

Güneydoğu kırsalında hedeflediğimiz 1.000 kilometrelik turda direksiyonu Mardin’in ünlü ilçeleri Kızıltepe ve Midyat’a ve oradan da Fırat Kalkanı operasyonları ile yeniden hayat bulan sınır köylerine kırıyoruz. Özellikle sınırın iki yakasında kurulan organize sanayi bölgeleri, devasa kamu yatırımları ve kooperatif oluşumlarının hikâyeleri bizi adeta kendine çekiyor. Sabah erken saatlerde Kızıltepe’deyiz. Mardin’in güzelliklerini es geçip direkt Kızıltepe’ye gelme nedenimizin elbet bir sebebi var. Çünkü Irak ticaret yolu üzerindeki bu 250 bin nüfuslu ilçe, çevredeki yüzlerce köy ve belde için Güneydoğu’nun en büyük toptancı hali… Bölgedeki birçok ürünün fiyatı burada yapılan toptan satışlarla belirleniyor.
Bölge artık güvenlik sorunları ve kepenk kapatma ile değil, üretim gündemiyle konuşuluyor. En belirgin değişim kooperatifleşme. Dağlar ve yaylalarda güvenliğin sağlanması, köyler arası iletişimin güçlenmesi, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere birçok üretim kaleminde canlılık sağlıyor. Bu canlılık Kızıltepe’de yeni oluşumları beraberinde getiriyor. Vatandaşlar çok sayıda kooperatif kurarak bölge ekonomisine yeni bir dinamizm sağlıyor. Özellikle tarım ürünleri toptancıları kendi aralarında örgütlenerek üretim, depolama ve pazarlama zincirleri oluşturmuşlar. Bu alandaki devlet teşviklerini iyi değerlendirmişler.
BARIŞ RUHU ORTAK ÜRETİME YANSIDI
Kızıltepe’nin kaldırım üstü çayhanelerinde bölgenin önde gelen esnafları ile bir araya geliyoruz. Zeytin, lokum ve kuruyemiş alanlarında tanınmış esnaf olan Ahmet Cemil Bingazi, 17 kişi ile bir araya gelerek yeni kurdukları soğuk hava deposundan bahsediyor. Bu depo sayesinde geçen yıl yüzde 50 olan ürün firesini sıfıra düşürdüklerini belirterek, “Burası yıllardır kepenk kapatma eylemleri ile gündeme geldi. Şimdi üretim konuşuluyor. Terörsüz Türkiye süreci bizim ortaklık kültürümüze yansıdı. Kooperatiflerin ve yeni kurulan fabrikaların sayısı artıyor” diyor. Kızıltepe çıkışında, tozlu yolun kenarında küçük bir tezgâh… Rüzgârda hafifçe sallanan tabelada Arapça ve Türkçe ‘Doğal Parfümler’ yazıyor. Burası sıradan bir tezgâhtan daha fazlası…
Üç çerçeve dikkat çekiyor: Halep Üniversitesi Eczacılık diploması, Şam Üniversitesi Kimya bölümü mezuniyet belgesi ve uluslararası bir aromaterapi sertifikası. Suriye’de savaşla dağılan bir hayatın içinden bilgisiyle çıkmış bir mülteci. Kendi formülleriyle hazırladığı parfümleri satıyor. “Her şeyimizi kaybettik savaşta, ama beynimizin içindekileri değil. Türkiye bana bir alan açtı, ben de burada kendimi yeniden kurdum” diyor.
