İstanbul’un fethinin üzerinden 572 yıl geçti. 5 Nisan 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmed’in ordusuyla birlikte İstanbul’un önlerine gelmesiyle başlayan kuşatma, Osmanlı donanmasının 21 Nisan’ı 22 Nisan’a bağlayan gece 72 parça kadırganın karadan yürütülerek Haliç’e indirilmesiyle seyrini değiştirdi. Sultan II. Mehmed, 29 Mayıs’ta büyük taarruz için emir verdi. 572 yıl önce bugün, günün ilk ışıklarıyla başlayan taarruzla surlar aşıldı ve İstanbul’un kapıları Türklere açıldı. Peygamber Efendimizin hadisine mazhar olmak isteyen Türk ordusu, Fatih Sultan Mehmed Han’ın önderliğinde Bizans’ın aşılmaz denilen surlarını aşarak gerçekleştirdiği bu şanlı fethin üzerinden asırlar geçmiş olmasına rağmen, politik ve kültürel etkileri hâlâ devam ediyor. Ortaçağ’ın sona erdiği ve yeni bir çağın açıldığı bu kutlu fetih, aynı zamanda hilalin haça karşı kurduğu üstünlüğün sembolü olarak da anılıyor.
Batılı Tarihçiler Bile Övdü
İstanbul’un fethinden sadece Türk ve Müslüman tarihçiler değil, Batılı ünlü tarihçiler de övgüyle bahsediyor. Batılı tarihçilerin fetih ile ilgili kullandığı ifadeler, 21 yaşındaki bir hükümdarın başardığı işin Hıristiyan dünyasında yarattığı travmayı gözler önüne seriyor. İşte onlardan bazıları:
● Steven Runciman: İstanbul’un düşüşü, Bizans İmparatorluğu’nun sonunu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselişini işaret etti. İstanbul’un düşüşü, dünya tarihinde bir dönüm noktasıydı.
● Franz Babinger: Fatih Sultan Mehmed’in kendi halkının ve Batı dünyasının tarihinde oynadığı rolü nasıl değerlendirirsek değerlendirelim, Ortaçağ’ın önde gelen figürlerinden biri olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.
● Edward Gibbon: Genç hükümdar hiçbir engel tanımayan kararlılıkla İstanbul’u fethetme arzusunu gerçekleştirdi.
● Rene Grousset: Osmanlıların bilimsel gücü ve sağlamlıkları, kurumlarının mükemmelliği ve ardışık fetihler peşinde koşan yapıları, Türkleri iki kat avantajlı kıldı ve üstünlüklerini sağladı.
Peygamber Efendimizin Müjdesi
Roma, Bizans ve Osmanlı olmak üzere üç imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul, “İkinci Roma”, “Yeni Roma”, “Byzantion”, “Konstantinopolis” ve “Konstantiniyye” olarak adlandırıldı. Hazreti Muhammed’in “İstanbul (Konstantiniyye) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur” hadisi, İslam dünyası için de fethedilmesi gereken önemli bir şehir olarak görülmesine neden oldu.
Surları Sadece Fatih Aştı
İstanbul, 1453’ten önce farklı kavim ve medeniyetler tarafından onlarca kez kuşatıldı. Milattan önce Makedonya Kralı Philippe, Roma İmparatoru Septim Severus, milattan sonra İran Hükümdarı Keyhüsrev, Avar Türkleri, Emeviler, Abbasiler, I. ve II. Bulgar İmparatorluğu, Ruslar, Kiev Knezliği, Haçlılar, İznik İmparatorluğu, Venedikliler, Cenevizliler ve Osmanlılar, şehri kuşatmıştır. Takvim yaprakları 29 Mayıs 1453’ü gösterdiğinde Osmanlı ordusu şehrin mutlak hâkimi olmuştur.
