

Türkiye’de ilk kez, Uzak Doğu kökenli ve istilacı bir tür olan “Haemaphysalis longicornis” (Asya uzun boynuzlu kenesi) tespit edildi. Çin, Japonya ve Avustralya gibi bölgelerde yaygın olarak görülen bu kene türü, İstanbul’da bir köpekte kene enfestasyonu şikayeti üzerine gerçekleştirilen bilimsel incelemeler sonucunda belirlendi. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Keskin’in açıklamalarına göre, köpekten toplanan 100’den fazla kene örneğinin büyük çoğunluğu Türkiye’de yaygın olarak bulunan “Ixodes ricinus” ve “Rhipicephalus sanguineus” türüne aitti. Ancak, detaylı morfolojik ve moleküler analizler sonucunda 9 dişi ve 11 nimfin (yetişkin forma benzeyen) Türkiye’de daha önce bilinen bir tür olmayan “Haemaphysalis longicornis” türüne ait olduğu tespit edildi.
“Uzakdoğu Menşeli Kene Erkek Olmadan Üreyebiliyor”
Asya uzun boynuzlu kenesinin Amerika Birleşik Devletleri’nde 2017 yılında ilk kez tespit edildiğini ve 2024 yılına kadar 20’den fazla eyalete yayıldığını belirten Prof. Dr. Adem Keskin, “Yeni tespit edilen kene türü ‘Haemaphysalis longicornis’ adını taşımaktadır. Kene türü doğal olarak Uzak Doğu kökenlidir.” dedi.
“Yayılma Potansiyeli Çok Yüksek”
Özellikle Çin, Japonya ve Avustralya gibi bölgelerde yaşayan bu kene türü, ülkemize de ulaşmış ve varlığı tespit edilmiştir. İnvazif bir kene türü olarak bilinen bu canlı, yeni bir bölgeye gittiğinde hızlı bir şekilde çoğalabiliyor. 2017 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma ile bu kenenin ilk kez Amerika’ya girdiği belirlenmiştir. 2024 yılına kadar 20’den fazla eyalete yayıldığı kaydedilmiştir. Kene popülasyonunda erkek olmadan partenogenetik (aseksüel) yol ile çoğalabilen bu türün yayılma potansiyeli oldukça yüksektir. Asya uzun boynuzlu kene, adını palpleri üzerindeki boynuz benzeri çıkıntılardan almaktadır.
Haberlerde insan üzerinden çıktığına dair bilgiler mevcut, ancak bunun doğru olmadığını belirtmek isterim. Yeni keneyi biz insan üzerinden tespit etmedik. İstanbul’daki bir vatandaşımızın köpeği üzerinde bulunması üzerine, vatandaşımızdan mümkünse keneleri bize göndermesini rica ettik. Arkadaşımız bize keneleri gönderdiğinde, bu keneler arasında 100’den fazla örnek bulundu. İncelemelerimiz sonucunda daha önce ülkemizde bilinen “Ixodes ricinus” ve “Rhipicephalus sanguineus” türlerine ait kenelerin yanı sıra, 9 dişi ve 11 nimfin Türkiye’de daha önce bilinmeyen bir kene türüne ait olduğu belirlendi. Çalışmalarımız sonucunda, örneğimizin özellikle Çin’de yayılış gösteren bir popülasyonla yakın akraba olduğunu da tespit ettik. Böylece literatüre girmiş oldu. Çalışmamızı uluslararası bir dergide yayınlayarak, bilim dünyasına tanıttık ve ülkemizde de bu durumu bildirmiş olduk.” ifadelerini kullandı.