DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, bir otelde, PKK'nın Türkiye'den çekilme kararı ve süreçle ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi.
Bakırhan, toplantıda yaptığı açıklamada, Türkiye tarihinin önemli bir dönüm noktasında bulunduklarını, bu durumun demokrasiyi ve yaşamı savunan herkesin ortak çabasıyla ortaya çıktığını ifade etti.
Terör örgütü PKK'nın fesih ve Türkiye'den çekilme kararına yönelik değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, bu çekilmenin barışa olan kararlılığın en net göstergesi olduğunu dile getirdi.
Bakırhan, “Bu, yalnızca bir geri çekilme değil, geleceğe yönelik büyük bir sıçramadır. 21. yüzyıl, barış, kardeşlik, eşitlik ve demokratik Cumhuriyet'in yüzyılı olmalıdır. Tarih bize bu fırsatı sunuyor. Bu fırsatı kaybetmemeliyiz.” şeklinde konuştu.
Geldikleri noktada sürecin ilk aşamasının sona erdiğini belirten Bakırhan, “Kongre kararları ve silahların teslim alınmasının ardından, çekilmenin tamamlanmasıyla birlikte yeni bir sayfa açılmıştır. Artık, çözümü beklemeden kendi hikayemizi yazma vaktidir. Şimdi, ikinci aşamaya, hukuki ve siyasi adımlarla toplumsal barışa geçiş zamanıdır. Süreç, yasalarla ve özgürlüklerle gelişmelidir. Siyasi ve demokratik dilin güçlendirilmesi gerekmektedir.” dedi.
“Herkes Elini Taşın Altına Koymalıdır”
Bakırhan, Meclis'in bu süreçte üzerine düşeni yerine getirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Meclisimiz, yalnızca yasaların yapıldığı bir yer değil; tarihin yazıldığı ve geleceğin şekillendirildiği bir mecradır. Dolayısıyla Meclis, bu süreci desteklemeli ve geliştirmelidir. Geçiş dönemi için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması önemlidir. Bu düzenlemeler sadece teknik değil, barışın temellerini oluşturacaktır. Herkes artık sorumluluk almalı, barış iradesine uygun hareket etmelidir. Geçmişteki olumsuz yansımalar ve söylemler bir kenara bırakılmalı, geleceğin demokratik düşüncesi benimsenmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Çatışmaların Bittiği Bir Aşamaya Geçtik”
Tülay Hatimoğulları ise, “Bu son adımla toplumsal barışı derinleştirmek ve demokratik siyaseti güçlendirmek için yeni sorumluluklar doğuyor. Kalıcı barışı inşa etmek için tüm gücümüzle çaba göstermeye devam edeceğiz.” dedi.
Bu sürecin farklı toplumsal kesimlerce benimsenmesinin ortak ve eşit bir gelecek inşası açısından kritik olduğunu belirten Hatimoğulları, “Bu aşamada tüm siyasi aktörler ve taraflar arasında tam ve açık diyalog kanalları açılmalıdır. Bu süreç yalnızca siyasi değil, kültürel ve toplumsal bir dönüşüm sürecidir. Barışın ve demokratikleşmenin inşasını, bilincimizle toplumsal dönüşümle güçlendirebiliriz.” şeklinde görüşlerini aktardı.
Barışı inşa etme sorumluluğunun herkesin üzerine düştüğüne dikkat çeken Hatimoğulları, siyasi ve hukuki adımların hızla atılmasının sürecin ilerlemesi için önemli olduğunu sözlerine ekledi.
