MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında öne çıkan başlıklardan bazılarını şöyle dile getirdi:
Bizi takip eden tüm vatandaşlarımıza en içten selamlarımı iletiyorum. Her zaman yenilenerek mücadelelerimizi sürdürdük. Zaman zaman canımızdan geçtik, fakat ülkülerimizden ve ilkelerimizden asla taviz vermedik. Her şeyden önce 'Türkiye' dedik.
ŞEHİTLERİMİZE RAHMET DİLİYORUM
6 Temmuz’da aldığımız üzücü haberle yıkıldık. Pençe Kilit Bölgesi'nde bir mağarada meydana gelen metan gazı zehirlenmesi nedeniyle 12 askerimiz şehit oldu. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.
Terörsüz bir Türkiye hedefine ulaşmak, barış ve kardeşliğimizin temeli olacaktır. Kardeşliğimizin ebediyen yaşatılması için seve seve hizmet edeceğiz. Terörsüz Türkiye artık devlet politikası haline gelmiştir ve sayın Cumhurbaşkanımızın bu hedef doğrultusunda her zaman yanında olacağız.
Bu müessif olaylardan bazı çevrelerin istifade etmesini ise sinsi bir fırsatçılık olarak değerlendiriyorum.
TARİHİ SÜRECİN TAM ORTASINDAYIZ
Ülkemiz tarihi bir sürecin tam ortasında, huzur ve barışa adım adım ilerlerken içten ve dıştan provokasyon ve dedikodu ortamını canlı tutmaya çalışanları asla göz ardı etmiyoruz.
Orman yangınları milletimizi derinden yaralamıştır. Özellikle İzmir'deki yangınların elektrik hatlarından kaynaklandığı il valisi tarafından açıklanmıştır. Yangınları istismar ederek ortamı germeye çalışmak, büyük bir vicdansızlıktır.
Farklı bölgelerde meydana gelen sayısız yangın ayrıca ele alınmalıdır. Devletimiz, yangınlarla mücadeleye devam etmektedir. Yangın söndürme çalışmalarında hayatını riske atan tüm kardeşlerimize, ilgili bakanlıklar ve kurumlara teşekkür ediyorum. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum.
Uzun süredir dile getirdiğimiz temiz siyaset er geç gerçekleştirilmesi gereken bir zorunluluktur. Siyaset alanının itibar kazanması gerekiyor. Yerel yönetimlerde durum ciddidir ve emanetlerin heba olduğu görülmektedir. CHP'li belediyelerin yolsuzluk batağına saplanması, partiyi neredeyse organize bir şebekeye dönüştürmüştür. Ahlaki ve hukuki olarak deşifre edilmesi gereken ilişkiler vardır. Adana ve Adıyaman belediye başkanları hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturması dikkat çekicidir. İSKİ'deki skandalın çok daha büyüğü, mevcut CHP yönetimini sarmalamıştır. Emanete sahip çıkmayanlar erdemden ve adaletten bahsetmemelidir. Çalan ve devlet kasasını boşaltanların, adalet söylemleri de kayda değer olmaktan uzaktır. CHP'li başkanların hesap vermesi, hukuk güvenliği ve üstünlüğünün bir sonucudur.
YARGI SÜREÇLERİN UZAMASI SAKINCALIDIR
İtirafçılar gene CHP maskesi takanlardır. İddianamelerin hızlı bir şekilde hazırlanması, kovuşturmaların etkin bir biçimde ve en kısa sürede tamamlanması gerekmektedir. Savcılara olan güvenimiz tamdır ve gece gündüz çalıştıkları ortadadır. Yargı süreçlerinin uzaması, siyasi kutuplaşmayı artırma potansiyeline sahiptir. Bu durum sakıncalıdır ve gereksizdir. Adli yılın başlamasıyla birlikte, bu yükü ülkemiz gündeminden çıkarmak en doğru adım olacaktır. Muhalefet, duruşmaların canlı yayınlanmasını talep etmişti. Biz de bu talebin makul bir şekilde karşılanmasını bekliyoruz. Suçlamaların hedefindeki bireyler, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu akıllarından çıkarmamalıdır.
Özgür Özel, “Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim, Mısır'daki meydanı izlediğiniz gibi izlersiniz” demişti. Ölçüyü kaçırdığını düşünüyorum. Sokakta gezebilirsin, gerilime gerek yok. Önünde hiç kimse yok, haydi buyur sokak sokak gez de görelim, boyunun ölçüsünü alalım. Bu sokak hevesi seni suça iterse karşında Türkiye Cumhuriyeti’ni bulursun, milleti bulursun.
ÖZGÜR BEY DARBE Mİ DÜŞÜNÜYORSUN?
Mısır örneği vermesi bir densizliktir. Hakkında başlatılan soruşturmanın isabetli olduğunu düşünüyorum. Hayırdır Özgür Bey, darbe mi düşünüyorsun? Sandık ve demokrasiyle gerçekleştiremediğin bir şeyi silahların gölgesinde mi planlıyorsun? Bu dil bozuk ve kaotik bir dildir. Bu zihniyet antidemokratiktir. Tutuklananlarla ilgili “esir” tanımını kullanması, aymazlık ve ayıptır. DEM'in Türkiye partisi olma çabası sevindiricidir. Ancak, CHP'nin rayından çıkması düşündürücü bir durumdur. CHP'nin etrafında sıraya giren partilerin yöneticileri ve vekilleri, iktidara ve insan onuruna saldırmayı düşünürse bu ifade ve düşünce özgürlüğü olarak nasıl kabul edilecektir? Medyada sürekli konuşanların güvenceleri nedir? Rüşvetle mücadele vurgusu yapılırken, bu çevrelere neden göz yumuluyor? Fitne yayan muhaliflerle bir arada kalmak zorunda mıyız? Bunlar siyaset değil, düşmanlık yapmaktadır. Gündelik polemiklerin, sürekli şaibe içeren açıklamaların, artan parti hırslarının ülkemizdeki her şeyi tüketmesine müsaade edemeyiz.
Terörsüz bir Türkiye hedefimiz barış ve kardeşliğimizin temel taşı olacaktır. Bu doğrultuda sonsuza dek hizmet etmeye devam edeceğiz. Terörsüz Türkiye, artık bir devlet politikası haline gelmiştir. Devletin lideri, terörsüz Türkiye'yi gerçekleştirme görevindedir. Bu sebeple, sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman yanında olacağız.
