

Geçtiğimiz hafta İran ile İsrail arasında sağlanan ateşkes sonrası Hürmüz Boğazı'ndaki ticari gemi trafiği belirgin bir artış gösterdi ve ham petrol ile petrol ürünleri taşıma maliyetlerinde keskin düşüşler yaşandı. İngiltere Deniz Ticaret Örgütü'nün (UKMTO) verilerine göre, ateşkesin ardından Hürmüz Boğazı'ndaki ticari gemi geçişleri haftalık bazda %4 oranında yükseldi. Orta Doğu'dan Çin ve Japonya'ya ham petrol ve petrol ürünleri taşıma maliyetleri, ateşkesin yürürlüğe girmesiyle sırasıyla %44,5 ve %39 oranında geriledi; ancak bu maliyetler hala çatışma öncesi seviyelerin üstünde kalmaya devam ediyor.
885 GEMİ HÜRMÜZ'DEN GEÇTİ
Küresel ticaret açısından kritik bir konumda bulunan Hürmüz Boğazı, İsrail'in İran'a yönelik saldırıları ile başlayan 12 günlük çatışma sürecinde yerel ve uluslararası dikkatleri üzerine çekti. İran'ın Boğaz'ı kapatabileceği ve bu durumun petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticaretini olumsuz etkileyebileceğine dair endişeler, fiyatlar ve taşıma maliyetlerinde önemli artışlara neden olmuştu.
İki ülke arasındaki çatışmalar süresince Hürmüz Boğazı'ndaki ticari gemi trafiğinde büyük bir düşüş gözlemlenmemiş olsa da, 24 Haziran tarihli ateşkesin ilan edilmesinin ardından geçişlerdeki endişeler azalmış durumda.
UKMTO, 23-29 Haziran haftasını kapsayan Orta Doğu değerlendirmesinde, bölgedeki tehdit seviyesini “önemli” olarak nitelendirirken, Hürmüz Boğazı'ndaki ticari gemi trafiğinin normale döndüğünü ve denizcilik açısından herhangi bir tehditin bulunmadığını bildirdi. Kurum, ateşkes anlaşmasının güçlendirilmesinin Basra Körfezi'ndeki denizcilik kaynaklı gerginliği azaltabileceğini ifade etti.
UKMTO verilerine göre, 23-29 Haziran tarihlerinde Hürmüz Boğazı'ndan 885 gemi geçiş yaptı. Bu rakam, önceki haftada, yani 16-22 Haziran'da yaşanan çatışmalar dönemindeki geçiş sayılarına göre %4 oranında bir artış gösterdi.
Ayrıca, İsrail'in İran'a saldırılarından önceki 8-15 Haziran haftasında Hürmüz Boğazı'ndan günlük olarak 900'ün üzerinde ticari gemi geçiş yaptı.
Gerçek zamanlı veriler sunan MarineTraffic platformunun raporları, İsrail ve İran arasındaki çatışmalar sırasında Hürmüz Boğazı'ndaki ticari gemi trafiğinin iki yönlü olarak devam ettiğini ve ateşkes sonrasında bir artış gözlemlendiğini doğruladı.
Ateşkesin ilan edildiği 24 Haziran'da Hürmüz Boğazı'ndan geçen ticari gemi sayısının günlük 110’a ulaştığı bildirildi.
PETROL TAŞIMA MALİYETLERİ GERİLEDİ
Çatışma döneminde Hürmüz Boğazı'nın kapanabileceğine yönelik endişeler ve tanker operatörlerinin temkinli yaklaşımı, Boğaz'dan ham petrol ve petrol ürünü taşıma maliyetlerini önemli ölçüde artırmıştı. Hürmüz Boğazı'ndan geçen petrol ve ürünlerinin çoğunun Asya pazarına ulaştırıldığı göz önüne alındığında, Orta Doğu-Çin ve Orta Doğu-Japonya hatlarında taşıma maliyetlerinin yükselmesi kaçınılmaz olmuştu.
AA muhabirinin Londra Menkul Kıymetler Borsası'ndan (LSEG) elde ettiği “LSEG Shipping Insights” verilerine göre, Orta Doğu'dan Çin'e giden çok büyük tankerler için referans navlunlar 12 Haziran'daki 44,92 Worldscale puanından ateşkes öncesi 24 Haziran'da 90 Worldscale puanına kadar yükseldi. Worldscale puanları, belirli bir büyük rota için yılbaşında tespit edilen sabit bir temel ücretin yüzde ifadesi olarak kullanılmaktadır.
Ateşkesin yürürlüğe girdiği 25 Haziran itibarıyla, referans navlunlarda düşüş kaydedildi ve 30 Haziran itibarıyla 50 WorldScale puan seviyesine indi. Böylece, Orta Doğu'dan Çin'e ham petrol taşıma maliyeti ateşkes öncesine kıyasla %44,5 azaldı.
Orta Doğu'dan Japonya’ya TC1 rotası üzerinde rafine petrol ürünleri taşıyan LR2 tipi tankerler için referans navlunlar, 12 Haziran'da 116,84 Worldscale puan iken, ateşkesin öncesinde 24 Haziran'da 230 Worldscale puanına kadar tırmandı.
Ateşkesin geçtiği 25 Haziran itibarıyla maliyetlerdeki gerileme devam etti ve 30 Haziran’da Orta Doğu-Japonya rotasındaki referans navlun 140 Worldscale puan seviyesine düştü; böylece, ateşkes öncesine göre %39 oranında azalma gerçekleşti.
Hürmüz Boğazı'ndaki taşıma maliyetleri hâlâ çatışma öncesi seviyelerin üzerinde kalıyor olsa da, analistler piyasanın risk odaklı yapıdan arz-talep dinamikleriyle şekillenen bir yapıya geçiş yaptığını ve navlun fiyatlarında düşüş olasılığının bulunduğunu ifade ediyor.