

Toplantıda açıklamalarda bulunan Memişoğlu, “Organ bağışı, bir kişinin yaşamını kurtarıyor. Biz, nakillerin %90'ını canlılardan gerçekleştiriyoruz. Türk toplumu fedakar bir yapıya sahiptir. Canlıyken kendi parçalarını veren bir toplum, yaşam sona erdiğinde ölmeden önceki organlarını daha kolay kabul edecektir.” dedi.
VASİYETİMDİR
Dünyada ilk organ nakli 1967 yılında, Türkiye’de ise 1968 yılında hayata geçirilmiştir. Türkiye'de ilk başarılı organ nakli ise 1975'te Profesör Dr. Mehmet Haberal tarafından yapılmış, 1988 yılında da kadavradan karaciğer nakli gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde 149 nakil merkezi bulunmasına rağmen, 32 bin 500 kişi hala organ beklemektedir. Her gün 3-4 kişi, organ nakli talebi nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Ben, organlarımı 1997 yılında bağışladım. O dönemde bir belge veriliyordu. Şimdi bunu e-Devlet üzerinden elektronik ortama aktaracağım. Bu kararım benim vasiyetimdir. Kalbim ve beynim durduğunda tüm organlarımı bağışlıyorum.” ifadelerini kullandı.
Toplantıda, Avrupa’da milyon başına 63, Türkiye’de ise 61 hastaya organ naklinin yapıldığı belirtildi. Ülkemizde her yıl yaklaşık 5 bin organ nakli gerçekleştirilirken, organ nakli bekleyen hasta sayısının son yedi yılda %20 oranında arttığı kaydedildi.
BÖBREK NAKLİNDE 50. YIL
Artık organ bağışında bireysel iradenin esas alınacağı, bağışın e-Nabız sistemi üzerinden gerçekleştirilerek, bağışçı durumunun yalnızca beyin ölümünden sonra görülebileceği ve bağışçının vefatı sonrasında aile üyelerinin organ naklinde öncelikli olacağı ifade edildi.
Bakan Memişoğlu, Türkiye’de ilk kez yapılan böbrek naklinin 50. yılı dolayısıyla Başkent Üniversitesi’nde düzenlenen 19’uncu Uluslararası Ortadoğu Organ Nakli Derneği (MESOT 2025) Kongresi’ne katıldı. Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın da yer aldığı etkinlikte Bakan Memişoğlu, “Elektronik sistemle, Türkiye'de e-Nabız olarak bilinen ve 85 milyon insanın yanı sıra çocukların da kullanabileceği bir sistemle organ bağışı gerçekleştirme imkanı sağladık.” şeklinde konuştu.



