

2028-2029 yıllarında Türkiye'nin; Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında dijital bir köprü kuracağını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemiz bölgenin veri üssü konumuna gelecektir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
“TÜBA ve TÜBİTAK'ın kıymetli mensupları, değerli misafirler, sizleri en içten duygularımla selamlıyorum. Sizlerin aracılığıyla bilim ve düşünce dünyamıza önemli katkılar sunan tüm bilim insanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Aday gösterilen çalışmaların incelenmesi ve değerlendirilmesinde yoğun emek harcayan hakemlerimize teşekkür ediyorum.
Bu değerli programın; ülkemiz, milletimiz ve bilim camiamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sözlerimin başında, 11 Haziran’da ebediyete uğurladığımız Prof. Dr. Gazi Yaşargil hocamızı ve Türkiye Bilimler Akademisi’ne emek vermiş, ama bugün aramızda olmayan tüm bilim insanlarımızı rahmetle anıyorum.
Aday gösterilen çalışmaların değerlendirilmesinde önemli emek harcayan hakemlerimize, komitelerimize ve Akademi Konseyine teşekkür ediyorum.
TÜBA ödüllerimiz çerçevesinde bu yıl 38 bilim insanımıza ödül ve beratlarını takdim ediyoruz. TÜBİTAK bilim ve teşvik ödüllerimizi ise 8 farklı üniversiteden 11 hocamıza sunuyoruz. Elektrokimyadan katı cisimler mekaniğine, deneysel psikolojiden RNA biyolojisine; diş hekimliğinden nöroloji, tarih ve felsefeye kadar geniş bir alanı kapsayan eserleri ile hocalarımızı başarılarından dolayı kutluyorum. Uluslararası Akademi Ödüllerimizi, Sağlık ve Yaşam Bilimleri kategorisinde iki önemli isme vereceğiz. Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllerimizi, Eczacılık Özel Ödülü dahil, 28 genç akademisyene takdim edeceğiz. Dördü telif eser, üçü jüri özel ödülü, biri Halil İnalcık Özel Ödülü olmak üzere sekiz hocamızı Bilimsel Telif Eser Ödülü ile bir araya getiriyoruz.
Ödül alan hocalarımızın çalıştığı kurumlara baktığımızda, her bölgemizin listede yer aldığını görüyoruz.
Kıymetli misafirler, bilim insanları şurası bir gerçektir ki insan, fıtratı gereği soran ve sorgulayan bir varlıktır. Bilmek ve anlamak arzusu taşır. Bilimin en temel özelliği evrensel olmasıdır. Bilimde önde gelen ülkelerdeniz.
Batıda kurulan ilk üniversiteler bizim eğitim metotlarımızın örnek alınmasıyla faaliyete geçmiştir.
'BİLİMDE ÖNDE GELEN ÜLKELERDENİZ'
Değerli misafirler, bilim insanları, bir gerçek vardır ki insan, fıtratı gereği sorgulayan bir varlıktır. Bilmek, anlamak; büyüklerimizin tabiriyle fehmetmek ister. Doğanın, tarihin, eşyanın, kâinatın; kısaca geçmişteki oluşların anlamını kavramak, sebeplerin peşinde koşmak insan olmanın bir özelliğidir.
Bilimin en temel özelliği birikime ve evrenselliğe dayalı olmasıdır. Farklı coğrafyalarda üretilen bilimsel bilgi, sürekli olarak gelişir ve güncellenir. Astronomiden tıbba, matematikten mimariye kadar sayısız değerler kazandırmış bir medeniyetin parçası olarak, bu alanda şükürler olsun önde gelen ülkeler arasındayız. Örneğin, astronomi alanındaki çalışmalar; geçmişin ötesinde bir tasarım ve fonksiyon sunan usturlaplar, takvimler ve su saatleri ile bizde bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır.
Batıda kurulan ilk üniversiteler, bizim eğitim metotlarımızın ve müfredatımızın örnek alınmasıyla faaliyetlerine başlamıştır. Asırlarca ilim ve sanat insanlarımız; gerek bu topraklara, gerekse Batı’ya çok değerli eserler sunmuştur.
Hekimlerimiz, âlimlerimiz, düşünürlerimiz, mimarlarımız, şairlerimiz; kısaca zihin ve gönül dünyamızı şekillendiren yüzlerce, binlerce yetenek bugünkü medeniyetimizin temellerini atmıştır.
Anadolu topraklarının altında yatan büyük mezarların ruhları, bizim varlığımıza karıştıkça; ruhlarımıza düşman olanların zehirli etkileri bizim yolumuzu çizemeyecektir. Evet, biz yalnızca günümüzde yaşayan bilim ve sanat insanlarımızla değil; aynı zamanda geçmişteki düşünürlerimizle de var olan bir milletiz. Eserlerimizle, fikirlerimizle, bu topraklarda yetişen bilim insanlarımızla insanlığa önemli katkılarda bulunduk.
