

Kentte yaşayan Serpil ve Hakan Gökçeoğlu çifti, koruyucu aile olma kararını, Serpil Gökçeoğlu'nun çocukluk hayali ve birlikte izledikleri bir filmdeki sahne sayesinde aldı. Yıllar önce “Bir gün yurttan bir çocuğa yuva olacağım” diyen Gökçeoğlu, eşini ve oğlunu ikna ettikten sonra başvuru sürecine başladı. 8 yaşındaki oğulları Yiğit Ali'nin de desteğiyle 6 Ocak'ta evraklarını teslim eden çift, aynı gün dünyaya gelen Çağla bebeğe kısa süre içinde yuva oldu. Süreci daha önce araştıran aile, başvurudan 1,5 ay sonra, 21 Şubat'ta Çağla'ya kavuştu.
'EŞİM ÇOK ETKİLENDİ'
Serpil Gökçeoğlu, çocukluk hayalini hep taşımış olduğunu belirterek, “Büyüdüğüm ev, çocuk yurdunun yanındaydı. Annem öğretmen olduğu için yurt çocukları sürekli evimize gelirdi. Küçük yaşta, 'büyüyünce yurttan bir çocuk alacağım, ona yuva olacağım' dedim. Bu hayalimi eşimle paylaştım. İlk başta bazı çekinceleri oldu ama beklediğimden daha hızlı ikna oldu. Başvurmak üzereyken büyük bir deprem yaşandı ve bilgi kirliliği oldu. Biraz beklemeye karar verdik. Bu süreçte bir film izledik, eşim çok etkilendi. 6 Ocak'ta evraklarımızı tamamladık. Bu bizim için çok anlamlı çünkü kızımız da o gün doğmuş. Ayrıca doğduğu hastane, evimizin tam karşısında. Bu bir tesadüf değil, kalpten gelen bir bağın hikayesi” dedi.
'ÇAĞLA EVİMİZE, KALBİMİZE HIZLA UYUM SAĞLADI'
Koruyucu aile sürecine dair yıllarca araştırma yaptığını söyleyen Gökçeoğlu, “Neler olacağını ve süreçlerin nasıl işleyeceğini biliyorduk. Kurum çalışanları da destek oldu ve süreç hızlı ilerledi. 21 Şubat'ta kızımıza kavuştuk. Eşim, başvuru sürecinde, 'eğer isimsiz bir bebek gelirse ve kurum isim koyacaksa, Çağla, Zeynep veya İpek olsun' demişti. Kızımızın adı Çağla. Bu da bizim için güzel bir tesadüf oldu. Çağla'yı kucağıma verdikleri anda, 'evet, bu benim kızım' dedim. Gerçekten oğlumla hiçbir farkı yok; ikisini de aynı şekilde seviyorum. Çağla, evimize ve kalbimize çok hızlı uyum sağladı” diye konuştu.
'HER ŞEY SU GİBİ AKIYOR'
Koruyucu aile olmanın zorluklarından bahseden Serpil Gökçeoğlu, “Bu sürecin en zor kısmı karar verme aşamasıdır. Karar verdikten sonra her şey su gibi akıyor. 'Koruyucu aile olmak istiyoruz' dediğiniz anda sistem işlemeye başlıyor. Orada bir çocuk sizi bekliyor ve eğer şartlarınız uygunsa yolların kesişmesi gerekli. O çocukların gerçekten size ihtiyacı var” dedi.
FİLMİN ETKİSİNDEN ÇIKAMADI
Hakan Gökçeoğlu, eşinin ve oğlunun koruyucu aile olma fikrine kendisini ikna ettiğini belirtti: “Bir gün eşimle bir film izledik. O filmde, yurttaki bir çocukla ilgilenen bir taksi şoförü vardı. O sahne beni çok etkiledi. O an eşime, bu fikri istediğimi söyledim. Böylece sürecimiz başladı. Bizi motive eden en önemli kişi oğlumuz oldu. Kardeşiyle olan ilişkisi çok doğal; sanki birlikte büyümüş gibiler. İlk çocuğumuzdan edindiğimiz deneyim sayesinde bu süreçte hazırlıklıydık” diye ekledi.
'YETER Kİ İNSANLAR YÜREKLERİNİ AÇSIN'
Hakan Gökçeoğlu, “Bebeğimiz bize geldiği andan itibaren hayatımızı ona göre düzenledik. Kızımız da bize büyük kolaylık sağladı. Küçük yaşta olması, bağ kurmamızı kolaylaştırdı. Şimdi o beni özlüyor, ben de onu. Tedirginliği olan aileleri anlayabiliyorum. Kurumlar çok destek oluyor. Güvenlik ya da başka konularda kaygılanmaya gerek yok. Her şey kontrol altında ilerliyor. Yeter ki insanlar yüreklerini açsınlar. Eğer yeterince insan el verirse, belki de yurtlara hiç gerek kalmaz” ifadelerini kullandı.
'ÇAĞLA SANKİ ANNEMDEN DOĞMUŞ GİBİ'
Yiğit Ali Gökçeoğlu ise, “O dönem canım çok sıkılıyordu. Kardeşim olsun istedim; benimle oynasın, iyi anlaşalım ve bu hayalim gerçek oldu. Çağla sanki annemden doğmuş gibi. Çok eğlenceli, her gün bana gülümsüyor. Ben de artık daha sorumlu bir abi oldum. Koruyucu aile olmak çok güzel bir duygu” şeklinde konuştu.