Mehmet Uçum, sosyal medya hesabında 'Yeni anayasa gündemini çarpıtma gayretleri (2)' başlıklı bir yazı paylaştı. Uçum, “Bugün yeni anayasa hedefine zarar verme girişimlerinden; Terörsüz Türkiye'ye geçişe bağlı olarak ortaya atılan asılsız iddialar ile TBMM’nin yeni anayasa yapamayacağına dair abes görüşe değineceğiz. En büyük çarpıtma, 'Yeni anayasanın Terörsüz Türkiye hedefinin pazarlık unsuru olduğu ve federal yönetime geçiş için istendiği' yalanıdır. Bu kara propagandanın ısrarla sürdürülmesi, Terörsüz Türkiye hedefine yönelik bir fikri provokasyondur. Bilindiği gibi Terörsüz Türkiye hedefi kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız bir şekilde yürürlüğe girmiş bir devlet politikasıdır. Böyle devam ettiği de açıktır. İmralı çağrısı ve fesih kararı ile bu hedefin muhatapları gerekeni yaptı. Bundan sonraki aşama, fesih kararının sonuçlarının pratikte gerçekleşmesidir. Anlaşılan o ki pratik süreçler de hayata geçiyor. Terörsüz Türkiye hedefine artık geri dönülmez bir yola girdiğimiz her geçen gün daha net anlaşılıyor. Tüm bu süreçte yeni anayasa konusu, Terörsüz Türkiye hedefiyle 'pazarlık bağlantılı' asla anılmamıştır. Zaten görünür ya da olgusal gerçeklikte böyle bir pazarlığın söz konusu olmadığını belirtmek gerekir. Dolayısıyla ortada yalnızca asılsız iddialar bulunmaktadır.” dedi.
'Terörü Sonlandırmak Demokratik Siyasetin Sırtındaki Yükleri Atacak'
Uçum, “Elbette Türklerin ve Kürtlerin kardeşliğini kırk yıldır hedef alan terörü her anlamda ve her mecrada sürekli olarak sonlandırmak, demokratik siyasetin sırtındaki yükleri ortadan kaldıracaktır. Terörün eylemine, diline, vesayetine ve örgütüne her yerde son vermek, Türkiye’de demokratik siyaseti çok daha güçlü hale getirecektir. En önemlisi, terör vesayetinden kurtulan aktörlerin bağımsız demokratik siyaset yapma imkanı bulmasıdır. Bu imkanı kıymetini bilmek ve doğru değerlendirmek son derece önemlidir. Ayrıca terörün sonlandığı koşullarda yeni bir anayasayı hayata geçirmenin şartları da daha fazla olgunlaşacaktır. Ancak tüm bunları yeni anayasada üniter yapıdan vazgeçme pazarlığı iddiasıyla ilişkilendirmek, tam manasıyla bir yalandır. Amaç, Türkiye’yi yeni bir aşamaya taşıyacak Terörsüz Türkiye hedefini zayıflatmaktır. Oysa kararlılıkla birçok kez vurgulandığı gibi yeni anayasanın temeli Cumhuriyet ve ilk dört maddenin esasları ile demokratik birikimdir. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü ve siyasi birliği, yani üniter yapı vazgeçilemez bir ilkedir. Üniter yapının siyasi pazarlık için tartışmaya açılması asla mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.
'TBMM, Halk Tarafından Görevlendirilmiş ve Yetkilendirilmiştir'
Uçum, 'TBMM'nin yeni anayasa yapamayacağı' iddiasının ise bir doktriner gericilik olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Asli kurucu iktidar ve tali kurucu (kurulmuş) iktidar ayrımına dayanarak ileri sürülen bu görüşe katılmak mümkün değildir. Bu görüşün normatif bir geçerliliği yoktur ve genellikle darbe ve savaş gibi yıkıcı örneklere dayanan pozitif (olana ait) bir tespittir ve tamamen geçerliliği kalmamıştır. Olağan dönem kurucu iktidar yaklaşımı, bu görüşün yetersizliği ve meşruiyet sorunları nedeniyle geliştirilmiştir. Günümüzde ise olağan koşullarda geçerli olan ayrım asli kurucu irade olan halk ve temsili kurucu irade olarak TBMM'yi kapsamaktadır. Buna göre TBMM, asli kurucu irade olan halk tarafından görevli ve yetkili kılınmıştır. TBMM iradesi yalnızca cari anayasayla kurulmuş bir iktidar iradesi değildir. TBMM iradesi aynı zamanda cari anayasadan önce de var olan ve sonra da var olacak asli kurucu olan halkın toplumsal ve siyasal temsilciliğinden kaynaklanan norm üstü bir temsil iradesidir. Yeni anayasayı yapma yetkisi, halkın asli kurucu irade olarak temsili kurucu irade TBMM’ye verdiği görevden doğar ve bu tartışılamaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki yeni anayasa yapma hakkı halka ait olduğundan, TBMM'nin, halkın verdiği görev gereği yapacağı yeni anayasayı, hangi oy sayısıyla kabul ederse etsin halkın onayına sunması, yeni anayasanın meşruiyeti açısından zorunludur. Halkın onayı olmadan yeni bir anayasayı yürürlüğe sokmak, halkın anayasa yapma hakkını gasbetmek anlamına gelir. Bu nedenle referandumsuz yeni anayasa yapma senaryolarının hiçbir demokratik ve hukuki kıymeti yoktur.” (DHA)
