reklam
reklam
DOLAR38,7786% 0.39
EURO43,8944% 0.27
STERLIN51,6488% 0.37
FRANG46,6481% 0.44
ALTIN4.143,57% 0,97
BITCOIN102.888,68-0.242
reklam

‘Akran Zorbalığı’na Karşı Ne Yapılmalı?

Yayınlanma Tarihi : Google News
‘Akran Zorbalığı’na Karşı Ne Yapılmalı?
reklam

OKULLARDA çocuklar ve gençler arasında artan şiddet olayları, zorbalığı da giderek daha fazla görünür hale getiriyor. Bu artışta sosyal medya paylaşımlarının rolü büyük. Uzmanlar, çocukların akranlarına zorbalık yapmayı ve bunu geniş kitlelere etkin bir şekilde yaymayı ‘güç gösterisi’ olarak gördüklerini belirtiyor. Son olarak Sivas’taki Necip Fazıl Kısakürek Kız Mesleki ve Anadolu Lisesi’nde bir olay yaşandı. 9. sınıf öğrencisi Elif T.Ç., okulda farklı sınıflardan 7 kız öğrenci tarafından sınıf içinde darp edildi. Üç öğrenci bu anları cep telefonuyla kaydederek sosyal medyada paylaştı. Görüntülerde Elif’in, üç akranı tarafından uzun süre şiddet gördüğü açıkça görülüyor ve bu zorbalığın uzun zamandır sürdüğü belirlendi.

Elif T.Ç., toplamda 7 arkadaşından darp gördü.

Zorbalık yapan öğrenciler okuldan uzaklaştırma cezası aldılar. Ancak Elif, zorbalığa uğrayan yalnızca bir öğrenci. Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal, akran zorbalığının nedenlerini, zorbalığa uğrayan çocukların nasıl fark edilebileceğini ve bu konuda atılması gereken adımları şu şekilde özetledi:

‘DEPRESYON VE İÇE KAPANMA GÖRÜLÜR’

“Çocuklar ve ergenler arasında akran zorbalığı ve şiddetinin artışını gözlemlemekteyiz. Zorba çocuklar; sosyal kaygı yaşayan, içe kapanan, özel gereksinimleri olan, başarısız veya çok başarılı çocukları hedef alır. Yani, kolayca etkileyebilecekleri, haklarını savunamayacak kişileri potansiyel kurban olarak görmektedirler. Zorbalığa maruz kalan çocuklar, bu durumlarını aileleriyle paylaşmaktan çekinebilir. Ancak ailelerin, çocuklarının durumunu anlaması mümkündür. Zorbalık mağduru çocuklar depresif bir durum sergileyebilir ve içine kapanabilir. Okula gitmek istememek ve eğitimle bağını kopartma çabası, en yaygın belirtiler arasındadır. Çocuğun ‘Neden dayak yedin, kendini koruyamadın mı?’ gibi cümlelerle yargılanması yaygın bir aile davranışıdır fakat bu hatalı bir yaklaşımdır; bu tutum şiddeti meşrulaştırabilir. Bunun yerine, ‘Sen bir haksızlığa uğradın ve hakkını aramalısın’ diyerek öğretmenleriyle iletişim kurmaları ve şikayette bulunmaları teşvik edilmelidir. Zorbalığa maruz kalan çocuklar, ailelerinden alacakları destekle bu durumun üstesinden gelebilirler.

Prof. Dr. Neslihan İnal

‘ÇÖZÜM CEZADA DEĞİL, EĞİTİMDE’

Çözümün, disiplin ve cezaya dayalı uygulamalarda değil, eğitim faaliyetlerinde bulunması gerektiği vurgulanıyor. Sert cezalar ters etkiler yaratabilir ve çocukların eğitimle olan bağını koparabilir. Bu nedenle, çocukların rehabilitasyonuna yönelik çalışmalar ön plana alınmalı ve ceza verilmesi durumunda sosyal yardım projeleri düşünülmelidir. Örneğin, zorbalık yapan bir çocuğun yaşlılara yardım etmesi gibi. Bu noktada rehber öğretmenlerin görevleri büyüktür. Ayrıca, toplum ruh sağlığı politikalarının devreye girmesi de önem taşımaktadır.

reklam

YORUM YAP