

İzmir'de, doğal ile yapay kaynaklardan yayılan kirleticiler ve sanayi faaliyetlerinin etkisiyle, hava kalitesi kötüleşiyor. Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Yücel, bu konuda detaylı açıklamalarda bulundu.
Yücel, ilçelerdeki ölçümlere dayanarak, “Aliağa'daki yüksek kirletici tesisler, Torbalı ve Kemalpaşa'daki sanayi alanları ile taş ocakları İzmir’in hava kalitesine direkt etki ediyor. Karşıyaka, Konak ve Alsancak'ta yoğun trafik de önemli bir kirletici faktör. Hava kalitesinin bozulmasına sanayi faaliyetleri, kömür yakımı ve trafik yanı sıra inşaat tozları da sebep oluyor. Şehirde neredeyse her gün bir bina yıkılıyor ve bu durum çevre mahallelerde hava kirliliğine yol açıyor. Bu da hem estetik hem de halk sağlığı açısından ciddi bir sorun oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
“Hava Kalitesi Genellikle Orta ve Hassas Seviyelerde”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na göre, İzmir'deki hava kalitesi son dönemde genellikle 'orta' ve 'hassas' seviyelerde seyretmekte. Yücel, Hava Kalitesi İndeksi'ni (HKİ) şu şekilde açıkladı: “0-50 arası 'iyi', 51-100 arası 'orta', 101-150 arası 'hassas', 151-200 arası 'sağlıksız', 201-300 arası 'kötü' ve 301’in üzerindekiler 'tehlikeli' olarak değerlendirilir. Son ölçümlerde Konak'ta PM2.5 değerleri 62 ila 83 mikrogram/metreküp arasında değişiyor, 31 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında HKİ 100’ün üzerine çıkarak 'hassas' seviyeye ulaştı” dedi. Bu durumun özellikle çocuklar, yaşlılar ve solunum rahatsızlığı olan bireyler için risk oluşturduğunu belirten Yücel, “Sabah saatlerinde artan trafik yoğunluğu ve meteorolojik durgunluk, kirleticilerin kent merkezinde yoğunlaşmasına neden oluyor. Bu gibi durumlarda dışarda uzun süre kalmaktan kaçınmak, yoğun trafik saatlerinde havalandırmadan uzak durmak ve dış aktiviteleri sınırlamak öneriliyor” ifadelerini ekledi.
“Konak İstasyonundaki Ölçümler DSÖ Sınırının 4 Katından Fazla”
Yücel, Konak istasyonundaki ölçüm değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) günlük sınır değeri olan 15 mikrogram/metreküpün dört katından fazla olduğunu belirtti. “31 Ekim’de HKİ 103 ve 105 seviyelerine ulaştı. 1 Kasım sabahında 102, 3 Kasım sabahında 101-103, 4 Kasım sabahında ise 100 değeri kaydedildi. Bu veriler, özellikle sabah saatlerinde trafik yoğunluğu ve meteorolojik durgunluk nedeni ile hava kalitesinin bozulduğunu gösteriyor” dedi.
Menemen istasyonunda 3 Kasım saat 19.00 itibarıyla PM10 değerleri 103 ila 114 mikrogram/metreküp arasında ölçüldü. “Bu yüksek değerler, 5 Kasım 03.00’e kadar 110 mikrogram/metreküp civarında devam etti, yani bölgedeki PM10 seviyesi yaklaşık 36 saat boyunca 100'ün üzerinde seyretmiştir” diye ekledi.
“Yeşil Alanlar Artırılmalı, Toz Bastırma Uygulamaları Yaygınlaştırılmalı”
Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yayımlanan Kara Rapor’da, İzmir’in hava kirliliği sorununun önemine dikkat çekildi. Yücel, “Raporda, kentte uzun süredir partikül madde kirliliğinin sınır değerlerin üzerinde seyrettiği, özellikle yoğun trafik ve sanayi kaynaklı emisyonların halk sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturduğu belirtiliyor” dedi.
Kirliliğin azaltılması için alınabilecek önlemleri de sıralayan Yücel, “Toz kaynaklı kirleticilerin azaltılması amacıyla inşaat ve yol çalışmaları sırasında sulama veya toz bastırma uygulamaları yapılmalıdır. Kömür ve düşük kaliteli yakıt kullanımı denetlenmeli, akşam saatlerinde yakıt yakımı sınırlandırılmalıdır. Hava kalitesi izleme istasyonlarının verileri düzenli olarak kamuya açıklanmalı ve veri sürekliliği sağlanmalıdır. Yeşil alanların artırılması, ağaç ve çalıların oluşturulması teşvik edilmeli. Ayrıca, hava kirliliğine sebep olan sanayi tesislerinin iyileştirilmesi ve emisyon kontrol sistemlerinin etkinliği sağlanmalıdır. Eski binaların yıkımında zararlı maddelerin ayrıştırılması ve bertarafı çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde yürütülmelidir.” diye konuştu.



