

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü vesilesiyle kaleme aldığı “Sınırları Aşan Merhamet: Medeniyetler İttifakı ve İnsani Diplomasi” başlıklı makalesinde, insani yardımın siyaset üstü bir vicdan meselesi olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin, mazlumların kimliği ve inancına bakmaksızın dünyanın dört bir yanına yardım eli uzatan bir ülke olarak öne çıktığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü vesilesiyle kaleme aldığı ve İspanya'nın önde gelen gazetelerinden El Pais'te İspanyolca olarak yayımlanan makalesi:
Barış, güvenlik ve ortak refah; halklar arasında karşılıklı saygı, adalet ve samimiyete dayalı bir iş birliği anlayışı ile mümkündür. Türkiye ve İspanya, Akdeniz’in iki ucunda yer alan iki kadim dost ve güçlü medeniyet olarak aynı ideallere omuz vermektedir. Bugün, ikili siyasi ilişkilerimizin yanı sıra ekonomi, ticaret, enerji ve savunma sanayisi alanlarında İspanya ile yakaladığımız ivme, Avrupa-Akdeniz istikrarı açısından stratejik önem taşımaktadır.
İspanya, NATO’daki en güvenilir müttefiklerimizdendir. Adana’da konuşlu Patriot Hava Savunma Sistemi bunun somut bir örneğidir. İspanya’nın Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecimize verdiği destek, ortak hedeflerimizin derinliğini yansıtmaktadır. Bu stratejik ortaklığı, bölgesel ve küresel sınamalara karşı birlikte geliştireceğimiz güçlü adımlarla taçlandırmakta kararlıyız. Medeniyetler İttifakı’nın 20’nci yılında, farklılıkları çatışma unsuru değil zenginlik kabul eden anlayışımız, küresel krizlerle dolu bu dönemde mazlum halklara umut ve dayanışma mesajı vermektedir.
Savaşlar, açlık, düzensiz göç ve iklim felaketleri insanlığı, tarihinin en ağır imtihanıyla karşı karşıya bırakmıştır. Bugün, Dünya İnsani Yardım Günü’nde, karşımızda duran acı gerçek; 300 milyondan fazla insanın temel insani ihtiyaçlardan yoksun olmasıdır. Bu durum, insanlığın vicdanını sarsan ve tüm dünyayı sorumluluğa çağıran bir gerçektir.
Türkiye, tarihimizden gelen köklü insani yardım geleneği ile mazlumun kimliği ve inancına bakmaksızın her coğrafyada uzattığı yardım eli ile insanlık onurunu koruma ve vicdanının sesini duyurma iradesini göstermektedir. İspanya da köklü insani yardım geleneği ile bu duruşun güçlü bir ortağıdır.
Bu vesileyle, “Asrın felaketi” olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin ardından İspanya’dan gelen arama kurtarma uzmanları ile Hatay Arsuz’da İspanya Uluslararası İş Birliği Ajansı’nın kurduğu sahra hastanesinde görev yapan İspanyol sağlık çalışanlarına ve tüm yardım gönüllülerine şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye, insani diplomasi anlayışı ile gayrisafi millî hasılasına oranla insani yardımlarda dünyanın en cömert ülkelerinden biridir. 2016 yılında İstanbul’da tarihin ilk Birleşmiş Milletler (BM) Dünya İnsani Zirvesi, insani yardımlardaki konumumuzun küresel olarak teyidi açısından tarihi bir dönüm noktası olmuştur. AFAD, TİKA, Türk Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı ve birçok sivil toplum kuruluşu ile yalnızca kriz anlarında değil, uzun vadeli kalkınma ve dayanışma projeleriyle de milyonlarca insanın hayatına dokunmaktayız.
Türkiye; Gazze, Suriye ve Lübnan gibi yakın coğrafyamızın yanı sıra Asya, Afrika, Orta Doğu, Balkanlar ve Latin Amerika'da insani yardım faaliyetlerini uluslararası kuruluşlarla eşgüdüm içinde yürütmektedir.
