reklam
reklam
DOLAR39,7309% 0.15
EURO45,6092% -0.38
STERLIN53,2517% -0.31
FRANG48,5589% 0.14
ALTIN4.292,43% -0,11
BITCOIN101.511,81-1.098
reklam

Hürriyet: İran Sınırında Hareketli Günler

Yayınlanma Tarihi : Google News
Hürriyet: İran Sınırında Hareketli Günler
reklam

Türkiye’nin İran’la olan sınır kapısında, Van’da bulunuyoruz. Kapıköy sınır kapısı, Yüksekova’daki Esendere ve Doğu Beyazıt’taki Gürbulak kapılarına kıyasla, Amerikan saldırıları sonrasında oldukça hareketli bir gün geçiriyor. İran’a tatile gelen aileleri karşılamak için gelen İranlılar ile, ülkelerindeki savaş nedeniyle özellikle Tahran, Tebriz ve İsfahan’dan kaçan İranlılar sınıra doğru akın ediyor.

Uçakla Van’a yol alırken yanımda oturan, İsveç’ten gelen bir İranlı çevirmen, daha ben söz almadım; “Bir haftadır aklımız hep Tahran’da. Aklımız orada olduğu için buradayız. Halkımızın yaşadığı zorluklarla dayanışmak istiyoruz” dedi.

Uçakta arkamı döndüğümde, neredeyse tüm yolcuların İranlı olduğunu görüyorum. Aileler, genç çiftler ve farklı gruplar, İran’a doğru bir akın içinde. Hemen yan koltukta oturan ve 41 yıldır Belçika’da doktorluk yapan bir İranlı ile sohbet etmeye başlıyoruz. Gerçekten entelektüel bir kişi olan Mahmud (takma isim), “Annem ve babam İran’da. Babam hasta ve tekerlekli sandalyeye bağımlı. Onları almak için buradayım” diyor.

İSRAİL ANNEMDEN GENÇ

Konumuz derinleştikçe, İran rejimine karşı olan ancak ülkesine yapılan saldırılar konusunda oldukça öfkeli olan doktorun düşüncelerine tanık oluyoruz. “İsrail, annemden daha genç bir devlet. Geçmişi sadece birkaç on yıl… Ama İran, binlerce yıllık bir imparatorluk. Ne olursa olsun, İran halkı dışarıdan gelen tehditler karşısında kenetlenir. Ülkesinin işgal edilmesine asla izin vermez” dedi.

Van’da meslektaşlarımızla buluşup hızlıca Kapıköy’e hareket ediyoruz. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuğun ardından, İran’a açılan en yoğun gümrük kapısına ulaşıyoruz. Burada Suriye iç savaşında görülen türde bir göç akını yok. Ancak giriş ve çıkış koridorları gün boyu aktif. Her gün 2000’e yakın İranlı’nın buradan giriş yaptığını öğreniyoruz. ABD bombardımanlarının ardından bu sayının arttığını gözlemliyoruz.

Sınırı geçen mültecilerin yüzleri yorgun görünüyor; kimi sınıra ulaşmak için günlerce yol katetmiş. Uçakta yanımızda bulunan doktor Mahmud, Tahran’daki bombardıman altında kalan yaşlı ebeveynlerini almak için sınırda saatler geçiyor.

Beş saatlik bir bekleyişin ardından, nihayet kavuşup sarılıyorlar. Van’da bir gece kaldıktan sonra ertesi gün Avrupa’ya doğru yola çıkacaklar.

DEV VALİZLERLE İRAN’A DÖNÜŞ

Pek çok İranlı’nın, aileleriyle birlikte büyük valizlerle İran’a giriş yaptığını görmek şaşırtıcı. “Korkmuyor musunuz?” diye sorduğumuzda, “Ailemizin ve halkımızın yanında olmak istiyoruz. Ne olursa olsun” yanıtı alıyoruz.

İran’a ailesini ziyaret etmek için gelen birçok kişi, yaşanan savaşı görünce geri dönmek isteyenler arasında. Hollanda ve İsviçre’den gelen kaygılı İranlılar, eşlerini ve çocuklarını almak için sınır kapısına geliyor. Kavuşma anları her ne kadar sevinç dolu olsa da, geride kalan aile üyeleri için hüzünlü bir durum yaratıyor.

Biraz ileride, yaşanan olayların izlerini yüzlerinde taşıyan iki genç İranlı kadın duruyor. İran rejiminin muhtemel çöküşü hakkında sorulan bir soruya, kadınlardan biri sert bir şekilde başını sallayarak “İran halkı her zamankinden daha fazla kenetlenmiş durumda. Yabancı hiçbir saldırıyı kabul etmiyoruz” diye yanıt veriyor.

Halk, ABD’nin saldırısını beklemediğini ifade ederken, bugün İran’a giriş yapan her yaş grubundan İranlı’nın ağzında aynı sözcükler dönüyor: “İran halkı savaş istemiyor, barış arzuluyor. Ancak savaşı başlatan taraf onlar oldu. Biz bu savaşı bitireceğiz. İran halkı birleşecek ve özgür kalacak…“

reklam

YORUM YAP