İzmir'de psikiyatri tedavisi gören C.Ö., 2010 yılında ruh ve sinir hastalıkları polikliniğindeki tedavi süreçlerine dair tıbbi bilgilerin 2016 yılında annesine verilmesi üzerine hukuki bir süreç başlattı. C.Ö., ailesi ile arasında ciddi bir çıkar çatışması olduğunu, bahsi geçen tıbbi belgenin iki ayrı vesayet davasında aleyhinde kullanıldığını ve yaklaşık iki yıl boyunca anayasal haklarından yoksun kaldığını ifade etti.
DOKTORA DAVA AÇTI
C.Ö., doktor aleyhine “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya yayma” suçlamasıyla Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Doktor H.C. ise söz konusu belgenin, hastanın annesinin oğlunun kaybolması nedeniyle koruma kararı alabilmesi için verildiğini ve bu verilerin hasta mahremiyetini ihlal etmeyecek biçimde hazırlandığını savundu.
İzmir Asliye Ceza Mahkemesi, doktorun eyleminde suç unsuru bulunmadığına karar vererek beraat etti. C.Ö.'nün istinaf başvurusu da reddedildi. Bunun ardından C.Ö., 2020 yılında Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
AYM HAKLI BULDU
AYM, yaptığı değerlendirmede doktorun hastanın hassas sağlık verilerini rızası olmadan ve aralarında husumet bulunan annesiyle paylaşmasının özel hayata saygı ile kişisel verilerin korunması haklarını ihlal ettiğine oybirliğiyle karar verdi. Mahkeme, özel nitelikli kişisel verilerin yalnızca istisnai koşullarda ve kişinin açık rızasıyla paylaşılabileceğini vurguladı. Ayrıca, alt mahkemelerin gerekçeli değerlendirme yapmadığı ve alternatif yolları göz önünde bulundurmadığı belirtildi. C.Ö.'nün Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında haklarının ihlal edildiği tespit edildi.
Warning: Undefined array key "ozellikler_videOzet" in /home/siyasimedyanet/public_html/wp-content/themes/theHaberV8/thewp/single_vizyondakiler.php on line 120
İzmir'de psikiyatri tedavisi gören C.Ö., 2010 yılında ruh ve sinir hastalıkları polikliniğindeki tedavi süreçlerine dair tıbbi bilgilerin 2016 yılında annesine verilmesi üzerine hukuki bir süreç başlattı. C.Ö., ailesi ile arasında ciddi bir çıkar çatışması olduğunu, bahsi geçen tıbbi belgenin iki ayrı vesayet davasında aleyhinde kullanıldığını ve yaklaşık iki yıl boyunca anayasal haklarından yoksun kaldığını ifade […]
