Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Gölbaşı'ndaki Polis Akademisi Yerleşkesi'nde düzenlenen 2023-2024 mezuniyet törenine katıldı. Akademiyi başarıyla tamamlayan 8 bin 238 polis adayı için düzenlenen törende resmi yemin merasimi yapıldı. Törene TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş, Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Murat Balcı ve çok sayıda mezun öğrencinin ailesi katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında 15 Temmuz şehitlerini anarak, “Sizlerin içerisinde, ülkemizde ve yurtdışında fedakârca görev yapan Emniyet Teşkilatımızın tüm mensuplarına selamlarımı gönderiyorum. Geçtiğimiz hafta, 15 Temmuz'da FETÖ'cü hainler tarafından şehit edilen Özel Harekât kahramanlarını anmak üzere yine burada, Gölbaşı'ndaydık. O gece, istiklal ve istikbalimiz uğruna canlarını feda eden vatan evlatlarını yine rahmetle andık, gururla hatırladık, her biri için dualar ettik, aziz ruhlarına Fatihalarımızı gönderdik. Bu vesileyle 1071'den bugüne, kanlarını al bayrağımızın rengi yaparak bu toprakları bize vatan kılan her bir şehidimizi rahmetle yâd ediyorum. Vatan için canlarını ortaya koyarak mücadele eden tüm gazilerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyor, her birine hayırlı, sağlıklı, bereketli ömürler diliyorum. Şehit ve gazilerimizin anne ve babalarının o mübarek ellerinden öpüyor, her birine hürmetlerimi sunuyorum.”
Her karışında bir yiğidin yattığı bu topraklar, dünyanın en büyük şehitliğidir. Burası şüheda yurdudur, gaziler otağıdır, erenler diyarıdır. Millet olarak asırlardır şehitlerimizle yaşıyoruz, şehitlerimizle yürüyoruz. Şehit ve gazilerimizin emanetine canımız pahasına sahip çıkacağız. Devletimizi, milletimizi, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirmek için elimizle birlikte gövdemizi de gerektiğinde taşın altına koyacağız. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. Şehitlerimizin asil ruhlarını şad kılsın.
Erdoğan, farklı eğitim birimlerinden mezun olan toplam 8 bin 238 öğrenciyi tebrik ederek şöyle devam etti: “Bugün Polis Akademimizin farklı birimlerindeki eğitimlerini tamamlayan toplam 8 bin 238 öğrencimizi mezun ediyor, sevinçlerine ortak oluyoruz. Polis Akademisi Eğitim Merkezi'nden 162, Polis Meslek Yüksekokulumuzdan 2 bin 441, Polis Meslek Eğitim Merkezimizden de 5 bin 604 kardeşimiz, yeni görevlerine başlamak üzere Emniyet Teşkilatımızın kadrolarına katılıyor. Milletimizin huzur ve emniyeti için yüksek bir vazife şuuru ile çalışacak siz kardeşlerimi ayrı ayrı tebrik ediyor, şimdiden üstün başarılar diliyorum. Aynı şekilde Azerbaycan, Endonezya, Filistin, Kırgızistan, Kongo, Maldivler, Moğolistan, Ruanda ve Somali'den gelerek burada öğrenim gören 32 öğrencimizi de tek tek kutluyor, akademide edindikleri bilgi ve tecrübeleri ülkelerinin polis teşkilatlarında en iyi şekilde değerlendireceklerine inanıyorum.”
“ÜNİFORMA, ŞEHİTLERİN KIYAFETİDİR”
Erdoğan, teşkilatın köklü tarihine de dikkat çekerek, “Emniyet hizmetleri alanında çok köklü ve kurumsal bir geçmişe sahibiz. Biliyorsunuz, bu sene Polis Teşkilatımızın 180. kuruluş yıldönümünü kutladık. Polis Akademimiz ise 146. yılını idrak ediyor. Sevgili genç kardeşlerim; üzerinizdeki üniformalar, hiç tereddüt etmeden şehadete yürüyen yiğitlerin kıyafetidir. Taşıdığınız kimlikler, bu ülkenin huzur ve emniyetinin tapu senetleridir. İstisnasız hepiniz, güvenlik güçlerimizin her bir mensubu bu milletin gözbebeğidir, geleceğimizin güvencesidir.”
