reklam
reklam
DOLAR40,2282% 0.13
EURO47,0668% 0.43
STERLIN54,1603% 0.4
FRANG50,5570% 0.41
ALTIN4.350,01% 0,72
BITCOIN117.023,64-4.298
reklam

Türkiye Kıyılarında Görülen Türler Hakkında Rahatlatan Açıklama: Saldırgan Balık Türleri 40 Yıl Önce Terk Etti

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türkiye Kıyılarında Görülen Türler Hakkında Rahatlatan Açıklama: Saldırgan Balık Türleri 40 Yıl Önce Terk Etti
reklam

İskeletleri tamamen kıkırdaktan oluşan köpek balıkları, çarpan balıkları, vatozlar, irinalar, folya balıkları, deniz kartalları ve sıçan balıkları da dahil olmak üzere 1282 türü kapsayan kıkırdaklı balıkların 536'sını köpek balığı türleri oluşturmaktadır.

14 Temmuz Dünya Köpek Balığı Farkındalık Günü dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan WWF-Türkiye Kıkırdaklı Balıklar Danışmanı Dr. Hakan Kabasakal, Türkiye denizlerinde bulunan kıkırdaklı balık türlerinin yüzde 90'ının Akdeniz, yüzde 50'den fazlasının Ege Denizi'nde yer aldığını, Marmara'da 25, Karadeniz'de ise 11 kıkırdaklı balık türünün bulunduğunu aktardı.

Kabasakal, Türkiye'nin sularındaki kıkırdaklı balık türlerinin çoğunluğunun Atlas Okyanusu'nun kuzeyinden geldiğini, sadece Akdeniz'e özgü birkaç endemik tür bulunduğunu ve Süveyş Kanalı aracılığıyla gelen bazı tropikal türlerin de mevcut olduğunu belirtti.

Geçmişte Akdeniz, Ege veya Marmara'da bulunan bazı türlerin bu bölgelerdeki koşullara uyum sağlayamayarak uzaklaştığını veya yok olduğunu ifade eden Kabasakal, 1950'li yıllarda Marmara Denizi'nin kıkırdaklı balıklar bakımından oldukça zengin olduğunu, günümüzde ise küresel ısınma, şehirleşme, sanayileşme ve kirliliğin bu türlerin sayısını azalttığını vurguladı.

Kıkırdaklı balıkların hızlı bir metabolizmaya sahip olduğunu ve yüksek oksijen ihtiyaçları olduğunu belirten Kabasakal, şöyle devam etti:

“1 litre deniz suyunda en az 4,5 miligram oksijen olmalıdır ki normal şartlarda yaşasınlar. Ancak günümüzde derin Marmara'da çözünmüş oksijen miktarı birçok bölgede 2 miligramın altına düşmekte. 100 metre derinlikten itibaren ise oksijen 1 miligramın altına inen bölgeler bulunmakta. Doğu Marmara'da 200 metreden derin yerlerde oksijenin sıfıra düştüğü alanlar var. Kirliliğin ve iklim değişikliğinin birleşik etkisi, Marmara Denizi'nin derin sularında oksijenin azalmasına ve kıkırdaklı balıkların kıyısal sulara göç etmelerine yol açtı.”

“Saldırgan Olarak Sayılabilecek Köpek Balığı Türleri 40 Yıl Önce Marmara'yı Terk Etti”

Marmara Denizi'nde bulunan kıkırdaklı balıkların kıyılara yaklaşmasının insanlara tehdit oluşturmadığını belirten Kabasakal, büyük beyaz köpek balıkları gibi saldırgan türlerin 40 yıl önce Marmara'yı terk ettiğini, kıyılara yaklaşan köpek balıklarının genellikle camgözler olduğunu ve boylarının 2 metreyi geçmediğini söyledi.

Bu türlerin yaşayacak yer arayışında kıyılara geldiklerini ve genelde kıyı balıkçılarının hedefi haline geldiğini hatırlatan Kabasakal, sözlerine şöyle devam etti:

“Son üç yılda gerçekleştirdiğimiz araştırmalarda bu türlerin nüfuslarının kıyıda zirve yaptığını gördük ve 2024 yılında bu nüfusun kıyıda dibe vurduğunu izledik. Kıyılarda artık çok fazla köpek balığı ve kıkırdaklı balık bulunmamakta. Oksijen eksikliği nedeniyle kıyıya gelen kıkırdaklı balıklar, dip sularında huzur bulamayarak geri dönme şansını kaybetmekte. Bu bölgelerde de yoğun bir balıkçılık baskısı mevcut.”

Okyanuslarda yaşayan 1266 türün üçte birinin, koşulların değişmemesi halinde bu yüzyılın sonuna gelinmeden tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, bunun en büyük nedeninin aşırı avcılık olduğunu ifade eden Kabasakal, diğer nedenleri ise yaşam alanı tahribatı, iklim değişikliği ve deniz kirliliği olarak sıraladı.

Kıkırdaklı balık türlerinin besin piramidindeki işleyişin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinde önemli bir rol oynadığını vurgulayan Kabasakal, deniz ekosistemindeki yırtıcı baskının bozulması durumunda okyanustaki tüm besin alanının çökebileceği uyarısında bulundu.

Köpek Balığı Saldırılarıyla İlgili Çalışma

WWF-Türkiye tarafından geliştirilen “Gözüm Doğada” isimli tür izleme uygulamasını da anlatan Kabasakal, yaban hayatının vatandaş bilimi katkısı ve teknoloji ile daha etkin bir şekilde izlenebileceğini belirtti.

Kabasakal, “Türkiye'nin 9 bin kilometreye yakın kıyı şeridi var. Kıyı şeridine profesyonel araştırmacı yerleştirmek her yerde mümkün değil, ancak bu kıyıların herhangi bir yerinde anlık olarak birçok insan bulunabilir. Bu insanların, kıyıya vurmuş köpek balığı görüntüsü gibi bilgileri uygulamada paylaşması halinde, koruma çalışmaları için gerekli bilgi düzeyi de artmış olur.” şeklinde konuştu.

Geçmişten günümüze Akdeniz'de gerçekleşen köpek balığı saldırılarıyla ilgili yeni bir çalışma yürüttüklerini aktaran Kabasakal, bu çalışmanın Türkiye'deki köpek balığı saldırılarının sanıldığı kadar fazla olmadığını anlatmayı ve köpek balıklarına karşı medyada oluşturulan korkuyu kırmayı amaçladığını ifade etti.

reklam

YORUM YAP