İlim Yayma Ödülleri Sahibi Bilim Adamları ‘Sağlıkta Teknolojik İstiklal’ Bildirisini Açıkladı

İlim Yayma Vakfı ödülü sahibi bilim adamları, Türkiye’nin ilaç ve tıbbi cihaz sektöründeki dışa bağımlılığını azaltmayı ve tam bağımsız bir yapı kurmayı hedefleyen bir çalışma gerçekleştirdi. AR-GE yatırımlarının artırılması, yerli üretimin teşvik edilmesi ve küresel pazarlarda rekabet gücünün artırılması amacıyla yapılan çalışmalar, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen toplantıda basın mensupları ile paylaşıldı. “Sağlıkta Teknolojik İstiklal” başlıklı toplantıya İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, İlim Yayma Vakfı Başkanı Yusuf Tülün ve ödül sahibi bilim adamları katıldı.

“YAPTIKLARI ARAŞTIRMALARI, ÇALIŞMALARI DAHA GENİŞ KİTLELERE DUYURMAK İÇİN BU ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ”

Toplantıda konuşma yapan Bilal Erdoğan, İlim Yayma Vakfı’nın bilim insanlarının araştırmalarını daha geniş kitlelere duyurmak için faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade etti ve “Bu seneki ödülle birlikte 12 ödül sahibimiz olacak, şu anda 9 ödül sahibimiz var. Ödül sahibi hocalarımızın her yıl bir araya gelip belli bir konu çerçevesinde kamuoyu ile kanaatlerini paylaşmalarını arzu ediyoruz. Türkiye’de bilim insanlarının, bilim çevrelerinin kamu ile sağlıklı bir iletişim kuramaması sorunu mevcut. Bilim insanlarının bu durumu etkileyen birçok faktör var ancak toplumun bilim insanlarının faaliyetlerinden haberdar olmaması da önemli bir sorun. Bu nedenle her yıl bu tür çalışmaların sonucunda ödül sahibi hocalarımızın kamuoyuyla bir iletişim kurmasını, bir bildiri etrafında paylaşım yapmasını hedefliyoruz. Bu sene bu çalışmayı gerçekleştirdik ve bildirgemizin başlığı ‘Sağlıkta Teknolojik İstiklal’. Hem tespitleri hem de somut önerileri içeren bir çalışma. Bu çalışmayı sizlerle paylaştıktan sonra ilgili karar yapıcılara ileteceğiz” ifadelerini kullandı.

Toplantıda bildiriyi okuyan Prof. Dr. Fikrettin Şahin ise sağlık sektörünün ülkelerin bağımsızlık ve gelişmişlik düzeylerini belirleyen önemli bir alan olduğunu belirtti. Güçlü bir sağlık sisteminin toplumsal refahın yanı sıra ulusal güvenlik ve ekonomik kalkınma için de vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Türkiye’nin son yıllarda sağlık sektöründe önemli ilerlemeler kaydederek bölgesel bir sağlık üssü haline geldiğini belirten Şahin, ülkenin yüksek kaliteli hastane altyapı ve yetişmiş insan kaynağı sayesinde sağlık turizminde uluslararası rekabet gücünü artırdığını ifade etti. Ancak tıbbi cihazlar, ilaç, biyoteknolojik ürünler ve dijital sağlık teknolojileri gibi alanlarda dışa bağımlılığın devam ettiğini belirtti. Bu bağımlılığın Türkiye’nin sağlık sistemindeki dayanıklılığını zayıflattığını ve küresel liderlik hedefini tehlikeye soktuğunu söyledi. Bu bildirgenin, Türkiye’nin dünya ölçeğinde lider konuma gelebilmesi için yerli ve milli üretim kapasitesinin güçlendirilmesi, dışa bağımlılığın azaltılması ve sürdürülebilir bir ekosistemin inşasını desteklemeye yönelik öneriler sunduğunu ifade etti.

Türkiye’nin sağlıkta strateji adımlarını özetleyen Şahin, 2018 yılında kurulan beşeri ilaç ve tıbbi cihaz çalışma gruplarının yerli ve milli üretim için yol haritaları oluşturduğunu vurguladı. Ayrıca, 25 Mayıs 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Türkiye Sağlık Vadisi’nin kurulmasına karar verildiğini sözlerine ekledi.