İleri yaştaki bireyler için endişe kaynağı olan Alzheimer hastalığının teşhisinde önemli bir gelişme yaşandı. Artık Alzheimer tanısı koymak için bir kan testi yeterli olacak. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan bu yeni kan testi, milyonlarca insana umut vaadediyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, bu tarihi gelişmeyi şu şekilde değerlendirdi: “Artık hastalığın biyolojik tanısını kan yoluyla koymak mümkün. Bu, erken teşhis ve etkili tedaviler için büyük bir avantaj sağlıyor.”
Biyolojik Tanıda Devrim
Prof. Dr. Hanoğlu, Alzheimer'ın bugüne kadar daha çok klinik semptomlara dayanarak tanılandığını, ancak son yıllarda biyolojik belirteçlerin bu tanıyı desteklemeye başladığını ifade etti. “Daha önce belden sıvı alma yöntemiyle yapılan biyobelirteç testleri, artık çok daha pratik bir yöntem olan kan testine yerini bırakıyor. Kan yoluyla yapılan bu testlerle hastalığın erken döneminde tanı koymak mümkün hale geldi.”
Erken Tanı Önemli
Prof. Dr. Hanoğlu, Alzheimer tanısının artık çok daha erken konulabileceğini belirterek, “Bu, hem hastaların yaşam kalitesini artırmak hem de tedavi şansını yükseltmek adına büyük bir umut kaynağı. Umutsuz olmaya gerek yok; yeter ki geç kalınmasın” dedi.
Aşı Tedavileri
Son iki yılda Alzheimer tedavisinde önemli bir dönemeç yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. Hanoğlu, monoklonal antikorlarla gerçekleştirilen aşı benzeri tedavilerin artık uygulandığını belirtti. “Bu tedaviler, beyinde biriken amiloid plaklarını temizlemeye odaklanıyor. Özellikle hastalığın başlangıç aşamasında ve prodromal dönemde kullanıldığında süreci yavaşlatabildiği gösterildi” dedi.
Yaşam Tarzı Büyük Etken
Alzheimer ile mücadelede biyolojik önlemlerin yanı sıra yaşam tarzı temelli önlemlerin de etkili olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hanoğlu, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının hastalığın ortaya çıkışını geciktirdiğini ya da yavaşlattığını ifade etti. “Tansiyon ve şeker kontrolü, fiziksel aktivite, uyku düzeni, dengeli beslenme ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmak bu süreçte oldukça önemlidir.”