reklam
reklam
DOLAR39,8768% 0.15
EURO46,7301% -0.13
STERLIN54,8720% -0.12
FRANG49,8024% 0.08
ALTIN4.238,18% -0,42
BITCOIN107.255,98-0.567
reklam

Kene kabusu sona eriyor… Prof. Dr. Kara'dan açıklama: Kırım Kongo aşısıyla Türkiye umut luzuluğu yaratıyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kene kabusu sona eriyor… Prof. Dr. Kara'dan açıklama: Kırım Kongo aşısıyla Türkiye umut luzuluğu yaratıyor
reklam

Türkiye Aşı Enstitüsü, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ve kuduz aşıları konularında dünya çapında öne çıkarken, tanı kitleriyle de sağlık alanında devrim yaratmayı planlıyor. Sağlık Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'nın desteğiyle Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) altında aşı geliştirme ve üretiminde tarihi adımlar atılıyor. Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu'nun Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) ve HPV aşılarıyla ilgili açıklamalarıyla yeniden gündeme gelen yerli aşı çalışmaları hakkında Demirören Haber Ajansı'na değerli bilgiler aktardı. Prof. Dr. Kara, TÜSEB Aziz Sancar Araştırma Merkezi bünyesinde Ankara Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi iş birliğiyle geliştirdikleri Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) aşısının, Türkiye'yi dünya çapında öncü bir konuma getirebileceğini ifade etti. Ayrıca sadece aşılar değil, tanı ve test kitleri üzerinde de önemli çalışmalar yürüttüklerinin altını çizdi; Kırım Kongo dışında kuduz, HPV ve boğmaca aşıları üzerine de yenilikçi girişimlerde bulunduklarını belirtti. Prof. Dr. Kara, Türkiye Aşı Enstitüsü'nün stratejik öneme sahip aşılarla ülkemizi küresel sağlık sahnesinde zirveye taşımayı hedeflediğinin altını çizerken, üniversiteler ve sektörle iş birliğinin de bu başarıda kilit bir rol oynadığını vurguladı.

KKKA BATIYA DOĞRU İLERLİYOR

Türkiye'nin pandemiden öğrendiklerini unutmadan kendi aşılarını üreterek geleceğe hazırlandığını belirten Prof. Dr. Ateş Kara, “Amacımız, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu veya önümüzdeki dönemlerde ihtiyaç duyulabilecek aşılara ve pandemide risk yaratabilecek etkenlere karşı hazırlıklı olmaktır. Türkiye'nin aşı konusundaki hak ettiği pozisyonu yeniden kazanması ve bunu aşması hedefleniyor. Bu doğrultuda kendi geliştirdiğimiz aşılar veya teknoloji transferi ile ülkemizde üretmek istediğimiz aşılar mevcut. Hem kendi laboratuvarlarımızda hem de üniversiteler ve sektörle iş birliği içinde çalışıyoruz. Örneğin, Ankara Üniversitesi ve Kayseri Üniversitesi işbirliği ile geliştirdiğimiz Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'ne yönelik aşımız var ve bu, dünya çapında bir ilk olabilir.” dedi. Türkiye'nin KKKA aşısında klinik öncesi aşamada dünya lideri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kara, “Deney hayvanları aşamasındayız, belli antikor yanıtlarını gözlemledik. Bunu büyük ölçekli olarak üretme imkanlarının da mevcut olduğunu söyleyebilirim. Şu anda KKKA aşısının büyük ölçekli üretim aşamasına geçiyoruz. Üretim tamamlandıktan sonra, hayvan deneylerine de devam edeceğiz ki ülkemizde bir an önce kullanmaya başlayabilelim. KKKA, şu anda en çok bizim ülkemizi etkiliyor gibi görünse de, iklim değişikliği nedeniyle Avrupa'da da vakalar görülmeye başlandı.” şeklinde konuştu.