Bu konuşmamda geçmişin parıltılı günleriyle kendimizi avutmaktan bahsetmiyorum. Ecdadımızla her zaman iftihar edeceğiz, fakat geçmişe saplanıp kalmayacağız. Geleneği, geçmişin izleriyle değil, ateşi geleceğe taşımak olarak tanımlıyor ve unutmuyoruz. Geçmişten aldığımız birikimle heybemizi geliştirecek, yenileyerek ve güçlendirerek geleceğe taşıyacağız. Bilgiye sırtımızı dönemeyeceğiz; aynı zamanda kendi kavramlarımızı oluşturacak, kendi lügatimizle düşünmeye devam edeceğiz.
“PROJELERE 8,22 MİLYAR LİRALIK DESTEK VERDİK”
Sadece TÜBİTAK bünyesindeki araştırma destek programlarıyla son 23 yılda 36 binden fazla projeye 153 milyar TL kaynak sağlamış bulunuyoruz. Bilim insanı destekleri kapsamında bu süreçte 415 bin 119 bilim insanına 46,5 milyar TL destek verdik.
Özel sektörde 28 bin 493 projeyi 134 milyar liralık güçlü bir kaynakla destekledik. Bilim kültürünü ülkemizin dört bir yanına yaymak amacıyla 2007’den bu yana 53 bin 394 projeye güncel rakamlarla 8,220 milyar lira destek sağladık. Teknoparklarımızın sayısını 2’den 113’e; ilk kez hayata geçirdiğimiz AR-GE merkezlerinin sayısını sıfırdan 360’a; teknoparkı olan illerimizin sayısını ise 2’den 64’e yükselttik.
Millî Uzay Programımızda, ulusal ve uluslararası lider araştırmacılar programımızda; farklı düzeylerdeki burs, staj, eğitim ve atölye programlarımızla öğrenen, öğreten ve ülkemize katkı vermek isteyen gençlerimizin yanında olmayı sürdürüyoruz.
Millî Teknoloji Hamlemizde gerçekten büyük bir ivme kazandık. Geçtiğimiz eylül ayında 13’üncüsünü gerçekleştirdiğimiz TEKNOFEST ile milyonlarca gencimizi bilimle, teknolojiyle ve inovasyonla buluşturmuş olduk.
Türkiye’nin 81 ilini, üniversitelerimiz yanı sıra kütüphanelerle; bilim, eğitim ve gençlik merkezleriyle donattık. Yedi yıl içinde kütüphane kullanım alanını 325 bin metrekareden 800 bin metrekareye çıkardık. Yeni açılacaklarla birlikte, 2026 yılında toplam kütüphane kullanım alanımızı 1 milyon metrekareye, oturma kapasitemizi ise 200 bin kişiye taşımayı hedefliyoruz. 300 milyon elektronik kaynağın yanı sıra 141 milyon 700 bin kaynağı bulunan ve dünyanın üçüncü büyük kütüphanesi konumundaki Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesini, öğrenci ve akademisyenlerimizin kullanımına açtık.
“TÜRKİYE DİJİTAL KÖPRÜ OLACAK”
Yapay zekadan otonom sistemlere, veri depolama ve işleme merkezlerinden insansız teknolojilere kadar pek çok ülkenin imrenerek baktığı projelere imza atıyoruz. Kısa süre önce Türkiye’de ilk kez hiper ölçekli bir bulut bölgesinin kurulması ile ilgili stratejik bir mutabakat imzalandı. 2028-2029 yıllarında faaliyete geçmesi planlanan bu proje ile Türkiye, Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında dijital bir köprü olacak ve bölgemizin veri üssü konumuna gelecektir. Şu anda burada saymadığım birçok alanda emin adımlarla hedeflerimize ilerliyoruz. Dünyanın en iyi ülkeleri arasında yer alacağımız bir lige yükseliyoruz. Bu başarılar, önümüze çıkarılan çeşitli engellere rağmen, muhalefetin sığ görüşlerine rağmen elde ediliyor. Çünkü biz, muhalefetin hâlâ anlayamasa da milletimizin bilgi birikimine, çalışkanlığına ve yaratıcılığına inanıyoruz.
Biz, burada bulunan bilim insanlarımızın zorlukları aşma iradesine ve Türkiye'ye hizmet etme isteğine sonuna kadar güveniyoruz. Son 23 yılda elde ettiğimiz kazanımlar, geleceğimiz adına bize umut ve heyecan veriyor. Biz daha büyük hedeflere ulaşmak için cesaretlendiriyoruz. Üretmeye, yeni buluşlara imza atmaya devam edeceğiz. Ülke ve millet olarak, biz daha fazla şey gerçekleştirebiliriz.



