

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Doğu Karadeniz'de son günlerde yaşanan ve genellikle hissedilmeyen mikro depremlerin heyelan alanlarını tetiklediğine dikkat çekti. Bektaş, “Hissedilmeyen 2.4 büyüklüğündeki mikro depremler, kıyıdaki heyelanları tetikleyebiliyor. İklim, yağış, depremlerin etkisi, dik topografya ve ayrışmış, bol kırıklı kayaç yapıları, heyelanları etkileyen unsurlardır.” ifadelerini kullandı.
Bölgedeki tarım alanlarında köklü ağaç dikimi yapılmasının gerektiğini belirten bilim insanları, mühendislik hizmetleri ile riskli yamaçların güvenli hale getirilmesini ve istinat duvarlarının da yeniden gözden geçirilmesini öneriyor. 
‘KARADENİZ FAYI, SAHİL İÇİN TEHDİT UNSURUDUR’
Prof. Dr. Bektaş, Trabzon’un Yomra ilçesinde meydana gelen 2.4 büyüklüğündeki mikro depremin bölgede deprem üreten fayların varlığına işaret ettiğini belirterek, “2.4 büyüklüğündeki mikro depremler oldukça olağandır. Bu durum, bölgede aktif ve deprem üreten fayların bulunduğunu göstermektedir.” dedi. 2012'deki 5.6 büyüklüğündeki Trabzon fayının Batum açıklarında meydana gelen depremi hatırlatan Bektaş, “Trabzon fayı üzerinde Yomra ilçesine kadar uzanan artçı sarsıntılar olmuştu. Karadeniz fayı, Trabzon'un kuzeyinde bir tehdit oluşturmaktadır. 1968 yılında Bartın'da gerçekleşen 6.6 büyüklüğündeki Karadeniz fayı depremi, bu tehlikenin ciddiyetini ortaya koymaktadır.” şeklinde ekledi. 
‘YAPI STOKUNUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR’
Prof. Dr. Bektaş, yapı stokunun gözden geçirilmesi ve binalarda oluşan korozyona dikkat çekerek, “AFAD, '2019 Deprem Tehlikesi Haritası'nda Trabzon'un deprem tehlikesini iki kat, Rize'nin ise üç kat artırdı. Rize-Trabzon sahilinin 6.6 büyüklüğündeki depremlere hazır olması gerekiyor.” dedi. Trabzon-Rize sahilinde dolgu alanları ve kumsal zemine dikkat çeken Bektaş, “Heyelan alanlarımız var, bu nedenle deprem tehlikesi daha da artmış durumda. 'Trabzon ve Rize deprem bölgesi değildir' diye 50-60 yıl boyunca depreme dayanıksız binalar inşa edildi. Mevcut yapı stokumuz, güncel yönetmeliğe uygun değil ve bir an önce gözden geçirilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı. 
‘RİZE VE TRABZON ARASINDA MİKRO DEPREM KÜMESİ GELİŞTİ’
Prof. Dr. Bektaş, 2023 yılında Kahramanmaraş'taki depremin Trabzon ve Rize arasında mikro deprem kümeleri oluşturduğunu belirtti. “2023 yılına ait depremin sarsıntılarını sahilde ve evlerimizde hissettik. Kandilli Rasathanesi’nin kayıtlarına bakıldığında, Rize ve Trabzon arasında bir mikro deprem kümesinin geliştiği görülmektedir. 2024 yılında bu küme içinde 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve bu deprem yer çekiminin etkisiyle oluşmuştur.” şeklinde belirtti. Bektaş, “1 ay sonra Arhavi ilçesinde meydana gelen heyelan ise o bölgedeki yağmursuz bir zamanda gerçekleşti ve heyelan deprem etkisinin 5 şiddetindeki alanında gelişti. Bu durum, Karadeniz sahilindeki heyelanların depremlerle doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.” dedi.
‘DEPREMLER, HEYELANLARI TETİKLİYOR’
Prof. Dr. Bektaş, depremlerin heyelanları tetiklediğini belirterek, “Hissedilmeyen 2.4 büyüklüğündeki mikro depremler, kıyıdaki heyelanları tetikleyebiliyor. AFAD ve Kandilli Rasathanesi’nin kayıtlarına baktığımızda Trabzon sahilinde birçok mikro deprem yaşanıyor. İklim, yağış, deprem etkisi, dik topografya ve ayrışmış, bol kırıklı kayaç yapısı, heyelanları tetikleyen etmenler arasında yer alıyor.” ifadelerini kullandı. Bektaş, “Topografya yükseldikçe ve depremler arttıkça önümüzdeki günlerde daha fazla heyelan yaşama ihtimali artacaktır. Trabzon’un önemli bir kısmı heyelan sahası üzerinde bulunurken, Rize’nin önemli bir kısmı ise dolgu sahası üzerindedir. Hissetmediğimiz mikro depremler beklediğimizden daha etkili olabilir.” dedi.



