Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51. yıl dönümü münasebetiyle KKTC'ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geri dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde iki siyasi partinin temsilcileri, Rumların 1958'de Türkleri katlettiği olayların anısına Güney Kıbrıs'ta Rum Yönetimi liderine ziyarette bulundular. Bunun üzerine, BM denetiminde nüfus sayımı yapılması, Ekim seçimlerine uluslararası gözlemci getirtilmesi gibi talepler gündeme geldi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Rum Yönetimi lideri sizi Güney'e davet etti, katılmayı düşünüyor musunuz?
Benim Güney'e herhangi bir ziyaret düşüncem yok. Zira onlar KKTC'yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa, biz de Güney Kıbrıs'ı tanımıyoruz. Kıbrıs Türk halkı bizim canımızın bir parçasıdır; bu bağ asla zedelenemez. Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı barış için olduğundan, ona “işgalci” demek yanlıştır. Kıbrıs Türkleri anavatan Türkiye'nin garantörlüğünü tartışmaya açmaz. Tarihi gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, bu hain planlar Kıbrıs Türk halkı tarafından sandıkta cevapsız kalmayacaktır. Rum tarafı çözüm istemediğini defalarca göstermiştir, bu yüzden iki devletli bir çözüm şarttır.
Suriye'de yaşanan son durumla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Türkiye'nin bu süreçteki katkıları neler?
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, dik bir duruş sergilemekte ve herhangi bir taviz vermemektedir. Türkiye'nin katkılarıyla bir ateşkes sağlanmış durumda. İsrail bölgede sürekli kriz yaratmaya çalışmakta; ancak Suriye'nin bu duruşu sürecin dikkatli bir şekilde ilerlemesine olanak tanıyor. Suriye'nin birçok bölgesinde kontrolü sağlama çabaları devam ediyor. Şara ile gerçekleştirdiğim telefon görüşmesinde destek vereceğimizi ifade ettim. Dışişleri Bakanımız ve MİT Başkanımız bu süreçte sürekli iletişim halindeler. Suriye'de Dürziler arasında da bir uzlaşı sağlandığı görülüyor. Türkiye olarak Suriye'nin parçalanmasını istemiyoruz ve bu nedenle destek olmayı sürdüreceğiz.
Türkiye, Savunma Sanayii alanında nasıl ilerlemeler kaydediyor? Yeni projeler bekleyebilir miyiz?
İktidarımız süresince savunma sanayisinde önemli adımlar attık. Türkiye'nin kaybettiği zamanı telafi etmek için yoğun çaba gösterdik. Savunma sanayi alanında yerli ve milli projelerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Özellikle insansız hava araçları ile dünya genelinde tanınan bir ülke haline geldik. Bu alanda yapacağımız yenilikler ülkemizin savunma kapasitesini artıracaktır. Özellikle jet uçakları konusunda da olumlu ilerlemeler kaydediyoruz ve bu konudaki adımları sürdüreceğiz.
Tüm bu projeler, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile müzakerelerine nasıl yansıyacak?
Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin acilen canlandırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Avrupa Birliği, Türkiye gibi dinamik bir üyeye ihtiyaç duyuyor. Türkiye'nin tam üyeliği için engellerin kaldırılması gerekiyor. İşbirliğini daha adil bir yaklaşım içerisinde yürütmeleri şart. Türkiye'nin yabancı karşısındaki konumu güçlendikçe, müzakerelerde engellerin de ortadan kalkacağına inanıyoruz.
Gazze'deki son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? İsrail'in saldırıları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gazze halkı teslim olmadı ve bu direniş devam edecek. İsrail, gözü dönmüş bir canavar gibi halkımıza saldırmakta. Biz, Gazze'nin yanında olmaya devam edeceğiz. Ateşkes müzakereleri sürerken bölgede ciddi bir pazarlık sürecinin yaşandığına şahit oluyoruz. Herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir çözüm yolu bulmak zorundayız.
Zengezur Koridoru ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Zengezur Koridoru, sadece Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye için değil, tüm bölge ülkeleri için faydalı olacaktır. Bu hat, bölgedeki ticareti arttıracak ve işbirliğini sağlamlaştıracaktır. Zengezur'un bir anlaşmazlık kaynağı değil, bir mutabakat simgesi olarak değerlendiriyoruz.
Türkiye'nin yeni yol haritasının ana eksenleri neler? Bu durum toplumsal kalkınmayı nasıl etkileyecek?
İç cepheyi güçlendirerek sosyal ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmayı hedefliyoruz. Terörle mücadele için kaynaklarımızı daha verimli kullanmayı ve yatırımlarımızı artırmayı planlıyoruz. Aile ve Nüfus 10 Yılı programımız sayesinde toplumsal potansiyeli yeniden canlandırmayı amaçlıyoruz.
Son olarak, eğitim konusunda yaşanan tartışmalara ilişkin düşünceleriniz neler?
İmam hatip okullarının elde ettiği akademik başarılar bazı kesimleri rahatsız etmekte. Bu durum, imam hatiplere karşı bitmek bilmeyen bir düşmanlığın sonucudur. Akademik başarıyı kötülemek kimsenin haddi değildir. Sınav güvenliği konusundaki hassasiyetimizi koruyarak, eğitimdeki ilerlemeyi sürdüreceğiz.
