Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Adem Keskin, Türkiye’de “Haemaphysalis longicornis” adlı 56. kene türünün keşfedildiğini açıkladı.
Prof. Dr. Keskin, Japon Ormancılık ve Orman Ürünleri Araştırma Enstitüsü Yaban Hayatı Ekolojisi Bölümünden Dr. Kandai Doi ile birlikte Türkiye’deki keneler üzerinde ortak bir araştırma yaptıklarını belirtti.
“ÜLKEMİZE YERLEŞMİŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
Keskin, geçen yıl İstanbul’da bir kişinin bulduğu bir keneyi kendilerine getirdiğini ifade ederek, “Bu kene Uzak Doğu kökenli olup, muhtemelen Çin menşelidir. Ülkemize yerleşmiş olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Haemaphysalis longicornis hakkında yapılan çalışmaların, ‘Experimental and Applied Acarology’ adlı uluslararası dergide yayımlandığını aktaran Keskin, 
uyarısını yaptı: “İstilacı bir tür olduğundan dikkat edilmesi gerekir. Bu türün Türkiye’ye 3-4 yıl önce geldiğini düşünüyorum. Eylül ayından bu yana aynı bölgeden düzenli örnekler topluyoruz. Kenenin larva, nimf ve ergin dişi evrelerini gözlemledik ve bu da türün burada yerleşmeye başladığını gösteriyor.”
“30’DAN FAZLA HASTALIK ETKENİNİ TAŞIYOR”
Keskin, Haemaphysalis longicornis’un taşıdığı hastalık etkenleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Bu kene türü, Hyalomma marginatum gibi yüksek vektör potansiyeline sahip olup, 30’dan fazla hastalık etkenini taşıdığı bilinmektedir. Şu anda popülasyonunu takip ediyoruz. Üniversitemiz ve rektörlüğümüzün desteğiyle yürüttüğümüz projede hem kenenin popülasyonunu izliyoruz hem de taşıyabileceği patojenlerin varlığına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu projede Dr. Kandai Doi de yer almakta ve çalışmalarımızı beraber sürdürüyoruz. Ülkemizdeki kene türü sayısı 56’ya ulaştı ancak bazı türlerin isimleri, moleküler çalışmalar sonucunda değişiklik gösterebilir. Sonuçları bekliyoruz.”
Dr. Kandai Doi ise yeni tespit edilen kenenin Asya kökenli olduğunu belirterek, “Türkiye’de ilk kez tespit edildiğini kayıt altına aldık. Özellikle Çin ve Avustralya’da yaygın, 2017 sonrası ise ABD’ye de ulaştı. Burada hayvan hastalıkları açısından ciddi sağlık sorunları yaratmaktadır. İstilacı bir tür olması, insan sağlığı açısından büyük risk taşımaktadır ve 30’dan fazla hastalık etkenini taşıyabiliyor.” şeklinde konuştu.
