

YETİM BÜYÜDÜ
Önder, 1962 yılında Adıyaman’da, kentin önde gelen sosyalist ailelerinden birinin çocuğu olarak hayata merhaba dedi. Ziya ve Zeliha çiftinin beş çocuğundan birisiydi. Çocuk yaşta kaybettiği babası, TİP Adıyaman örgütünün kurucusuydu. Ailesine destek olabilmek için genç yaşta fotoğrafçı çıraklığı, sıtmayla mücadele teşkilatında mevsimlik işçilik ve lastik tamirciliği gibi çeşitli işlerde çalıştı.
AÇLIK GREVİNDE İĞNE FOBİSİ
1978’de Adıyaman Lisesi’ndeyken Maraş Katliamı’na karşı yapılan protestoya katıldığı için ilk kez tutuklandı. Liseyi bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanarak eğitimine devam etti. 12 Eylül 1980 darbesi sırasında 18 yaşındaydı ve siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklanıp Mamak Cezaevine gönderildi. İki yıl hapis yattıktan sonra, bu süre zarfında açlık grevleri gibi protestolar düzenleyip yazmaya devam etti. Cezaevindeki açlık grevinde iğne fobisi nedeniyle zorluk yaşadı; enjektörle karşılaştığında eylemini iki gün daha sürdürdü.
SİNEMA KARİYERİ
2013-2015 yılları arasında Çözüm Sürecinde aktif rol almasının ardından yargılandığı dönemle birlikte toplamda 10 yılını cezaevinde geçirdi. Genç yaşta Mamak Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul’a geçerek, kamyon şoförlüğü gibi birçok işte çalıştı. Sinema, medya ve siyaset alanlarında önemli projelere imza attı. 2003 yılında Yılmaz Güney’in Duvar filmini izleyip Barış Pirhasan’ın senaryo atölyesine katılarak sinema kariyerine adım attı. İlk yönetmenlik deneyimini, senaryosunu yazıp yönettiği Beynelmilel (2006) ile gerçekleştirdi. 12 Eylül sonrası sıkıyönetim dönemini trajikomik bir dille ele alan film çeşitli ödüller kazandı. O… Çocukları (2008), F Tipi Film (2012) ve İtirazım Var gibi yapımlarda senarist, yönetmen veya oyuncu olarak yer aldı. Ayrıca Sis ve Gece, Yeraltı gibi filmlerde de oyunculuk yaptı.
NÜKTEDAN AMA İNCİTİCİ DEĞİL
2011 seçimleriyle siyasete adım atan Önder, Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) işbirliğiyle İstanbul Milletvekili oldu. 24. Dönem İstanbul, 25. ve 26. Dönem Ankara Milletvekilliği yaptı. 2023 seçiminde DEM Parti’den 28. Dönem İstanbul milletvekili olarak seçildi ve bu partinin kontenjanıyla Meclis Bakanvekili görevine getirildi. Çeşitlilikleri eşitlik ve adalet temelinde uzlaştırma çabasını hep nüktedan bir üslupla gözler önüne serdi. Yönetimindeki Meclis oturumları ve katıldığı toplantılarda mizahi yaklaşımıyla dikkat çekerek asla incitici bir davranış sergilemedi.
SÜREÇLERİN UZLAŞMACI YÜZÜ
2013-2015 yılları arasındaki “Çözüm Süreci” sürecinin en önemli figürlerinden biri oldu. Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı Cezaevinde görüşen heyette yer aldı ve mesajları Kandil’e taşıma görevini üstlendi. İmralı Adası’nda bizzat tutanak tuttu ve sürecin nasıl geliştiğini belgelendirdi. Dolmabahçe Mutabakatı’nı 28 Şubat 2015’te kamuoyuna duyuran kişi oldu. Açılım sürecini tamamlamak amacıyla İmralı-İstanbul-Ankara-Kandil-Avrupa hattındaki yoğun görüşmeler yapması onun için oldukça zorlu bir deneyim oldu. Uçak fobisi nedeniyle tüm seyahatlerini karayoluyla gerçekleştirdi.
ADIYAMANLI TÜRK’ÜM
2013 Nevruz kutlamalarında yaptığı konuşmasından ötürü 2018 yılında “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 43 ay hapis cezasına çarptırıldı, ancak 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ihlali kararıyla serbest bırakıldı. 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı resmî resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın “Siz nerelisiniz?” sorusuna “Adıyamanlıyım. Çok affedersiniz Türk’üm, tedavi oluyorum” diye cevap vererek Erdoğan çiftini gülümsetmeyi başardı.
