2026 Yılı Hazine Finansman Programı Açıklandı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2025 yılındaki gelişmeler ve 2026 yılına dair tahminleri içeren “Hazine Finansman Programı”nı resmi internet sitesinde duyurdu.

Orta Vadeli Program ve merkezi yönetim bütçesi beklentileri doğrultusunda hazırlanan bu programa göre, 2026 yılı için nakit iç borçlanmanın ortalama vadesi, 2025'in ocak-ekim döneminde 33,9 ay olarak kaydedildi. Sabit getirili Türk lirası cinsinden borçlanmanın ortalama maliyeti yüzde 39,4 olurken, genel nakit iç borçlanma maliyeti ise yüzde 39 seviyesinde gerçekleşti. Sabit faizli TL cinsi senetlerin toplam iç borçlanma içindeki oranı ise yüzde 47,8 oldu.

Yatırımcı tabanını artırmak ve borçlanma araçlarını çeşitlendirmek amacıyla Türk lirası dışındaki tahvil ve kira sertifikası ihraçlarına devam edildi. Bu kapsamda, ilgili dönemde iç piyasada toplam 200,6 milyar liralık TL cinsi kira sertifikası ihraç edildi.

Aynı süreçte, 16 ton altın tahvili ve 36,1 ton altına dayalı kira sertifikası olmak üzere toplamda 52,1 ton altın karşılığında senet ihraç edildi. Ayrıca, iç piyasada 11,6 milyar dolarlık döviz cinsi borçlanma sağlandı.

Katılım finans ekosistemini güçlendirmek için Eylül ayında ilk defa Türk Lirası Gecelik Katılım Referans Getiri Oranı'na (TLREFK) endeksli kira sertifikası satışı yapıldı ve bu ilk satışta 80,1 milyar lira büyüklüğünde işlem gerçekleştirildi.

RİSK PRİMİNDE İYİLEŞME GÖRÜLDÜ

2025 yılında küresel ekonomik durum, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikaları ve jeopolitik olaylar, küresel piyasalardaki yönü belirleyen temel unsurlar arasında yer aldı.

Bu dönemde Türkiye'nin risk priminde belirgin bir iyileşme gözlemlenirken, 11 milyar dolarlık dış finansman hedefi elverişli piyasa koşulları ve iyi değerlendirilmiş zamanlama sayesinde başarıyla aşıldı. Yıl boyunca uluslararası sermaye piyasalarından toplam 13 milyar dolarlık dış kaynak temin edildi.

Şubat ve Mayıs aylarında 7 yıl vadeli olarak sırasıyla 2,5 milyar ve 2 milyar dolarlık iki tahvil ihracı yapıldı. Temmuz ayında ise, 2,5 milyar dolar tutarında kira sertifikası ve 1,5 milyar avroluk tahvil ihracı gerçekleştirildi. Eylül ayında, vadesi 2035 olan 2 milyar dolarlık bir tahvil daha çıkarıldı.

Ekim ayında gerçekleştirilen ve 4 Kasım valörlü olan 2,25 milyar dolarlık, 2036 vadeli tahvil ihracı ile birlikte, 2025 yılı içerisinde uluslararası sermaye piyasalarından toplam dış finansman 6 ayrı işlemle 13 milyar dolara ulaştı.

Bu süreçte, Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu artırmasıyla birlikte risk priminde kaydedilen iyileşme dikkat çekti. Yatırımcı ilgisinin yüksek olması ve tahvil ihraçlarında spread'lerin kademeli olarak düşmesi, piyasalarda olumlu bir atmosfer oluşturdu.

Ocak-Ekim döneminde yatırımcı ilişkileri kapsamında uluslararası yatırımcılar, finans kuruluşları ve kredi derecelendirme kuruluşlarıyla birçok görüşme yapılarak, farklı profilde geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşıldı ve Türkiye ekonomisi ile küresel piyasalardaki gelişmeler paylaşıldı.

2026 YILINDA 13 MİLYAR DOLARLIK DIŞ FİNANSMAN VE 5,3 TRİLYON TL İÇ BORÇLANMA PLANLANIYOR

2026 yılı Hazine Finansman Programı'na göre, toplam 5 trilyon 990 milyar liralık borç servisi yapması planlanıyor. Bu rakamın yaklaşık 3 trilyon 289,7 milyar lirası anapara, 2 trilyon 700,3 milyar lirası ise faiz ödemeleri olarak öngörülüyor.

Borcun 5 trilyon 42,2 milyar liralık bölümü iç borç servisine, 947,8 milyar lirası ise dış borç ödemeleri için ayrılacak. İç borç servisi kapsamında, 4 trilyon 717,9 milyar liralık ödeme piyasa işlemlerine yapılırken, 324,3 milyar liralık ödeme, kamu kurumlarına yapılan rekabetçi olmayan satışların geri ödemelerini kapsayacak.

Borçlanma dışı kaynaklardan 40,4 milyar lira gelir sağlanması hedefleniyor. Bu kalemler arasında faiz dışı fazla, özelleştirme ve 2/B satış gelirleri, TMSF kaynakları, devirli/garantili borç dönüşleri ve kasa-banka bakiyeleri yer alıyor.

2026 yılı için yapılan planlamalara göre, uluslararası sermaye piyasalarından tahvil ve kira sertifikası ihracı yoluyla 13 milyar dolarlık dış finansman sağlanması hedefleniyor. Bu çerçevede, yıl içinde toplam 5 trilyon 344,3 milyar lira tutarında iç borçlanma yapılması öngörülüyor.

Borçlanmanın büyük ölçüde Türk lirası üzerinden gerçekleştirilmesi planlanırken, piyasa çeşitliliğini artırmak adına uygun koşullarda ABD doları dışında farklı döviz cinslerinden de ihraç yapılabileceği belirtildi.

Faiz yükünün etkin bir şekilde yönetilebilmesi için borçlanmalardaki vade yapısı ve araç çeşitliliği ön planda tutulacak; vadesine 12 aydan az kalan ve yenilenecek borçların oranı kontrollü bir şekilde yönetilecek. Ayrıca, olası likidite risklerine karşı güçlü bir nakit rezervi bulundurulması hedefleniyor.

TÜRK LİRASI SABİT KUPONLU GÖSTERGE TAHVİLİ İHRACI SÜRECEK

Programa göre, Türk lirası cinsinden sabit kuponlu gösterge tahviller piyasa koşullarına uygun şekilde düzenli olarak ihraç edilmeye devam edilecek.

Türk lirası cinsi bono, tahvil, kira sertifikası ile döviz cinsi tahvil, kira sertifikası, altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikaları, itfa takvimleri ve piyasa şartlarına göre çıkarılabilecek. Ek talepler piyasa katılımcıları tarafından değerlendirilecektir.

Kısa vadeli Hazine bonoları ve “Para Piyasası Nakit İşlemleri Aracılığı ile Sağlanacak Finansman Hakkında Yönetmelik”te belirtilen finansman araçları, nakit akımlarındaki geçici dalgalanmaları önlemek amacıyla kullanılacaktır.

Borç servisinin dengeli dağılımı ve ikincil piyasada fiyat etkinliğinin artırılması amacıyla piyasa koşullarına göre değişim ve geri alım ihaleleri düzenlenebilecektir. İhalelere yönelik bilgiler en az bir iş günü öncesinden duyurulacaktır.

Ayrıca, uluslararası sermaye piyasalarından finansman sağlamak için farklı vadelerde konvansiyonel tahviller ile kira sertifikaları, yeşil, sosyal ve sürdürülebilir tahviller piyasa koşullarına bağlı olarak ihraç edilebilecektir.