

Bursa'da bugün peş peşe 3.9, 4.2 ve 3.3 büyüklüğünde depremler kaydedildi. Depremler, kent merkezi ile çevre ilçeler, Yalova ve İstanbul'da da hissedildi. 23 Nisan'da İstanbul'un Kumburgaz açıklarında gerçekleşen 6.1 büyüklüğündeki deprem sonrası dikkat çekici açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Bursa'da meydana gelen depremleri Hurriyet.com.tr için değerlendirdi. Üşümezsoy, fay yapısını, depremin sebeplerini ve bölge hakkında bilgileri kendi hazırladığı haritalarla açıkladı.
Üşümezsoy, “Bugün Gemlik Körfezi kuzeyinde, Güzelyalı düzlüğünün kuzey kenarını sınırlayan fay hattında bir deprem oldu.” diyerek konuşmasına başladı. Bu depremin hem Orhangazi hem de Gemlik ve İzmit Körfezi'nde hissedildiğine dikkat çekti. Üşümezsoy, “Bu fay, esas olarak bölgedeki paleozoik kayaların ve temel kayaların güneydeki sınırı Gemlik Körfezi'ne açılma sürecinde aktif olan bir fay hattıdır. Bu deprem, kendisini ortaya koymuştur.” şeklinde konuştu.
DOĞU-BATI GİDİŞLİ BİR FAY
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, açıklamalarına devam etti: “Şiddet ivmelerinin izini takip ettiğinizde, bu iz fay hattı boyunca, fayın güneyindeki Gemlik Körfezi'nde görünürken, diğer taraftan doğuya doğru, yani Orhangazi'ye doğru da görülmektedir. Diğer bir şiddetli hissedilen kesim ise Teşvikiye ile Esenköy fayı olarak tanımladığımız normal fayda oluşmuş bir yapıdır.”
2005 yılında yapılan testlerde, bölgenin tektoniğinde Gemlik Körfezi ve İznik Gölü'nü etkileyen normal fayların öne çıktığı görülmüştür. Bu fay, kara içindeki yaklaşık doğu-batı gidişli bir fay hattıdır ve Güzelyalı'nın kuzey kenarındaki sırtlarla havzanın kenarına dayanmaktadır.
23 NİSAN DEPREMİNİN OLUŞTURDUĞU STRES
Üşümezsoy, bugün olan depremlerin 23 Nisan'da Silivri açıklarında meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem sonrası oluşan stres kaynaklı olduğunu belirtti. Üşümezsoy, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Benim 2005 yılında yaptığım haritada görüldüğü gibi, Gemlik Körfezi'nin karadaki devamı olan çöküntü hattının kuzey kenarındaki fay hattını belirleyen bir yapıydı. Bölgesel olarak baktığımızda, Avcılar karşısındaki sırtın iki yanındaki faylarda, 23 Nisan depreminden sonra artçı sarsıntılar oluşmaktadır. Bu artçıların dizilimi İmralı'ya kadar uzanmaktadır. Batıda ise Kumburgaz çukurunun güney kenarında yer almakta. Bu depremden kaynaklanan stres, Çınarcık çukurundaki ikincil fayları çalıştırdığı gibi, Gemlik Körfezi'ndeki açılma faylarını da tetiklemektedir.”
Marmara Denizi'ndeki açılma fayları kısmen çalışsa da, güney kesimine doğru ikincil faylar, bu yapıyı sürdürmektedir. Esenköy – Teşvikiye'den Termal'e doğru giden fay hattı da stres yüklenen fay olarak bu sistem içerisinde hareket etmektedir. 23 Nisan'dan sonra oluşan stres, mevcut faylar üzerinde artçı sarsıntılara yol açmaktadır ve bunlardan biri de bugünkü depremlerdir.
HERKES ORTA KESİMDE DEPREM BEKLİYORDU AMA…
Üşümezsoy, “Biraz daha bölgesel baktığımızda, 23 Nisan'da kırılan Kumburgaz fayı 35 km olarak haritada görünmektedir. Orta sırtın doğusunda ise 1894'te Çınarcık Çukuru'nda kırılan fay bulunmaktadır. 1999 depreminde de bu bölgede stres yüklenmiştir. 99 sonrası olan pek çok deprem, Çınarcık Çukuru içerisindeki ikincil faylarda ve karada da Teşvikiye fayında meydana gelmiştir. Bunun sonucunda bugün hissedilen Orhangazi'deki depremler gerçekleşti.” diye ekledi.
Öte yandan, 23 Nisan sonrası herkes Avcılar karşısındaki orta kesimde deprem beklerken, bugünkü depremler gerçekleşti. Bu da orta kesimde aktif bir fayın olmadığını göstermektedir.
Prof. Dr. Üşümezsoy, “Son depremin olduğu yer kırmızı elips içine alınmış fay içerisindedir. Haritada orta sırtın kuzey kesimindeki Kumburgaz Fayı görülebilir.” dedi.
Prof. Dr. Üşümezsoy, bugün gerçekleşen ikinci deprem hakkında da görüşlerini açıkladı ve sözlerini şöyle sonlandırdı: “İkinci depremin genelinde, bu kırılma Orhangazi'ye doğru ilerleyen bir kesimde yırtılma yarattı. Bu, Gemlik Körfezi'nin Güzelyalı düzlüğünün kuzey kenarından havzaya açılan fay hattı, doğuya doğru sıkışmakta ve havza daralmaktadır. O kısma doğru ilerleyen bir fay hattı konumundadır. Esenyurt, Teşvikiye ve Termal hattı gibi, 1999 depreminde aktif olan sistemler olarak görülmektedir.”