reklam
reklam
DOLAR39,7310% 0.15
EURO45,6129% -0.37
STERLIN53,2027% -0.4
FRANG48,5767% 0.18
ALTIN4.314,54% 0,40
BITCOIN101.216,40-1.398
reklam

Prof. Dr. Erol Kam: Nükleer sızıntı herkesi etkileyebilir

Yayınlanma Tarihi : Google News
Prof. Dr. Erol Kam: Nükleer sızıntı herkesi etkileyebilir
reklam

İran ve İsrail arasındaki gerilim, ABD’nin geçtiğimiz günlerde İran’daki üç önemli nükleer tesisi hedef almasıyla yeni bir aşamaya girmiş durumda. Bu gelişmelerle birlikte Fordo, Natanz ve İsfahan’daki tesislerin saldırıya uğraması, radyoaktif sızıntı korkularını artırdı. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA), bölgede herhangi bir radyoaktif sızıntı meydana gelmediğini açıkladı. Ancak radyoaktif sızıntının olmaması, orada uranyum bulunmadığı veya mevcut uranyum stoklarının zarar görmediği anlamına mı geliyor? İstanbul Teknik Üniversitesi’nden nükleer enerji uzmanı Prof. Dr. Erol Kam, bu konuya açıklık getirdi:

RADYASYON DEĞİŞİKLİĞİ YOK

“ABD’nin gerçekleştirdiği son saldırılar sonrasında nükleer bir patlama veya sızıntının olmadığı bildirilmektedir. Umarım ki durum gerçekten böyle. Atom Enerjisi Kurumu’nun tüm tesislerde anlık ölçümler yapan dedektörleri bulunmaktadır. Bu nedenle, onların yaptığı analizlere güvenmemiz gerekir. ‘Radyasyon seviyesinde bir artış yok’ demek, burada herhangi bir nükleer serpintinin olmadığını gösterir. Ancak bu durum, oradaki uranyum stoklarının da etkilenmediği anlamına gelmez. Zira tesislerin ve stokların yer altındaki derinliği en az 100 metre olarak ifade ediliyor. Bu derinlikte Çernobil veya Fukuşima tarzında bir sızıntı beklenmemektedir. Güvenlik önlemleri de oldukça sıkı düşünüldüğü yönünde. İran, bu durumu daha önce de açıklamıştı.”

İSFAHAN RİSKİ DAHA YÜKSEK

Bir nükleer reaktör hedef alındığında, radyoaktif salınım nükleer yakıt türüne ve zenginleştirme oranına göre değişiklik gösterebilir. Vurulan tesislerden Fordo ve Natanz uranyum zenginleştirme tesisleri iken, İsfahan uranyum dönüştürme tesisi olarak dikkat çekmektedir. Üç tesisin riski birbirine yakın olsa da, dönüştürme süreci sızıntı açısından daha kritik bir risk taşıyor. Dolayısıyla İsfahan’daki riskin daha fazla olduğunu söylemek mümkün.

ABD’YE KADAR ULAŞABİLİR

Nükleer sızıntının etki alanı hava koşullarına bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Belirli bir menzil sınırı yoktur; sızıntı rüzgarın etkisiyle uzak mesafelere taşınabilir ve hatta ABD’ye kadar ulaşabilir. Yağmurla buluştuğunda tarım alanlarını da tehdit edebilir. Bu durum sadece İran’ın değil, aynı zamanda batısındaki Türkiye’nin ve körfez ülkelerinin de bir sorunu haline gelecektir. Nükleer bir patlama söz konusu olduğunda, ilk aşamada 250 kilometre çapındaki alanın derhal boşaltılması gerekmektedir.”

reklam

YORUM YAP