

2025 Hac sezonu, Türkiye ve Suudi Arabistan arasında sadece dini bir yolculuk olmakla kalmayıp, aynı zamanda milyarlarca liralık bir gıda ticaretini de beraberinde getirdi. Bu yıl hac için artan talep, bazı taze sebzelerin hacılarla birlikte uçaklarla Arabistan’a gönderilmesine neden oldu. Hava kargo ile taşınan ürün miktarında geçen yıla oranla %38’lik bir artış gözlemlendi. Mayıs ayında başlayan ve 5 Temmuz’a kadar devam edecek olan hac sezonu büyük bir heyecan yarattı.
Tüm Gözler Türk Gıdasında
Suudi Arabistan, inanç turizminde yeni bir zirveye ulaşırken, yaşam standartlarında da dönüşüm sürecine girmiş durumda. Ülkede birçok yasağın kalkması ile birlikte, Türkiye’de de şubeleri bulunan uluslararası marketler etkisini artırarak Türkiye’den daha fazla ürün almaya başladı. Suudi Arabistan, İstanbul havalimanlarının lojistik potansiyelini de fark etmiş durumda. Bu gelişmelerle birlikte, Suudi Arabistan’ın yıllık 27 milyar doları aşan gıda ithalat hacmi içinde Türkiye’nin payı hızla yükseliyor. 2024’te Türkiye’den Suudi Arabistan’a yapılan gıda ihracatı %23 artarak 461 milyon dolara ulaştı; 2025’in ilk üç ayında bu rakam 146 milyon dolara çıktı. Yıl sonu hedefi ise 500 milyon doların üzerine çıkmak, orta vadede ise 1 milyar dolarlık bir hacme ulaşmak.
Üreticilerin Görüşleri
İzmir’in Torbalı ilçesinde domates üreten çiftçiler, “Haziran başında siparişleri yetiştirmek için iki gün boyunca gece-gündüz çalıştık. Bazı ürünler hava kargosuyla gönderildi. Normalde Avrupa’ya 4-5 günde giden domates, Arabistan’da 24 saat içinde sofrada oluyor” diyerek mevcut ihracat yoğunluğunu özetlediler. Antalya’dan yaş sebze sevkiyatı yapan bir kooperatif yetkilisi ise, “Arabistan’dan gelen talebe yetişmekte zorlanıyoruz. Çok yüksek hacimli bir talep var. Özellikle biber, kabak ve patlıcan gibi ürünlerde hac dönemi boyunca 2.5 kat artış yaşandı. Bu yıl sadece 3 ayda geçen yılın toplam siparişini geçtik” şeklinde konuştu.
Yeni Anlaşmalar ve Gelişmeler
Türkiye’nin gıda ihracat potansiyelini gören Suudi Arabistan’daki uluslararası zincirler de harekete geçti. Türk firmaları, Suudi Arabistan’daki önde gelen perakende zincirleriyle bir araya gelerek yıl boyu sürecek raf tedarik anlaşmaları yapmak için görüşmelere başladı. Bu görüşmelerin yalnızca hac sezonu için değil, yıl genelinde kalıcı kontratlara dönüşmesi bekleniyor. Türkiye, özellikle zeytinyağı, reçel, salça, bakliyat ve donuk sebze kategorilerinde “yüksek kalite-uygun fiyat” dengesiyle dikkati çekiyor.
İhracatçılar, Suriye üzerinden açılması planlanan yeni karayolu güzergahına da dikkati çekiyor. Mevcut sevkiyatlar genellikle Mersin Limanı üzerinden veya Ürdün aktarmalı olarak gerçekleştiriliyor. Yeni güzergah açılırsa, bu yolculuk hem maliyet hem de zaman açısından büyük avantajlar sağlayacak. Bu adım, yalnızca dönemsel bir artış değil, Türkiye’nin Suudi Arabistan pazarındaki konumunu da güçlendirecek stratejik bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Suudi Arabistan’ın hac bölgesindeki otel açık büfelerinde artık Türk domatesi, Ege zeytinyağı ve Karadeniz biberini daha sık bulmak mümkün. Uzmanlara göre, bu durum Türkiye mutfağının dünya sofralarında kalıcı hale gelmesinin bir göstergesi. Ticaret heyetlerinin başarısı, üretici ile perakendeciyi doğrudan buluşturması ve hava kargo çözümlerinin devreye girmesi sürecin güçlenmesini sağlıyor.
Girişimcilerin İlgi Alanında Akıllı Sera Teknolojileri
İklim krizi, su kıtlığı ve artan gıda talebi gibi küresel problemler, tarım sektöründe dijital dönüşüm ihtiyacını daha belirgin hale getirirken, Türkiye de bu değişime akıllı sera teknolojileri ile karşılık veriyor. Tarımda verimliliği artıran, maliyetleri düşüren ve sürdürülebilirliği ön plana çıkaran bu yatırımlar, girişimcilik ekosistemine yeni fırsatlar sunuyor. Özellikle akıllı sera sistemleri, üretim verimliliğinin yanı sıra genç yatırımcıları sektöre çekerek ekonomiye katkı sağlıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 Performans Programı doğrultusunda, çiftçilere yapay zeka destekli karar sistemlerinin ulaşması hedefleniyor. Bu dönüşüm, veriye dayalı sulama, sensör ve drone uygulamalarıyla gübre tüketimini %20, verimliliği ise %30 arttırabiliyor. Türkiye’de dijital tarıma yapılan yatırımların yaş ortalaması 37’ye kadar düşmüş durumda. Bu da şehirli gençlerin kırsal alanlara yöneldiğini gösteriyor. Akıllı traktörler, otonom makineler ve drone sistemleriyle donatılan yeni tarım düzeni, fiziksel emek ihtiyacını azaltırken, tarımı gençler için daha cazip hale getiriyor. Ortalama bir jeotermal serada yıllık 7 bin ton domates üretimi gerçekleştiriliyor ve yaklaşık 5 milyon dolarlık ihracat potansiyeli oluşturuluyor. Türkiye’nin dijital tarım alanındaki adımları, ABD’de 70 milyar doları aşan küresel pazarla paralel bir büyüme hedefliyor.