reklam
reklam
DOLAR39,2875% -0.11
EURO44,7841% -0.54
STERLIN53,1658% -0.45
FRANG47,7837% -0.45
ALTIN4.177,02% -1,41
BITCOIN106.299,910.72
reklam

Hakikatin Gür Sesi: Çağlar Ötesinin Şairi

Yayınlanma Tarihi : Google News

Türk düşünce ve fikir dünyasının en önemli isimlerinden biri olan üstat Necip Fazıl Kısakürek, vefatından 42 yıl sonra bile eserleri ve düşünceleriyle milletine yön vermeye devam ediyor. Şiirlerinde metafizik bir derinlik sunan ve Türk milletinin ruhunu besleyen Kısakürek, günümüz Türkiye’sini yöneten kadroları da derinden etkilemiştir. Türk Edebiyatı Vakfı tarafından 1980 yılında “Sultanu’ş Şuara” unvanı ile onurlandırılan Kısakürek, 26 Mayıs 1904 tarihinde Çemberlitaş’ta dünyaya gözlerini açtı. 1924’te Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sağlanan yurt dışı bursunu kazanarak 20 yaşında Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nde Felsefe eğitimi almaya gitti. Paris’te yaşadığı bohem hayat nedeniyle okulunu ihmal eden şair, 1925’te Türkiye’ye döndü ve ilk şiir kitabı “Örümcek Ağı”nı yayımladı.

Üstada Saygı
Kısakürek, kendisini temsil eden ve birçok entelektüel ismin yer aldığı “Büyük Doğu Dergisi”ni 512 sayıya ulaştırarak edebiyata büyük katkılarda bulundu. Birçok kez mahkemeye taşınan bu dergi, çeşitli nedenlerle 14 defa kapatılmış ve tekrar açılmıştır. İlk kez 1949 yılında tutuklanan Kısakürek, o yıl Demokrat Parti iktidarının çıkardığı Af Kanunu ile serbest kalmıştır. Dergiyi “Büyük Doğu Hareketi”ne dönüştüren Kısakürek, 1963 yılından itibaren Türkiye’yi dolaşarak düşüncelerini “Hitabeler”, “İman ve Aksiyon”, “Komünist İhtilali”, “Dünya Bir İnkılap Bekliyor” ve “Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu” başlıklı konferanslarla yayımlamıştır.

Kısakürek, güçlü hitabet yeteneği ve geniş kitlelere etkileyici bir şekilde hitap etmesiyle döneminin gençleri arasında “üstad” olarak anılmaya başlamıştır. Yaklaşık 100 eser kaleme alan Kısakürek, Erenköy’deki evinde 25 Mayıs 1983 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesinde Türkiye’nin dört bir yanından binlerce gencin katıldığı Fatih Camii’ndeki namazın ardından, Eyüp Sultan Mezarlığı’nda defnedilmiştir.

Talebesi Anlatıyor
SABAH’a yaptığı açıklamalarda Necip Fazıl’ın talebesi ve eğitimci yazar Muazaffer Doğan, “Üstad Necip Fazıl, her daim hakikati savunan ve davasından asla taviz vermeyen bir şahsiydi. Sayısız zorluğa göğüs gerdi, fakat asla yılmadı. Zor zamanlarda hakkı haykırdı ve bir nesli derinden etkiledi. Onun gibiler pek nadir yetişir. Bu ülkede yeni Necip Fazılların çıkacağına inanıyorum. Necip Fazıl’ı tanımak ve onun eserlerini okumak gerekir. O olmadan Türk düşünce tarihi eksik kalır. Gençlerin irfan sahibi ve kararlı olmasını isterdi.” sözlerini kullandı.

Arvasi ile Tanışma ve Büyük Dönüşüm
İlk iki kitabında yer alan şiirlerini 1932’de “Ben ve Ötesi” adlı eserinde toplamış olan Kısakürek, hayatının en önemli dönüşümünü 1934 yılında büyük İslam alimi Abdulhakim Arvasi ile tanışarak yaşadı. Kısakürek, Arvasi ile tanışmadan önceki yaşamını “Tam 30 yıl saatim işlemiş, ben durmuşum. Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.” dizeleriyle özetleyerek, sonrasındaki çalışmaları maneviyat odaklı olarak gerçekleştirdi.


Warning: Undefined array key "ozellikler_videOzet" in /home/siyasimedyanet/public_html/wp-content/themes/theHaberV8/thewp/single_vizyondakiler.php on line 120

Türk düşünce ve fikir dünyasının en önemli isimlerinden biri olan üstat Necip Fazıl Kısakürek, vefatından 42 yıl sonra bile eserleri ve düşünceleriyle milletine yön vermeye devam ediyor. Şiirlerinde metafizik bir derinlik sunan ve Türk milletinin ruhunu besleyen Kısakürek, günümüz Türkiye’sini yöneten kadroları da derinden etkilemiştir. Türk Edebiyatı Vakfı tarafından 1980 yılında “Sultanu’ş Şuara” unvanı ile […]

DEVAMINI OKU
reklam

YORUM YAP