

Hazırlanan iddianamede, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı “ihbar eden” olarak yer alırken, Hazine ve Maliye, İçişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Tarım ve Orman Bakanlıkları ile İstanbul Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Şişli Belediye Başkanlığı ise “suçtan zarar gören” sıfatıyla gösterildi.
Not edilen iddianamede, şüphelilerden 99’unun örgüt mensubu olduğu, Ekrem İmamoğlu’nun “örgütün kurucusu” ve “elebaşı” olarak tanımlandığı belirtildi. Diğer şüphelilerin arasında Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülibrahimoğlu, Adem Soytekin ve Hüseyin Gün’ün örgütün yöneticileri olduğu ifade edildi.
İddianamenin tamamlanmasından sonra, en merak edilen konulardan biri de sürecin hukuki olarak nasıl şekilleneceği oldu. Bu konuları 7 soruda Ceza Hukukçusu Avukat Mehmet Genç ve Avukat Ali Kemal Atçeken ile ele aldık.
1- 3 BİN YILA YAKIN HAPİS CEZASI İSTENMESİ HUKUKİ AÇISINDAN NASIL DEĞERLENDİRİLMELİ?
Ekrem İmamoğlu hakkında istenen 849 yıl 6 aydan 2 bin 430 yıl 6 aya kadar değişen hapis cezası merak konusu. Bu kadar yüksek bir ceza talebi hukuki açıdan nasıl yorumlanmalı?
Mehmet Genç, “Ekrem İmamoğlu hakkında ‘849 yıl 6 aydan 2 bin 430 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılması’ iddiasındaki rakamlar, genellikle birden fazla suçun toplam cezalarını ifade eder. Hapis cezası isteminin sebebi birden fazla suç iddiasının varlığı veya suçların birden fazla kez işlenmiş olması ile de ilişkilidir” dedi.
Ali Kemal Atçeken ise “Savcılığın bu kadar yüksek bir ceza istemesi, her bir suç kaleminin ayrı ayrı değerlendirilip toplanmasından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.
2- BU KADAR UZUN SÜRECE CEZA KARARI VERİLEBİLİR Mİ?
Mehmet Genç, “Ekrem İmamoğlu’na isnat edilen her bir suç için ayrı ayrı hapis cezaları öngörüldüğü için, toplamda oldukça yüksek bir rakam oluşmakta. Ancak infaz süresi 28 yıl olarak belirlenmiştir” dedi ve devam etti:
— Suç için örgüt bağlantısı olduğunda ise bu süre 32 yıla kadar çıkabilir. Eğer İmamoğlu’na isnat edilen yüksek ceza talepleri gerçekleşirse, 5275 sayılı kanun madde 107/4 uyarınca ‘birden fazla süreli’ hapis cezasının miktarı ne olursa olsun, en fazla 32 yıl cezaevinde geçirilir.
— Sonuç olarak, mahkeme teorik cezayı dikkate alacak ama uygulanacak süre yasanın belirlediği üst sınırı geçemeyecek. Yüksek yıllar, hukuken uygulanabilir cezayı değil, suçların ağırlığını ve sayısını göstermek için belirtilmiştir.
3- BUNDAN SONRAKİ İLK AŞAMA NEDİR?
Mehmet Genç, “İddianame mahkemeye sunuldu ve mahkemenin inceleme için 15 günü var. Bu süre içinde mahkeme, iddianamenin eksik ya da usulsüz yönlerini kontrol edecek ve gerekirse dosyayı savcıya iade edebilir” şeklinde açıkladı.
Ali Kemal Atçeken, “İddianame mahkeme tarafından ön incelemeye tabi tutulacak; mahkeme, yasal unsurları kontrol edecek” dedi ve ekledi:
“Herhangi bir eksiklik varsa iddianame savcılığa iade edilecek; uygun bulunursa kabul edilecek ve duruşma günü belirlenecek.”

4- SANIKLAR YA DA AVUKATLARI İDDİANAMENİN KABULÜNE KARŞI BİR BAŞVURU VEYA İTİRAZ YAPABİLİR Mİ?
Ali Kemal Atçeken, “Sanıklar veya avukatları doğrudan iddianamenin kabulüne karşı itiraz edemezler. Fakat tutukluluk, yetki veya usul hataları ile ilgili itirazda bulunabilirler” dedi.
Mehmet Genç de bu konuya dikkat çekerek, “Iddianamenin eksik ya da hukuksuz olduğu düşünülüyorsa, mahkemeye yazılı itiraz yapılabilir. Mahkeme, bu başvuruları değerlendirir ancak süreç davayı durdurmaz” şeklinde açıkladı.
5- DURUŞMA SÜRECİ NE ZAMAN BAŞLAR?
“Tutuklu sayısının çok olmasından dolayı duruşmanın belirli bir tarihte yapılması önemlidir” diyen Ali Kemal Atçeken, “Bu nedenle duruşmanın erken tarihe verilmesini bekliyoruz” şeklinde sözlerini sürdürdü.
6- BU KADAR GENİŞ KAPSAMLI BİR DOSYADA MAHKEME, DOSYAYI BÖLME KARARI VEREBİLİR Mİ?
Ali Kemal Atçeken, “Geniş kapsamlı davalarda, mahkeme yargı sürecinin sağlıklı ilerlemesi için dosyaları birleştirme veya ayırma kararı verebilir” şeklinde belirtti.
7- DURUŞMA SÜRECİNDE YENİ DELİLLER ORTAYA ÇIKARSA, SAVCILIK VEYA MAHKEME NASIL BİR YOL İZLER?
“Kovuşturma aşamasında ortaya çıkabilecek yeni deliller, mahkeme tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu madde 206 ve 207 çerçevesinde dosyaya dahil edilebilir” diyen Ali Kemal Atçeken, şu bilgileri verdi:
— Savcılık, suçun niteliğinin değişmesi durumunda Ceza Muhakemesi Kanunu madde 170/3-e'ye göre “ek iddianame” düzenleyebilir. Bu aşamada mahkeme, sanığın yeni deliller hakkında beyanda bulunmasına izin vermelidir. Ancak belirtilen yeni delil, mevcut iddianamedeki suçların dışında başka bir suç tespit ederse, o yeni suçla yargılama yapılamaz. Burada hakim, durumu savcılığa bildirir ve gerekli soruşturmayı başlatır.



