

TÜRKİYE’ nin internetle ilk bağlantısı 1993 yılında ODTÜ’de gerçekleşti. TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, o dönemde Türkiye’nin ilk internet bağlantısının kurulmasında görev alarak dijitalleşmenin kapısını aralayan önemli isimlerden biri haline geldi. Şimdi ise öğretmenlerin 21’inci yüzyılın gereksinimlerine uygun bir dönüşüm geçirmesi gerektiğini vurgulayarak ‘öğrenme mühendisliği’ kavramı üzerinde çalışıyor.
YARATICI PROBLEM ÇÖZÜMÜ
Mühendislik denilince ilk akla gelen makineler olsa da öğrenme mühendisliğinde asıl amaç öğrenme bilimlerinin hayata geçirilmesi. Prof. Dr. Çağıltay, “Bu kavram yaratıcı problem çözümüne işaret ediyor. Mühendisler yaşam alanı oluşturur, öğrenme mühendisi ise daha etkili yaratıcı öğrenme ortamları hazırlar” şeklinde açıklıyor. Öğrenme bilimlerini mühendislik tasarım yöntemleri ve veriye dayalı karar alma süreçleriyle birleştiren ‘öğrenme mühendisliği’, eğitim fakültesi mezunlarına farklı istihdam olanakları sağlamayı amaçlıyor.
YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ
Bu kavramın 1920’li yıllara uzandığını ancak 2010’lu yılların başında popülerleştiğini belirten Prof. Dr. Çağıltay, konu hakkında şunları aktarıyor: “Öğretmenlik mesleği klasikte bilgi aktarımına dayalıydı. Ancak artık bunun değişmesi ve öğretmenlerin dönüşmesi gerekiyor. Yapay zekayı kullanarak öğretmenlerin daha etkileşimli bir öğrenme ortamı yaratması şart. Yani bilgi aktaran öğretmenden, öğrenme ortamlarını tasarlayan ve uygulayan öğretmen profiline geçiş yapılmalı. Kimya bölümünde teorik çalışmalar yapılır ve belirli temeller oluşturulur. Bu bilgileri alıp uygulamaya güçlü bir şekilde geçirenler ise kimya mühendisleridir. Öğrenme bilimlerinde elde edilen bulguları hayata geçiren de öğrenme mühendisliği olacaktır.”
ÖĞRETMEN DE MÜHENDİS DE AYNI DİLİ KONUŞACAK
Prof. Dr. Çağıltay, üniversitelerindeki çalışmaları aktarırken şöyle diyor: “Öğrenme mühendisliği yetkinlikleri ile eğitim fakülteleri mezunları, sınıf içinde öğretmen olmanın yanı sıra teknokentlerde eğitsel oyun tasarımcısı ya da kurumsal akademilerde eğitmen de olabilir. Şu an bu kavramı üniversitemizde proje derslerimize entegre ederek, farklı fakültelerdeki öğrencileri bir araya getirip ortak çalışma yapmalarını sağlıyoruz. Böylece eğitim fakültesindeki bir öğrenci, mühendislik fakültesindeki bir öğrenciyle aynı dili konuşabilir hale gelecek. Eğer bu kavramın eğitim fakültelerine entegrasyonunu başarıyla sağlarsak, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de örnek olacağız.”