

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Bilim Kafe Sohbetleri çerçevesinde düzenlenen 'Deprem ve İzmir' etkinliğinde, DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir önemli açıklamalar yaptı. Sözbilir, Türkiye'de 1975-1999 yılları arasında inşa edilen binaların zeminin özellikleri göz önünde bulundurulmadan yapıldığını belirterek, “Bu dönemdeki binaların çoğu depremlerde hasar görmekte, bazıları yıkılıyor. Mevcut yapı stoğumuz da depreme dayanıklı değil. Zira, binaların büyük bir kısmı 1999'dan önce inşa edildi. Günümüzde ise kentsel dönüşüm anlayışının doğal afetlere karşı hazırlıklı olması gerektiği ortaya çıktı.” ifadesinde bulundu.
'Fay Sayısı 150'den 485'e Yükseldi'
Prof. Dr. Sözbilir, son 21 yılda Türkiye'deki fay sayısının 1992 yılında 150 iken, 2013'te 485'e ulaştığını kaydetti. “Önümüzdeki yıllarda fay haritasının güncelleneceğini ve Türkiye’nin deprem tehlikesinin ne seviyede olduğunu belirleyeceğine dair bir tartışma başlatacağımızı” belirtti.
DEÜ ile İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle hazırlanan 'Deprem Master Planı' üzerinde de duran Sözbilir, “Binalarımızın sağlam olup olmadığını bilmek, risk almayı önler. İzmir'de ilk Deprem Master Planı 25 yıl önce yapıldı, bu süreçte son 20 yılın yapı stoğu göz önünde bulundurulmamış. Yenilenme çalışmalarının son aşamasındayız. İzmir'de, 13 tane fayın deprem üretme potansiyeli hakkında bilgi elde ettik.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Sözbilir, deprem uzmanı olmayan kişilerin bu konu hakkında yorum yapmalarının yanlış olduğunu da vurguladı. “Belli standartlar korunduğunda her yerde bina inşa edilebilir.” dedi. Fayların üstlerinin yapılaşmaya kapatılması gerektiğini ifade eden Sözbilir, sadece yakın gelecekte deprem riski taşıyan fayların üstlerinin kapatılmasının önemine dikkat çekti.
'İzmir'deki Yapı Stokunun Yüzde 60'ı Depreme Dayanaksız'
İzmir'de yapı stoğunun yüzde 60'ının depreme dayanıklı olmadığını belirten Prof. Dr. Sözbilir, “Bornova, Karşıyaka, Seferihisar ve Balçova'da mikrobölgeleme ve yapı envanteri çalışmalarımız sürüyor. Türkiye genelinde de yüzde 60 civarında depreme dayanaksız yapı stoku mevcut. İzmir’de ise toplam 40 fay var.” dedi.

'Sındırgı Fayının Kırılmaması Kritik'
Sındırgı'daki 10 Ağustos'taki 6.1 büyüklüğündeki deprem sonrası artçı sarsıntıların meydana geldiğine dikkat çeken Sözbilir, “Dağlardaki bazı faylar kırıldı ancak Sındırgı fayı hâlâ risk teşkil ediyor. Bu bölge afete maruz bölge olarak ilan edildi.” dedi.
'Sındırgı'da Artçılar 20 Bini Aştı'
Sındırgı'daki depremlerin fayın yüzeyine kadar gelmesi durumunda daha tehlikeli olabileceğini belirten Sözbilir, “Sındırgı'da yaşanan artçı sarsıntıların sayısı 20 bini geçti. Şu anki durağanlık süreci, fayın stres biriktirdiği konusunda endişe veriyor.” açıklamasında bulundu.
Türkiye genelinde 30'dan fazla deprem üretme zamanı gelen fay bulunduğunu ifade eden Sözbilir, “Marmara'nın yanı sıra İzmir de bu risk grubunda.” dedi.
'İzmir İçin En Tehlikeli Fay Tuzla'
Prof. Dr. Sözbilir, en riskli fayın İzmir fayı olduğunu ve bunun ciddi can kaybına neden olabileceğini belirtti. “İzmir fayının kırılma aralığı en az bin yıl. Ancak Tuzla fayında deprem üretme zamanı gelmiş durumda.” dedi. Gelecek yüzyılda İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünün kampüsünün yerinin değiştirilmesinin gerekebileceğini ekledi.
'İzmir'de 12 Deprem Uyarı İstasyonu Kurulacak'
Son olarak, İzmir’de 1-2 ay içerisinde 12 adet deprem uyarı istasyonu kurulacağını duyurdu.



