Ülkemizde bulunan doğal sit alanları, özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat koruma alanları, tabiat anıtları, yaban hayatı geliştirme sahaları ve sulak alanlar gibi koruma statüsündeki bölgeler, çeşitlilik arz eden ekosistemlerin korunması adına önemli bir yer tutuyor. 2011 yılında toplam yüzölçümünün sadece yüzde 6.22’sini kapsayan koruma alanları, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün özverili çalışmaları sayesinde 2025 yılı itibarıyla bu oranı yüzde 13.30’a ulaştırmayı hedefliyor.
Toplam Genişliği 10.4 Milyon Hektar
Türkiye’de şu an ilan edilen 4 bin 93 doğal sit alanı ve 19 Özel Çevre Koruma Bölgesi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, tabiat koruma alanları, tabiat anıtları, yaban hayatı geliştirme sahaları ve sulak alanlar gibi bölümlerle birlikte toplamda 1.724 bölgemiz daha korunan alan statüsündedir. Korunan alanların toplam genişliği ise 10.4 milyon hektara ulaşmaktadır. Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Sözleşmesi doğrultusunda, 2030 yılına kadar ülke yüzölçümünün yüzde 30’unun korunmuş alan statüsü kazanması hedeflenmektedir.
60 Ayrı Noktada İnceleme
Bakanlık, doğal sit alanlarının tescili ve sınıflandırılması amaçlı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporları (ETBAR) hazırlamaktadır. Bu bağlamda, geçtiğimiz yıl önemli bir adım atılarak 60 farklı potansiyel doğal sit alanının tespiti ve tesciline yönelik çalışmalar başlatılmıştır.
7 Bölgeye Yeni Statü
Bakanlık, halihazırda 19 olan ‘Özel Çevre Koruma Bölgesi’ sayısını artırmak amacıyla çalışmalarına devam etmektedir. Bu çerçevede, 7 yeni Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin tespitine yönelik inceleme ve raporlamalar Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü tarafından tamamlanmıştır. Bu alanların ilan edilmesiyle birlikte, yurt içindeki korunan alan oranının yüzde 13.30’dan yüzde 14.95’e yükselebileceği öngörülmektedir. Korunan alanların artırılması hedeflenen yerler, Çanakkale-Balıkesir Kaz Dağları, Selçuk-Şirince, Bodrum Yarımadası, Sapanca Gölü, Adrasan, Kızılırmak Deltası ve Cilo Buzul Dağları olarak belirlenmiştir.
