İlk kez 1960'lı yıllarda abisinin teşvikleriyle saatçilik mesleğine adım atan Sebahattin Tanoğlu, 1970 yılında Merkez Çarşısı'nda kendi dükkânını açarak iş hayatına başlamıştır. O günden bu yana 20 metrekarelik alanında akreple yelkovanın sürekli mücadelesine şahitlik etmektedir.
Tanoğlu, mesleğine olan tutkusunu ve yaptığı işe verdiği önemi vurgulayarak, sadece maddi kazanç elde etmek için çalışmadığını dile getirmiştir.
Önemli olan işinin bitirilmesi olduğunu kaydeden Tanoğlu, “1970 yılında bu dükkânı açtım. O günden bu yana burada çalışmaya devam ettim. Yorulmadım, bıkkınlık duymadım; üç çocuğu büyüttüm, eğittim ve evlendirdim. Bizim meslekte bir işi üstlendiğinizde mutlu oluyorsunuz. 
“Geceleri bile saat yapıyordum.”
Para kazanma kaygısı taşımadığını ifade eden Tanoğlu, “Öyle günler oldu ki sabahlara kadar çalıştık. O dönemler tüm saatler kurmalıydı, günümüzdeki gibi elektronik saatler yoktu. Erzincan depreminden sonra çevremdekiler burayı kapatıp başka bir yere taşınmamı önerdiler, fakat buradan ayrılamadım. Cep saatleri ve masa saatleriyle uğraşıyorduk. Şimdi her şey pilli ve elektronik; bu da bizim işimizi büyük ölçüde azalttı. Günümüzde sadece pil takıp çıkartıyoruz, başka bir şey yapmıyoruz.” 
Tanoğlu, yanında yetiştirdiği çırakların bazılarının önemli kariyerler yaptığını, birinin vali, bir diğerinin belediyede şoför, diğerinin ise banka müdürü olduğunu belirtti. Ancak günümüzde bu mesleğe olan ilginin azaldığını ve gelen çırak sayısının giderek düştüğünü de sözlerine ekledi.
