

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, günlük olarak deniz seviyesinin ölçülebildiği uydu altimetresi tekniğinden yararlanarak Karadeniz'in 1993-2020 yıllarındaki deniz seviyesini inceledi.
Elde ettiği verilerden deniz seviyesinin yaklaşık 10-12 santimetre kadar yükseldiğini belirten Kutoğlu, bu çalışmasını Japonya'nın başkenti Tokyo'da 22-24 Kasım'da düzenlenen 16. Uluslararası Çevre Bilimi ve Teknolojisi Konferansı'nda sundu.
Kutoğlu, AA muhabirine, dünyada iklim değişikliğine bağlı olarak okyanusların yılda 3 milimetre kadar yükseldiğini vurguladı.
Deniz seviyelerinin de yükseldiğini, buna bağlı olarak kıyı alanlarında ciddi su baskınları görüldüğünü ifade eden Kutoğlu, analizlerin karbon emisyonlarının bu ölçüde devam etmesi halinde buzul erimelerinin artacağını ve deniz seviyesinin 2100 yılına kadar 2 metre civarında yükselebileceğini öngördüğünü kaydetti.
Kutoğlu, denizin 2 metre yükselmesinin kıyı erozyonu açısından önemli olduğunu belirterek, bir birim deniz seviyesi yükselmesinin denizin 50 ila 100 kat daha içerilere girmesi anlamına geldiğini vurguladı.
KUZEY KARADENİZ BÖLGESİ KIYI EROZYONUNDAN DAHA FAZLA ETKİLENEBİLİR
Kutoğlu, Karadeniz'de bu konuda yeterli çalışma olmadığını belirterek, “Karadeniz'deki deniz seviyesini 1993 yılındaki verilere kadar giderek aldık. Bunların zaman serisi analizini yaptık. Elde ettiğimiz bulgular, Karadeniz'in de okyanuslarla eş değer şekilde yılda 2,5 ila 3 milimetre kadar yükseldiğini gösteriyor. Dolayısıyla okyanus kıyılarındaki tehditler ne ölçüdeyse Karadeniz kıyısındaki şehirler için de benzer tehditler söz konusu. 1993 yılından 2020'lere kadar Karadeniz ortalama 10-12 santimetre kadar yükselmiş.” dedi.
Karadeniz'in kıyı şeridinde yatırımları bulunan ülkelerin projelerini gözden geçirmeleri gerektiğini belirten Kutoğlu, kıyı erozyonunu ve denizden gelecek su baskınlarını dikkate alarak yatırımlarını yapmanın önemine dikkat çekti.
Kutoğlu, Kuzey Karadeniz bölgesinde kıyı yükseltilerinin daha düşük olduğunu ve bu nedenle kıyı erozyonunun bu alanlarda daha fazla olacağını ifade etti.
Türkiye'nin kıyılarında da deniz seviyesi yükselmesine bağlı olarak zarar görebilecek düşük kotlu alanların bulunduğunu kaydeden Kutoğlu, deniz seviyesinin dikkate alınması gerektiğini, aksi takdirde yatırımlar için sürekli bakım ve koruma çalışmaları yapmak zorunda kalınacağını anlattı.
– “160 MİLYON İNSANIN ETKİLENMESİ SÖZ KONUSU”
Kutoğlu, özellikle Rusya bölgesinde, Azak Denizi etrafında, Romanya ve Balkanlar tarafında haritada sarı ve kırmızı renklerle belirtilen yerlerin daha yüksek tehdit içerdiğini, Gürcistan tarafında da yoğun su altında kalma riski olabileceğini belirtti.
Kuzey Karadeniz kadar olmasa da Türkiye'de de risk faktörü içeren kesimlerin bulunduğunu söyleyen Kutoğlu, “Bizim Karadeniz kıyılarında da kotu düşük bölgelere sahip alanlar mevcut. Bu alanlarda gelecekte deniz seviyesinin daha içerilere girmesi ve fırtınalı dönemlerde denizin daha iç bölgeleri tahrip etmesi ön görülüyor. Kıyı erozyonu görülen yerlerde birtakım kıyı tahkimatları yapılıyor ama bundan sonraki yatırımlarda deniz seviyesi yükselmesi dikkate alınarak daha kıyıdan iç bölgelerde, yüksek kesimlerde altyapı yatırımlarının yapılması daha sağlıklı olacaktır.” dedi.
Kutoğlu, Karadeniz havzası kıyılarında yaklaşık 160 milyon insanın yaşadığını belirterek, “Bu nüfusun büyük bölümü, yerleşim alanlarının çoğunluğunu kıyı kenarlarında oluşturmaktadır. Dolayısıyla deniz seviyesine bağlı olarak 160 milyon insanın etkilenmesi söz konusu.” ifadelerini kullandı.



