

Ankara’da yaşayan Mahmut Kulçaşlan, 2020 yılında pandemi sürecinde eşinin sağlık sorunları nedeniyle iptal ettiği yurtdışı tatilinin ücretini geri alamayınca hukuki yollara başvurdu. 3 Temmuz 2020 tarihli tatil rezervasyonunu bir turizm acentesi aracılığıyla 1.888,80 Euro karşılığında gerçekleştiren Kulçaşlan, 19 Mart 2020’de hem eşinin sağlık durumu hem de COVID-19 pandemisinin etkileri nedeniyle rezervasyonu iptal etmek zorunda kaldı.
Tatili İptal Etti, Turizm Şirketi Ödeme Yapmadı
Kulçaşlan, tatilin iptali sonrasında turizm şirketinden para iadesi talep etti ancak şirket, ödenen miktarı geri ödemedi. Bu durum üzerine, Kulçaşlan durumu Tüketici Hakem Heyeti’ne taşıdı.
Turizm Şirketi Karara İtiraz Etti
Tüketici Hakem Heyeti, Mahmut Kulçaşlan’ı haklı bularak para iadesine karar verdi. Ancak turizm şirketinin bu karara itiraz etmesinin ardından dava, Ankara 8. Tüketici Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme, dövizle yapılan ödemenin iadesinde, ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak tüketiciye 12 bin 127 lira 42 kuruş ödemenin yapılmasına hükmetti.
Dava Yargıtay’a Taşındı
Adalet Bakanlığı, “kanun yararına temyiz” başvurusu ile kararı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, konuyu inceleyerek tüketici lehine emsal teşkil edecek bir karara imza attı.
İade Tutarı Dava Tarihindeki Kur Baz Alınarak Hesaplandı
Yargıtay, Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesine atıfta bulunarak, dövizle gerçekleştirilen bir ödemenin Türk Lirası karşılığının borçlunun temerrüde düştüğü veya alacaklının seçim hakkını kullandığı tarihteki döviz kuru üzerinden hesaplanması gerektiğine hükmetti. Bu çerçevede, Mahmut Kulçaşlan’ın talebi doğrultusunda iade tutarı, dava tarihindeki Merkez Bankası’nın efektif satış kuru dikkate alınarak yeniden hesaplandı. Karara göre, tüketiciye yapılacak iade tutarı 18 bin 919 lira 54 kuruş olarak belirlendi. Yargıtay, ilk derece mahkemesinin kararını hukuka uygun bulmamakla birlikte, sonucun doğru olmasından dolayı hükmü düzelterek onadı.