Terörle mücadeleye de dikkat çeken Erdoğan şu mesajları verdi: “Bir yandan yolsuzluk çetelerini teker teker parçalarken, diğer yandan da ülkemizi terör belasından kurtaracak adımlar atıyoruz. 'Terörsüz Türkiye' sürecimizle acı ve gözyaşıyla dolu bir dönemi inşallah kapatacak; merkezinde kardeşliğin, huzurun, refahın, kalkınmanın olduğu yeni bir dönemin kapılarını ardına kadar açacağız. Unutmayın; nazlı hilalin gölgesinde, ezan-ı Muhammediye'nin huzur veren ikliminde, 86 milyon hep birlikte güven içinde kardeşçe yaşayacağız. Hiçbir sabotaj, hiçbir tahrik, hiçbir tuzak, Türkiye'yi girdiği bu tarihi yoldan geri döndüremeyecek.”
MÜFTERİ OLARAK ANILIRSINIZ
Erdoğan, gündemdeki rüşvet ve kumpas tartışmalarına net yanıt verdi: “Hırsı aklını esir almış kimi siyasilerin polisimizi mesnetsiz iddialarla rencide ettiklerini görüyoruz. Çıkmışlar, polisin suçüstü yaptığı bir rüşvet rezaletini aklamak için kumpas yalanına sarılıyorlar. 'Elimizde şu kadar saatlik video kaydı var' diyorlar. Bunun adı siyaset değildir. Bu, 'Çamur at, izi kalsın' pişkinliğidir. Madem elinde 32 saatlik video kaydı var, versene mahkemeye. Eğer ortada size karşı kurulmuş bir kumpas varsa, toplarsın delillerini, gidersin mahkemeye, kumpasçılardan hesabını sorarsın. Ama bunu yapmıyorsan, söylediklerini ispat edemiyorsan müfteri olarak anılmaktan kurtulamazsın. Rüşvetçileri adaletten kaçırmak için hiç kimse polise, yargı mensuplarına iftira atamaz.”
ERZURUM KONGRESİ'NİN ŞUURUYLA TÜRKİYE YÜZYILI'NA HIZLA İLERLİYORUZ
Başkan Erdoğan, 23 Temmuz 1919'da gerçekleştirilen Erzurum Kongresi'nin 106. yıldönümü dolayısıyla mesaj yayımladı: “Aziz milletimizin özgürlük yolundaki azim ve kararlılığını tüm dünyaya duyuran ve istiklal mücadelemizin hedeflerinin ve ilkelerinin tespitinde belirleyici rol oynayan Erzurum Kongresi, Cumhuriyet'e uzanan yolun temel taşlarından biridir. Erzurum Kongresi'nde ortaya çıkan şuur, azim ve kararlılık bugün de birlik ve beraberliğimizin temeli, vatan ve bayrak sevgimizin sembolü, geleceğe yürüyüşümüzde en büyük gücümüzdür. Bu güçle, Türkiye Yüzyılı hedefine hızla ilerlemeye devam ediyoruz. Erzurum Kongresi'nin yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, bağımsızlık mücadelemizin tüm kahramanlarını saygı ve minnetle yâd ediyor, tüm vatandaşlarımı en kalbi duygularımla selamlıyorum.”
HATAY'IN ANAVATANA KATILMASI, SABIRLI DİPLOMASİNİN VE MİLLET İRADESİNİN ZAFERİDİR
Başkan Erdoğan, 29 Haziran 1939'da Hatay'ın anavatana katılmasının 86'ncı yıldönümü münasebetiyle mesaj yayımladı: “Hatay, sahip olduğu köklü tarihi, zengin kültürü ve stratejik önemiyle yüzyıllar boyunca Türk milletinin ayrılmaz bir parçası. Hatay, milli ve manevi değerleriyle daima anavatan ile bütünleşti. Gazi Mustafa Kemal, Hatay'ın anavatana katılması sürecini yalnızca bir toprak meselesi değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve bütünlük ülküsünün bir gereği olarak görmüş ve bu doğrultuda büyük bir diplomasi mücadelesi yürütmüştür. Hatay halkı kendi iradesiyle verdiği karar neticesinde 29 Haziran 1939'da Türkiye'ye katılma yönünde oy kullanmış ve 23 Temmuz 1939 tarihinden itibaren Hatay resmen anavatana kavuşmuştur. Bu tarih, Türk milletinin birlik ve beraberlik ülküsünün, sabırlı diplomasi anlayışının ve millet iradesinin zaferidir. Bugün, milletimizin tarihindeki en gurur verici gelişmelerden biri olan Hatay'ın anavatana katılmasının yıldönümünü bir kez daha büyük bir coşku ve heyecanla kutluyorum.”
Mehmet Fahri ÖZKAN/ANKARA