GAP’TA FİNAL HEYECANI
Bölge açısından GAP çok değerli… Söz dönüp dolaşıp GAP’a da geliyor. Bu yarım asra yaklaşan rüyada sona gelinmek üzere. Özellikle son yatırımlar enerji ve sulama sorunlarına yeni bir güç katacak. Bölgedeki kamu yetkilileri, 2024 yılı itibarıyla Mardin’de toplam 345 projenin hayata geçirildiğini, bunların 124’ünün tamamlandığını belirtiyor. Yine tarım sektöründe Aşağı Fırat 2. Merhale Projesi kapsamında Mardin’e 57 milyar TL’lik yatırım planlandı. 2025 yılı için 8.15 milyar TL ödenek tahsis edildi. Bu projeyle bölgedeki tarım arazilerinin sulanması ve verimliliğin artırılması hedefleniyor. Toplam yatırım tutarı 51 milyar 236 milyon TL olarak kaydedilmiş. GAP Eylem Planı’nın 2024-2028 döneminde, bölgede 198 projeye toplam 496 milyar TL kaynak aktarılması ve 570 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor.
MİDYAT TELKÂRİLERİNİ KANADA’YA SATIYOR
Sınır hattı boyunca uzanan yolculuğumuzda bu kez rotamızı, son yıllarda turizm yatırımlarıyla adından söz ettiren Midyat’a çeviriyoruz. Yol boyu bize sessizce eşlik eden bağbozumuna yaklaşmış üzüm bağları arasında ilerlerken, taş ustalığıyla bezeli bu kadim kente varıyoruz. Midyat’a adım atar atmaz, sıcak taş duvarlardan yansıyan ışık gibi, yüzümüze vuran bir samimiyet karşılıyor bizi. Dar sokaklarda yankılanan çocuk sesleri, taş evlerin serin gölgelerine sığınan yaşlıların selamıyla birleşiyor. Biz de soluğu, eski bir hanın avlusuna kurulan küçük bir atölyede alıyoruz. Burada bizi 27 yaşındaki Elif karşılıyor. Üniversiteyi Mardin’de okumuş, sonra doğup büyüdüğü Midyat’a dönüp babaannesinden öğrendiği telkâri sanatını dijitale taşımış. Gümüş tellerle ördüğü minik motifleri gösterirken, “Instagram’daki ilk siparişim geçen ay Kanada’dan geldi” diyor.
KADIN KOOPERATİFLERİ ZİRVEDE
Midyat kırsalındaki eski bir okul binası, kadın kooperatifine dönüştürülmüş. Küçük bir taş fırın, lavanta tarlası ve sabun üretimi yapılıyor. Siparişler minibüsle şehir merkezine ulaştırılıyor. Kadınlar bireysel markalar yaratmış. E-ticarete girmiş, marketlere ürün veriyorlar.
MİKRO ÜRETİM, MİKRO GİRİŞİM
Buradan Mazıderesi köyüne geçiş yapıyoruz. Genç bir girişimci, üç yıl önce bakkal dükkânını yeniden açmış. Raflarda sadece temel ürünler değil, kendi ürettiği salçalar, pestiller ve kurutulmuş domatesler yer almakta. WhatsApp gruplarında satış stratejileri konuşuluyor ve mahalle ölçeğinde ticari bilinç artmış.
SINIRIN ÖTESİNDE UMUT VAR
Sınır hattına yaklaştıkça manzara değişiyor. Geniş ovayı bölen gri beton duvar, Suriye ile Türkiye arasında 911 kilometrelik sınıra örülmüş güvenlik duvarının bir parçası. Bu dev bariyer, kaçak geçişleri azaltsa da tamamen ortadan kaldırmamış. Yol kenarındaki sınır köylerinde hâlâ ucuz sigara ve elektronik eşya satışı devam ediyor. Bölge esnafı burada da barış süreciyle beraber daha adil bir ekonomik sistemin oturmasını arzu ediyor. Duvarın ötesinde farklı hikâyeler de filizleniyor. El Bab ve Çobanbey’deki Organize Sanayi Bölgeleri… Suriye’nin kuzeyindeki bu küçük kasaba, Türk girişimciler için yeni bir üretim alanına dönüşmüş ve burada bir organize sanayi bölgesi kurulmuş.