireyde panik atak yaşanması beklenmeyen bir durum değildir.

Panik atak ve panik bozukluk, atakların belli bir sıklık ve şiddetle ortaya çıkması halinde kişinin ruhsal yapısını etkileyen bir bozukluktur. Her panik atak geçiren birey, panik bozukluk tanısı almaz. Panik atak esnasında kişi, içsel ya da fiziksel yoğun bir sıkıntı hissi yaşar. Kontrol kaybı yaşamak, dikkate değer bir tehdit oluşturan zihinsel bir senaryo yaratabilir. Atakların sıklığına panik bozukluk denir ve genellikle genç yetişkinlerde görülmekte ancak 18 yaş altı bireylerde de sıklıkla rastlanmaktadır. Bilimsel çalışmalar, bu durumun görülme sıklığını %1 ila %15 arasında göstermektedir.

Prof. Dr. Burak Doğangün

4- PANİK ATAK NEDENİYLE ÖLÜM MÜMKÜN MÜ?

Klinik bakış açısıyla panik bozukluk doğrudan hayatı tehdit eden bir durum değildir. Ancak ataklar sırasında yaşanan yoğun fizyolojik değişiklikler, sempatik sinir sisteminin aktivasyonu nedeniyle taşikardi, hipertansiyon ve hiperventilasyon gibi fiziksel belirtilere yol açabilir.

Kişinin panik atak nedeniyle hayatını kaybedeceğini söylemek doğru olmaz. Depremde hayatını kaybeden 14 yaşındaki Afranur Günlü’nün arkasında muhtemelen kalple ilgili başka problemler vardır. 18 yaş altı çocuklarda ani kalp durmasına bağlı ölümler sık görünmektedir; ani ölüm riski 1/100.000 olarak değerlendirilmektedir.

Ani kardiyak ölümler genellikle kalp hastalıkları veya kalıtsal elektriksel iletim bozukluklarıyla ilişkilidir. Tanı konmamış uzun QT sendromu veya diğer rahatsızlıklar, stres ve panik ataklar sonucu ölümcül aritmileri tetikleyebilir. Bu nedenle, ölümle sonuçlanan panik semptomları olan bireylerde kardiyolojik ve genetik değerlendirme de gereklidir. “Panik ataktan ölüm” ifadeleri yanıltıcı olabilir.

Ani aritmik ölüm sendromu (SADS), kalp krizi veya yapısal kalp hastalığına bağlı olmadan gerçekleşen ani ölüm olayıdır. Yani, daha önceden bilinen bir hastalığı olmayan birinin beklenmedik bir şekilde ani ölümü, tıbbi bir neden bulunamadan gerçekleşebilir.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Koçaş

5- DEPREM KORKUSU PANİK ATAĞI TETİKLEYEBİLİR Mİ?

Deprem esnasında hissedilen yer sarsıntısı, sesler, karanlık ve kontrol kaybı hissi, bireylerin kendilerini tehlikede hissetmesine neden olur. Bu durum, özellikle anksiyete duyarlılığı yüksek bireylerde panik atakları tetikleyebilir.

6- DEPREM, PANİK ATAK YAŞAMAYAN BİRDE BU HALİ TETİKLEYEBİLİR Mİ?

Depremler gibi aniden karşılaşılan, kontrol edilemeyen durumlar, daha önce panik atak yaşamamış bireylerde bile ilk panik atağı ortaya çıkarabilir. Vücudun “savaş ya da kaç” mekanizması bu tür durumlarda hızla devreye girer. Ancak bu mekanizmanın, fiziksel tehlike olmaksızın da tetiklenebileceğini belirtmek önemlidir.

Burada dikkate alınması gereken nokta, yaşanan panik atakların tekil mi yoksa tekrarlayıcı mı olduğudur. Eğer kişi birden çok kez beklenmedik panik ataklar geçirirse, bu durum psikiyatrik değerlendirme gerektirir.

7- PANİK ATAK GEÇİREN KİŞİYE NASIL YAKLAŞILMALI?

Panik atak geçiren bir bireye yaklaşırken temel hedef, yaşadığı belirtilerin geçici ve tehlikeli olmadığına inandırmaktır. Bu süreçte, kişinin yanında sakin olarak bulunmak, panik atağın doğasını açıklamak ve nefes almasını düzenlemesine yardımcı olmak kritik öneme sahiptir. Özellikle hiperventilasyonu önlemek, panik belirtilerini azaltmak için önemlidir.

Ayrıca, sıkça önerilen bir nefes alma tekniği “4-2-6” yaklaşımıdır:

Bireyden 4 saniye boyunca burnundan derin nefes alması, ardından 2 saniye nefesini tutması ve 6 saniyede yavaşça ağzından vermesi istenir. Bu döngü birkaç kez tekrarlandığında kalp atış hızı yavaşlar ve panik belirtileri hafifleyebilir.

Panik atak ilk kez ortaya çıktığında, özellikle kalp hastalığı riski taşıyan bireyler için tıbbi değerlendirme gerekmektedir. Eğer panik ataklar tekrarlayıcı hale gelirse ve bireyin günlük yaşamını olumsuz etkiliyorsa, bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşmek faydalı olacaktır.

reklam

YORUM YAP