YERLİ KUDUZ AŞISI YOLDA

Yerli kuduz aşısı çalışmalarının hız kazandığını ifade eden Prof. Dr. Kara, “Aşının üretim aşamasına geldiğimiz bu çalışmalardan biri kuduz aşısıdır. Mevcut kuduz aşısı ile aynı teknolojiyi kullanarak üretmeye yönelik testleri tamamladık. Deney hayvanlarına başlamak üzereyiz. Etkinlik ve güvenlik testlerini geçtikten sonra insan uygulama aşamasına geçeceğiz. Önümüzdeki 6-7 ay içerisinde aşıyı elimize almayı planlıyoruz. 1 veya 2 yıl içinde de klinik uygulamalara geçebiliriz. Bu hızlı ilerlemenin arkasında, pandemide geliştirdiğimiz Turkovac aşısından aldığımız tecrübeler bulunmaktadır. Çünkü Turkovac teknolojisi de inaktif aşılara dayanıyor.” dedi.

'TEKNOLOJİ TRANSFERİYLE HPV AŞISI ÜLKEMİZDE ÜRETİLECEK'

HPV aşısının Türkiye’de üretimi için teknoloji transferi konusunda planlarının bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Kara, “Boğmaca alanında etkinliği yüksek olabilecek yeni bir aşı geliştirmek için çalışmalara başladık. Bir diğer önemli aşımız ise Human Papilloma Virus (HPV) aşısıdır. Bununla ilgili dünyadaki en iyi üreticilerle görüşmeler yapıyoruz. İlk etapta üretimini Türkiye’de sağlayacağız, ardından da belki birkaç serotip ile başlayarak zamanla daha kapsamlı bir aşıyı geliştirmeyi hedefliyoruz. Genel olarak, önümüzdeki 2 yıl içinde kuduz aşısını, belki 2.5-3 yıl içinde de Kırım Kongo aşısını klinik uygulamaya geçirmeyi planlıyoruz.” dedi.

HASTALIK ETKENLERİ SUŞ BANKACILIĞI İLE ARŞİVLENİYOR

Bakteri ve virüslerin kataloglandığı suş bankacılığının aşı ve tanı kiti geliştirilmesi için büyük önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Kara, Türkiye Aşı Enstitüsü olarak tanı kitleri geliştirme konusundaki çalışmalarının da sürdüğünü belirtti. “Bazı aşılarda geliştirme için suş temin etme imkanımız var, bazılarını ise üreticilerden temin edebiliyoruz ama bazen üreticilerin bu bilgileri paylaşması konusunda çekinceleri olabiliyor. Türkiye Aşı Enstitüsü olarak, belirli suşların üretimi için çalışmalarımız ve bankalama faaliyetlerimiz mevcut. Örneğin, mevsimsel grip virüsü örneklerini toplayıp arşivliyoruz. RSV aşı çalışmasına da başlamış durumdayız ve bu süreçte bilim insanlarıyla paylaşımda bulunabileceğiz.” ifadelerini kullandı.

BİR DAMLA SUDAN İSHAL RİSKİ TEST EDİLECEK

Suşları kullanarak tanı kitleri geliştirme fırsatı bulacaklarını belirten Prof. Dr. Kara, “Geliştirdiğimiz solunum yolu tanı testleri mevcut ve ülkemizde yaygın olarak kullanılan HPV tarama kitleri bulunuyor. Ayrıca, sularla bulaşan ve ishale yol açabilecek patojenlerin tanınması için test kitleri üzerinde çalışıyoruz. Örneğin, bir damla suyun içinde mikroorganizma olup olmadığını ve varsa hangi mikroorganizmanın bulunduğunu belirleyecek test üzerinde çalışmaktayız. Bu, özellikle afet durumlarında kullandığımız suyun risk taşıyıp taşımadığını kısa sürede öğrenmeye yardımcı olacak. Eğer her şey yolunda giderse, 1.5- 2 yıl içinde bu kitleri kullanıma sunmayı hedefliyoruz.” dedi.

reklam

YORUM YAP