BİZE CEZAEVİ GÖZÜKÜYOR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te başlattığı diyaloğun önemli isimlerinden biri oldu. İkinci İmralı Heyeti ile birlikte adada ve Irak’ta temaslarda bulundu. Bu süreçte Bahçeli’nin tarihi girişimden önce Sırrı Süreyya Önder ile irtibat halinde olduğu ortaya çıktı. Meclis’te “Çözüm süreci sizi etkilemiş” diyen muhalefet yöneticilerine karşılık vererek, “Bu tür ihtimaller belirdiğinde bize genellikle cezaevi yolu gözüküyor. Burada da sabıkalı kontenjanından bulunuyorum, bu yüzden rahatım” şeklinde konuştu.
VOLKAN KONAK’A VEDASI
31 Mart’ta KKTC’de ani kalp kriziyle vefat eden sanatçı arkadaşı Volkan Konak’a duygusal bir veda yazısıyla hüzünle anıldı. T24’te yayımlanan “Denizde kararti var bu giden Volkan midur…” başlıklı köşe yazısında, “Ben eceli saymazsak, bedeni o büyük yüreğine dar geliyordu. Şerefle girdi hayatımıza, şerefle yaşadı, şerefiyle tamamlardı zamanı. Şerefiyle de haşrolunacaktır inşallah” ifadelerini kullandı.
AĞIR TEDAVİ GÖRÜYORUM
Önder, 16 Mayıs 2024’te Meclis’te gergin bir oturum esnasında sağlık durumunu şu sözlerle açıkladı: “Bunu söylemek istemezdim ama benim beynime Genel Kurulu yönetirken pıhtı attı. Pankreasta tümör bulundu. Aort anevrizması ve beyne pıhtı atması bir arada yaşandı. Ağır bir tedavi süreci geçiriyorum. Ancak tüm bu zorluklara rağmen saygılı ve nazik olmaya devam etmeye çalışıyorum. Kendi kendime bu zarafet bile yorumlanıyor mu, bunu merak ediyorum. Bu bir içten incinme meselesi.”
KÜRSÜDEN ANLIK TEPKİLERİ
Meclis oturumlarındaki hazırcevaplıklarıyla tanınan Sırrı Süreyya Önder’in bazı anlık tepkileri şöyle:
(Vekilin Arapça selamına tepki verirken) Sayın Dervşioğlu, “Burada bir şerh ediliyor. Ben Arapça bilmiyorum” diye belirtmişti. “Şerh etmek” Arapça bir kelime, Türkçe ile herhangi bir bağlantısı yok. Burada bana diyor ki “Müdahale edin.” Müdahale duhul’dan gelir ve o da Arapça. Vekil de Arapça bir selam vermiş.
HUKUK TAHSİLİM ALAYLI
* (Komisyona uyarı talebine karşılık) Komisyonun sevdalısı değilim, kavramı anlatmaya çalışıyorum. Üzülmeyin, benim hukuk tahsilim alaylıdır.
* (AK Partili milletvekilinin “Kaphe İsrail” sözüne tepkiyle) Öfkenizi anlıyorum ancak bu kelime kadınları aşağılayıcı bir anlam taşımaktadır; lütfen bunu kullanmayalım.
* Kamboçya Senato Başkanı Genel Kurulumuzu teşrif etti. Ekselansları “Çombri su” Bilinmeyen bir dil olmasın, Kmer dilinde hepimizin adına “Hoşgeldiniz” dedim.
* Bana niye el sallıyorsunuz? Stadyuma çevirdiniz burayı! Her birinizin içinden ergen çıkıyor.
* Tam ortalık Kel Ali’nin bağına döndü; sizin sesiniz kendinize geliyor ama buraya rabarba olarak ulaşıyor.
DERT ETTİĞİMİZ MEMLEKETİN HALİ
* (Disiplin cezası taleplerine karşı) Asgari bir konsorsiyum, asgari bir zarafet, asgari bir nezaket gerekli. Burada hepimizin dert ettiği memleketin halidir. Herhangi bir iç tüzüğün bana yüklediği bir görev yapmayacağım. Saygı sınırlarını zorlasa da bir vekile disiplin işlemi yapmak 40 yıllık ilkelerimi çiğnemek olur.