

Kahramanmaraş merkezli depremlerde evini kaybeden 50 yaşındaki anne Semra Özbay ve 23 yaşındaki oğlu Barış Özbay, yaşadıkları zor günlerin ardından Defne ilçesinde hayata birlikte tutunmaya çalışıyorlar. Depremin yol açtığı yıkım sonucunda hem evlerini hem de yakınlarını kaybeden bu aile, üç yıldır zorlu bir sürecin içindeler. Barış Özbay, yaşadığı olayların ardından yaşama sevinci kaybı ile üniversite eğitimine ara vererek sürekli bilgisayar ve cep telefonuyla vakit geçirmeye başladı ve bu alışkanlık onu sanal dünyaya bağımlı hale getirdi. Bu durum, Barış'ın hayat hikayesini Türkiye'nin gündemine taşıdı.
Hatay Valisi Mustafa Masatlı'nın talimatıyla harekete geçen Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ekipleri, Barış'ın yeni bir hayata başlaması için destek vermeye başladı. Uzun bir aradan sonra duş alıp tıraş olan ve kişisel bakımlarını yaptıran Barış'ın evi de temizlenerek yenilendi. Sağlık kontrolleri yapılan Barış, telefonla oynamaya devam ettiğini belirterek, gelecekteki nesillerin telefon bağımlısı olmamaları için ailelere bazı tavsiyelerde bulundu.
“Tüm Gün Boşsam 24 Saat Telefonla Oynayabilirim”
Barış Özbay, gün boyunca yapacak pek bir şey olmadığında 24 saat boyunca telefonla vakit geçirebildiğini ifade etti. “Sabah uyandığımda yemeğimi yiyorum, tuvalete gidiyorum ve ardından oturuyorum. Bu işlemler uzun sürüyor, yapana kadar bir saat geçiyor. Uykum gelirse uyuyorum. Telefonla oynamak zorundayım. İnternet olmadığında ve annem dışarıda olduğunda, ya duvarlara ya da televizyonu izliyorum. Zaman geçmesini bekliyorum. Akşam olduğunda ve annem geldiğinde geç saatlere kadar telefonla oynuyorum. İnternet varsa sabaha kadar oturup oynuyorum. Böyle daha iyi oluyor. Ne kadar geç yatarsam o günü yaşamamış sayarım. Bazen internet yoksa oyun indirip akşama kadar oynuyorum. Yapacak bir şeyim olmadığı için sürekli oynuyorum ama bu beni aşırı bağımlı yapmıyor. Yalnız kaldığımda zamanı geçirmek için telefonu alıyorum. Eğer telefonla yapacak bir şey yoksa uyuyorum, duvarları, televizyonu veya dışarıyı izliyorum. Boş zamanlarımda telefonu elime alıyorum. Gün boyunca boşsam 24 saat telefonla oynayabilirim. Telefonda güzel oyunlar bulamıyorum. Hikaye tabanlı oyunlar oynamayı seviyorum. Arkadaşımın bilgisayarında tek kişilik oyunlar oynuyorum. Çevrimiçi oyunları sevmiyorum, sosyalleşmeyi de pek tercih etmiyorum. İnsanlarla uğraşmayı sevmiyorum. Oyunlarda daha çok oyunun hikayesine odaklanıyorum.” dedi.
“Ailelere Tavsiye Olarak Küçükten Çocuklara Telefon Vermeyin”
Barış Özbay, telefon bağımlılığı ile ilgili olarak “Küçükken çocuklara telefon vermeyin, büyüdükten sonra verin” diyerek ebeveynlere önerilerde bulundu. “Gençlere tavsiye vermeyeceğim; eğer ellerinde telefon varsa bırakın diyemem, çünkü çok geç. Ailelere şunu söyleyebilirim: Küçük yaşta çocuklarınıza telefon vermeyin, büyüdükten sonra verin. Çocukların dışarıda arkadaşlarıyla oynaması lazım ama telefonu arkadaşlarına da veriyorlar; bu da sosyal hayatlarını kısıtlıyor. Benim telefonum lise bitene kadar yoktu. Ancak büyüdüğümde telefon aldım. Çocuklara kendi telefonlarınızı vermeyin. Bence bu durum böyle olmalı. Dışarıda sosyalleşmediğim için yapacak bir şeyim kalmıyor. Duvarlara da bakacak halim yok, bu yüzden telefonla oynuyorum. Her şey böyle başlıyor ve zamanla alışkanlık haline geliyor. Hayatım çok sıkıcı geliyor. Telefonda oyun ve dizilerin belli senaryoları var. Bir dizi veya film izlediğimde ne olacağını rahatlıkla tahmin edebiliyorum ki bu durumu çok seviyorum. Gerçek yaşam böyle değil, belirsizlik korkutucu. İnsanlarla tanışmak istemiyorum, insanlar beni korkutuyor. Onların ne yapacağı belli olmuyor ve kafalarında neler olduğunu bilemezsin. Tanımadıklarla tanışmak istemiyorum.” şeklinde konuştu.