Ülkemiz, geçmişten bugüne Afrika’da yaşanan insani krizlere duyarsız kalmamıştır. 2011 yılında Somali’deki kuraklık felaketine dikkat çekmek ve kardeş Somali halkıyla dayanışmamızı ifade etmek üzere gerçekleştirdiğimiz Mogadişu ziyareti, uluslararası alanda yankı uyandırmıştır. Ardından kamu kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızın iş birliğinde insani yardım seferberliği başlatmış, kurduğumuz sulama sistemleriyle sürdürülebilir kalkınma yolunda kalıcı çözümler oluşturduk.
Sudan’da, 30 milyondan fazla insanın insani yardıma muhtaç olduğu zor koşullarda; gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve yangınla mücadele ekipmanlarıyla destek sağladık. Nyala’da, TİKA’nın katkıları ile açılan Türk–Sudan Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bölgedeki önemli sağlık kuruluşlarından biridir. Sudan’da sürdürülebilir tarıma yönelik kalkınma çalışmaları da devam etmektedir.
Myanmar’daki çatışmalar nedeniyle Bangladeş’e sığınan bir milyondan fazla Rohinga kardeşlerimize insani yardımlarımızın yanı sıra, 2017’den bu yana AFAD tarafından işletilen Cox’s Bazar’daki Türk Sahra Hastanesi ile sağlık hizmetleri sunuyoruz. Afganistan’da ise 2022 yılından bu yana “İyilik Trenleri” adını taşıyan yardımlarımızı gerçekleştiriyoruz.
Coğrafi uzaklık tanımaksızın, Latin Amerika ve Karayipler'deki doğal afetlere karşı da imkanlarımız ölçüsünde insani yardımlarımızı ulaştırıyoruz ve tarım projeleri aracılığıyla sürdürülebilir kalkınmaya destek oluyoruz. COVID-19 salgını döneminde 160’tan fazla ülkeye aşı ve ilaç desteği vererek, küresel dayanışmanın en somut örneklerinden birini sergiledik.
İnsani yardımları, kalkınma ve sürdürülebilirlik perspektifi ile birleştiren yaklaşımımız gereğince, gelişmekte olan ülkelerden binlerce öğrenciye Türkiye’de burs imkanı sağlarken, kültürel miras alanlarının restorasyonu ve bu alandaki eğitimlerle insanlığın ortak hafızasısını korumaktayız.
Son dönemde İsrail’in Gazze’de uyguladığı insanlık dışı kuşatma, aç bırakma ve toplu cezalandırma politikaları uluslararası hukukun yanı sıra insanlığın vicdanını da ayaklar altına almaktadır. 7 Ekim'den bu yana 61 binden fazla masum hayatını kaybetmiş ve 2 milyondan fazla insan temel insani ihtiyaçlardan yoksun biçimde evsiz kalmıştır. Türkiye, Gazze’ye bugüne kadar 101 bin tondan fazla insani yardım ulaştırmış, UNRWA’ya sağladığı destekle 40 milyon doları aşan bir insani seferberlik gerçekleştirmiştir. Filistin halkının özgür, onurlu ve müreffeh bir geleceğe ulaşması için tüm imkanlarımızla sahada olmayı sürdüreceğiz.
Dünyanın karşılaştığı küresel krizler, jeopolitik gerilimler ve çatışmalar, insani yardım faaliyetlerimizi zorlaştırsa da ihtiyaç duyulan her coğrafyada bu çabalardan asla vazgeçmeyeceğiz. İnsani yardım, bir vicdan meselesidir ve siyasetin üstündedir.
İnsani yardım, insanlık bilincinden doğan en yüce diplomasi biçimidir. Türkiye ve İspanya, dünyanın en eski medeniyet havzalarından biri olan Akdeniz'in iki yakasında evrensel değerlere gönülden bağlı iki dost ve güçlü müttefiktir. NATO çatısı altında yürüttüğümüz afet tatbikatları, düzensiz göçmenlere yaptığımız yardımlar ve zor günlerde birbirimize verdiğimiz destek, bu kardeşliğin somut delilleridir. Dayanışma ruhu iki halkı coğrafyanın ötesinde güçlü bir gönül birliğine taşımaktadır. Bu ortak idealler doğrultusunda el ele vererek, insanı ve insani değerleri merkeze alan daha adil bir dünyayı inşa edeceğimize yürekten inanıyoruz.