

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı olarak görev yaparken, FETÖ başta olmak üzere Türkiye'yi hedef alan tüm terör örgütleriyle mücadele eden Turgut Aslan, 15 Temmuz gecesi Jandarma Genel Komutanlığı'nda rehin alındı ve başından vurularak ağır yaralandı. Yakın koruması Hasan Gülhan şehit oldu. Aslan, o gece yaşadıklarını ve FETÖ ile mücadelesini SABAH'a anlattı.
'DARBE GİRİŞİMİNİ KARARGÂH NİZAMİYESİNDE ÖĞRENDİM'
15 Temmuz darbe girişimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı ve halkın sokaklara çıkmasıyla bastırıldı. Peki, siz o gece darbe girişimini nasıl öğrendiniz?
15 Temmuz akşamı Emniyet Genel Müdürlüğü daire başkanlarıyla birlikte bir toplantıdaydım. Ankara Emniyet Müdürü de aynı toplantıdaydı. Saat 20.00 civarında ona gelen bir telefonda, Genelkurmay'da olağan dışı bir hareketlilik olduğu bildirildi. Bu haberle birlikte biz de bir anormallikten haberdar olduk. Ben hemen dönemin Jandarma Harekât Komutanı Arif Çetin Paşa'yı aradım. Kendisine bu hareketliliğin sebebini ve “Bir kalkışma mı var?” diye sordum. O da bana, “Yok başkanım, bu devirde kim böyle bir şeye cesaret edebilir?” cevabını verdi. Ardından Beştepe'deki karargâha geçeceğini söyleyip görüşmek üzere sözleştik. Ben de derhal karargâha gittim.
Nizamiyedeki görevlilere Arif Paşa'yla görüşmeye geldiğimi söyledim ancak beni içeri alamayacaklarını, Yurtta Sulh Konseyi'nin yönetime el koyduğunu, Arif Paşa'nın yetkisinin kalmadığını ve geri dönmem gerektiğini söylediler. Böylece darbe girişimini net olarak öğrenmiş oldum. Onlara boyun eğmedim. Böyle bir şeyin kabul edilemeyeceğini söyleyerek içeri girmekte ısrar ettim. Arif Paşa'nın beni beklediğini belirttim. Bunun üzerine, sözde komutanları olan dönemin albayı Erkan Öktem'i aradılar. O da beni ellerim ve gözlerim bağlanarak içeri almaları talimatını vermiş. Bu şekilde beni korumamla birlikte derdest edip içeri aldılar. Sabaha kadar hem bana hem de korumama psikolojik ve fiziki kötü muamelede bulundular. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla milletimiz sokaklara çıktı. Vatansever güvenlik güçleriyle birlikte gösterilen direniş sayesinde bu hain kalkışma başarısızlığa uğratıldı. Amacına ulaşamayacağını anlayan darbeciler, karargahtan kaçmadan önce beni ve korumamı öldürmek amacıyla kafamıza ateş ettiler. Ben ağır yaralı olarak kurtuldum; ancak korumam Hasan Gülhan olay yerinde şehit oldu.
FETÖ'nün “Tahşiye kumpası” dosyasına ilişkin hazırlanan ve “Bu yapı terör örgütüdür” ifadesinin yer aldığı raporda sizin de imzanız var. Bu rapor sonrası örgütün sizi hedef aldığı biliniyor. Süreci ve o gece yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
15 Temmuz'dan önce FETÖ hakkında yürütülen soruşturmalarda, örgütün “terör örgütü” olarak tanımlanması için somut bir rapora ihtiyaç vardı. HSK'nın talebiyle Terörle Mücadele Daire Başkanı olarak ben ve ekip arkadaşlarım, FETÖ'nün yurtiçi ve yurtdışındaki faaliyetlerini gösteren detaylı bir rapor hazırladık. Bu raporda FETÖ'nün eylemlerine bakarak silahlı terör örgütü olduğunu açıkça ortaya koyduk. Hazırladığımız bu rapor, savcılık iddianamelerine dayanak oldu. Mahkemeler ve Yargıtay da bu yönde karar verince FETÖ, resmen terör örgütü olarak kabul edildi. Örgüt bu durumun farkındaydı. Bu sürecin mimarlarından biri olduğum için hedef alındım. FETÖ sadece kendi yapısıyla değil, başka terör örgütleriyle de işbirliği yaparak bilgi sağlıyor, eylemleri yönlendiriyor ve finanse ediyordu. Maskelerini düşürdüğümüz için infaz listesine alındık. Nitekim hendek olaylarında bir suikast girişimi bile oldu ancak silah tutukluk yaptı.
FETÖ mensuplarının, Hrant Dink suikastinde yer alan bazı askerlerle 15 Temmuz'da da sahneye çıktığı görüldü. Bu durum örgütün terör yapılanması açısından ne anlama geliyor?
Bu çok açık bir gösterge: FETÖ'nün silahlı bir terör örgütü olduğunun en somut kanıtlarından biridir. Terör örgütleri genellikle eylemleri doğrudan yapmaz; kimi zaman kendi militanlarını, kimi zaman da başka örgütleri veya kandırılmış bireyleri kullanır. Amaç, kaos yaratmak, ülkeyi yönetilemez hale getirmek, halkı galeyana getirmek ve böylece yabancı istihbarat örgütlerinin amaçlarına hizmet etmektir. Hrant Dink cinayetinde de örgütün planlayıcı, koordine edici ve finansör rolü açıkça ortaya çıkmıştır. Bu bağlantılar, FETÖ'nün yıllar boyunca ülke içindeki pek çok suikast ve eylemin arkasında olduğunu gösteriyor.