reklam
reklam
DOLAR39,2451% -0.05
EURO44,9603% 0.01
STERLIN53,2911% 0.06
FRANG48,0649% 0.09
ALTIN4.258,58% -0,10
BITCOIN106.223,470.628
reklam

Türklerin hafızalarında derin izler bıraktı, zorunlu göçün üstünden tam 36 yıl geçti

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türklerin hafızalarında derin izler bıraktı, zorunlu göçün üstünden tam 36 yıl geçti
reklam

1944’te Bulgaristan’da iktidara gelen Bulgaristan Komünist Partisi, siyasi muhalefeti en ağır şekilde, özellikle Türkler ve Müslümanlar üzerinde yoğunlaştırdı. 1946 yılında çıkarılan bir kanunla azınlık okulları kapatıldı ve kısa bir süre içinde ana dilde eğitim yasaklandı.

HAPİS, SINIR DIŞI EDİLME, TOPLAMA KAMPLARI…

1984 yılında başlatılan ve “Yeniden Canlanma Süreci” olarak bilinen dönemde, Müslümanların ve Türklerin isimlerinin zorla Bulgar isimleriyle değiştirilmesi yönünde baskılar yapıldı. Bu duruma itiraz edenlerin hapis, sınır dışı edilme ve Tuna Nehri üzerindeki Belene Toplama Kampı’na gönderilme gibi sert uygulamalarla karşı karşıya kaldığı kaydedildi.

850 BİN MÜSLÜMAN’IN ADI ZORLA DEĞİŞTİRİLDİ

Gerçekleşen asimilasyon kampanyası sonucunda zorla 850 bin Müslüman’ın isimleri değiştirildi; yaklaşık 1000 kişi Belene Kampı’na hapsedildi ve yüzlerce kişi yaşamını yitirdi.

Dünya medyası, 1986 yılında olimpiyat ve dünya şampiyonu halterci Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye kaçışıyla birlikte Bulgaristan’daki Türklerin maruz kaldığı baskılar hakkında haberdar oldu. Birçok ülke, bu duruma karşı Bulgaristan’a itirazını dile getirdi.

350 BİN TÜRK, TÜRKİYE’YE GÖÇ ETTİ

Tepkilerin ardından, azınlıkları sürgün etme kararı alan Bulgaristan hükümeti, 24 Mayıs 1989 itibarıyla Türkleri gruplar halinde Türkiye sınırına yığmaya başladı ve 2 Haziran 1989’da Türkiye’nin, ülkesindeki azınlığı kabul etmesi için sınır kapılarını açmasını istedi.

Türkiye, 4 Haziran 1989’da Kapıkule Sınır Kapısı’nı açtığında, 22 Ağustos 1989’a kadar yaklaşık 350 bin Türk, Bulgaristan’ı terk ederek Türkiye’ye göç etti.

“TÜRKLERİ TAŞIYAN TRENLERE ‘UTANÇ TRENLERİ’ ADI VERİLDİ”

Göçe şahitlik eden ve bu süreci fotoğraflayan gazeteci Behiç Günalan, o dönemde bilgiye ulaşmanın oldukça zor olduğunu ve edindikleri bilgileri Türk kamuoyuna aktardıklarını belirtti. Günalan, göçe zorlanan Türklerle irtibat kurarak, “Büyük bir insani krizle yüzleşiyoruz. Türkleri taşıyan bir trenle karşılaştık, daha sonra bu trenlere ‘utanç trenleri’ denildi ve yüz binlerce insan bu trenlerle Türkiye’ye ulaştı.” dedi.

HAFIZALARDA DERİN İZLER BIRAKTI

300 binden fazla soydaşın Türkiye’ye geldiğine vurgu yapan Günalan, o dönemde yazdıkları haberlerin ve çektikleri fotoğrafların unutulmaz izler bıraktığını ifade etti. Ayrıca, o zaman çektiği fotoğraflara konu olan bir kız çocuğuyla Türkiye’de yeniden bir araya geldiğini sözlerine ekledi.

reklam

YORUM YAP