

Milas'ta yer alan Beçin Kalesi, 14'üncü yüzyılda Menteşeoğulları Beyliği'ne başkentlik yapmış ve tarihi dokusuyla göz kamaştırıyor. Stratejik bir konumda bulunan bu kale, Milas Ovası'nın manzarasına hakim olup, günümüze kadar korunmuş surları, hamamları, medreseleri ve camileriyle tarihimize ışık tutuyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Beçin Kalesi, her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Kale içerisinde farklı noktalarda gerçekleştirilen kazı çalışmaları devam ediyor. Son olarak, kalenin Menteşeoğulları dönemine ait hamamının çevresinde İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Pektaş başkanlığındaki kazılarda 1,5 metre derinlikte 12 adet kremasyon mezar ortaya çıkartıldı. Hamamın soğukluk kısmının doğu tarafında bulunan kremasyon mezarların Arkaik döneme ait olabileceği düşünülüyor.
1,5 METREDE KEŞFEDİLMİŞ TARİH
Beçin Kalesi kazılarını yöneten Prof. Dr. Kadir Pektaş, kazı çalışmaları hakkında bilgi vererek, “Beçin iç kalesindeyiz; aşağı kısmına merdivenle çıkılan önemli bir merkezde konumlanıyoruz. Burada, kısmen ayakta kalan Beçin iç kalesinin Menteşeoğulları dönemine ait olduğu tahmin edilen bir hamamı bulunuyor. Hamamın çevresindeki kazılarda çeşitli duvarlarla sınırlandırılmış mekanlar ortaya çıkartıldı. Bunlardan biri de Türk döneminde kullanıldığı tahmin edilen bir evdir. Hamamın soğukluğunun doğu yönünde yapılan kazılar sonucunda yaklaşık 1,5 metre derinlikte 12 kremasyon mezar gün yüzüne çıkarıldı.
Kremasyon uygulamasıyla yerleştirilen ceset küllerinin bulunduğu seramik kaplar keşfedildi. Bu seramiklerin Türk katmanına oldukça yakın olması dikkat çekti. Beklentimiz daha alt katmanlardan kalıntılar bulmaktı. Ancak üst katmanlarda bu tür mezarların ortaya çıkması ilginçtir. Arkaik dönem ya da daha öncesine ait olabileceğini düşünmekteyiz. Çalışmalar tamamlandığında ve seramikler üzerindeki analizler bittiğinde daha net sonuçlar elde edeceğiz” dedi.
Prof. Dr. Pektaş, o dönemde birçok medeniyetin varlığına işaret ederek, “Kremasyon uygulaması, Orta Asya'dan Avrupa ve Orta Doğu'ya kadar farklı kültürlerde gözlemlenen bir gelenektir. Yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait bu mezarlar, pek çok kültürde karşımıza çıkmaktadır. 2000'li yılların başında iç kaledeki bayrak direği dikilirken yine bir küp mezar bulunmuştu fakat bu kremasyon mezarı değildi. İlgili olarak, ilk kez hamamın doğu tarafındaki kazılarda kremasyon mezarlarının bulunmuş olması Beçin ve arkeolojisi açısından büyük bir önem arz ediyor. Ayrıca, kremasyon mezarların hemen yakınında bulunan yuvarlak bir yapı, cesetlerin yakımının yapıldığı yer olabileceği tahmin edilmektedir. Bu tür uygulamaların varlığı belgelenmiştir. Toprak örneklerinden analiz alınacak ve bununla ilgili kesin sonuçları önümüzdeki yıllarda paylaşabileceğiz” ifadelerini kullandı.