İbrahim Kişmir, Veysel Doğan ve Veysel'in 1 yaş küçük kardeşi Roni Doğan, 1999 yılında kurulmuş olan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Batman Öğrenim Birimi’nde ilkokul 4’üncü sınıf öğrencisi olarak 2005 yılında eğitim almaya başladılar. Her biri dezavantajlı koşullarda okuyan bu çocuklar, hayatlarında bilgisayar görmemişti. Sosyal çevreleri ve kurdukları arkadaşlıklar onları kötü alışkanlıklara yönlendirebilirdi. Ancak, yolları TEGV ile kesişti ve burada bilgisayarla tanıştılar, halk oyunları ve tiyatro öğrendiler, okumaya teşvik edildiler. Bu eğitim yuvası, onları bir daha hiç bırakmadı. Üniversite eğitimleri için farklı şehirlere gitseler de sonunda yine aynı yere, TEGV’e geri döndüler. Artık bu öğrenim biriminde gönüllü eğitmenlik yaparak küçük öğrencilere destek oluyorlar.
'Kurtarıcı Meleğim Oldu'
TEGV’e girdiği andan itibaren hayatının değiştiğini söyleyen İbrahim Kişmir, “Gördüğüm samimiyet ve abi-abla ilişkisi nedeniyle buraya her gün koşa koşa gelmeye, tüm eğitimlere katılmaya başladım. Kendimi daha mutlu ve huzurlu hissediyordum. Batman Üniversitesi Makine Teknikerliği’ni bitirsim de 2017’den beri ekmeğimi bu sayede kazanıyorum. Küçükken TEGV’e gitmemiş olsaydım hayatım bambaşka olacaktı. TEGV benim kurtarıcı meleğim oldu diyebilirim. Öğrenim birimine çocukluğumdaki gibi şimdi yine koşarak gidiyorum. En büyük kazanımlarımdan biri de Roni ve Veysel’le çocukluğumuzdan bu yana kurduğumuz dostluk oldu. Bizler de birer TEGV çocuğu olduğumuz için bugün gönüllü olarak çocuklarla konuştuğumuzda onların ihtiyaçlarını ve duygularını çok iyi anlayabiliyoruz. Bazen onlara bakıp birbirimize ‘Bu çocuğun huyları sana benziyor’ diyebiliyoruz. Kendi çocuğum Mirza Samet anaokulu çağına geldi. İki yıldır onu da TEGV’e götürüyorum. Kendi çocukluğumun geçtiği yerde çocuğumu görmek çok güzel” dedi.
'Ne Aldıysak Geri Veriyoruz'
Veysel ve kardeşi Roni Doğan, TEGV’in Batman’daki ilk gönüllülerinden olan ağabeyleri Erdal sayesinde ilkokuldayken eğitim birimine katılmaya başladı. Onlar da birçok çocuk gibi bilgisayarla ilk kez burada tanıştı, İstanbul’u da ilk defa bu sayede gördüler. Kendi çocukluğunun geçtiği odalarda çocuklarla yakından ilgilenen Veysel Doğan, “İlk gittiğim günü hatırlıyorum, rengarenk bir ortam vardı. Burada sürekli eğlenerek yeni şeyler öğrendiğim güzel bir çocukluk geçirdim. Bizimle ilgilenen, her sıkıntımıza çözüm bulmaya çalışan ve sevgisini esirgemeyen bir aile ortamı sunan birim sorumlumuz Dilber Abla’nın üzerimizdeki katkısı çok büyük. Bugün 3 boyutlu kalemi eline alan çocuk ne hissediyorsa ben de ilk defa bilgisayar gördüğümde benzer duygular yaşamıştım. Onlara sık sık anılarımdan bahsediyorum. TEGV’den ne aldıysak şimdi çocuklara vermek ve daha iyi bir gelecekleri olması için gönüllü olarak çabalıyoruz” şeklinde konuştu.
'Sokağın Tehlikelerinden Korunduk'
Roni Doğan ise, “TEGV, bizi sokağın tüm tehlikelerinden korudu. Kendine güvenen, sevgi dolu ve sosyal sorumluluk bilincine sahip bireyler olmamızı sağladı. Bizler birlik ve beraberliğimizi, mutlu bir çocukluk geçirmemizi bu kuruma borçluyuz. Küçükken koşarak gittiğimiz birimde hâlâ aynı neşe ile bir aradayız. Bu sevgi bağı, bir aile olmamıza vesile oldu. Şu anda çocuklarımız da bu ailenin bir parçası” ifadelerini kullandı.
