reklam
reklam
DOLAR41,4171% 0.21
EURO48,7056% -0.32
STERLIN55,8914% -0.51
FRANG52,0517% -0.23
ALTIN4.903,41% 1,35
BITCOIN115.833,25-0.335
reklam

İzmir Körfezi'ndeki Kötü Koku Sorununun Nedeni Belirlendi: Kirlilik Önlenmeli

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir Körfezi'ndeki Kötü Koku Sorununun Nedeni Belirlendi: Kirlilik Önlenmeli
reklam

İzmir Körfezi'nde bir yıl önce yaşanan toplu balık ölümlerinin ardından, bölgedeki rahatsız edici koku bu yıl da yeniden hissedilmeye başlandı. Bu sene toplu balık ölümlerine rastlanmadı ancak hava sıcaklıklarının artmasıyla kötü koku yeniden gündeme geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Levent Yurga, bölgedeki kirlilik ile ilgili açıklama yaptı. Dr. Yurga, “İzmir Körfezi, 1990'lı yıllardan bu yana, sanayileşme ve evsel ile sanayi atıklarının foseptik olarak denize akıtılması nedeniyle kötü kokuya maruz kalmaya başladı. ‘Islah’ adı verilen yanlış uygulamalarla, dere yataklarının beton kaplanmasıyla başlayan bu süreç, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2000’lerde başlattığı Büyük Kanal Projesi ile bir nebze olsun düzeltildi. Bu proje ile evsel ve sanayi atıkları biyolojik arıtma tesislerine yönlendirilmiş oldu. Ayrıca, Ragıp Paşa Dalyanı'nın kaldırılmasıyla birlikte körfez suyu akıntıları sayesinde kendini temizlemeye başladı. Hem Büyük Kanal Projesi hem de Ragıp Paşa Dalyanı'nın kaldırılması, körfezde belirgin bir temizlenme sağladı. Dış körfezdeki deniz çayırları ve diğer deniz canlıları, iç körfeze doğru yayılmaya başladı ve bu temizlik 2020’lerin başlarına kadar sürdü” şeklinde konuştu.

'Besleyici Tuzlar Sebebiyle Aşırı Çoğalmalar Yaşandı'

Artan nüfus ve arıtma tesislerinin kapasitelerinin yeterince artırılamaması, körfezde tekrar bir kirliliğin baş göstermesine neden olduğunu aktaran Dr. Yurga, “Gemilerin ballast tanklarıyla gelen omurgalı ve omurgasız canlıların yanı sıra, fitoplankton grubu olan bazı dinoflagellat türleri de körfezde aşırı şekilde çoğalmaya başladı. Bu durum, deniz suyundaki kirlilik ve besleyici tuzlar yüzünden gerçekleşti. 2023-2024 yıllarında bu organizmalar tüm körfezi kaplayarak suyun oksijen seviyesini düşürdü ve bu nedenle toplu balık ölümlerine neden olarak yerel yönetimlerin ve bilim insanlarının dikkatini çekmeye başladı. Yanlış yönlendirmelerle dinoflagellat türlerinin baskılanması ya da yok edilmesi, körfezdeki denizel ekosistemin dengesini bozdu” ifadelerini kullandı.

'Kirlilik Azaltılmalı'

Dr. Yurga, devamında şunları belirtti: “Siyanobakteriler, diyatom ve dinoflagellatların aşırı çoğalması, toplu balık ölümlerine yol açtı. En dayanıklı balık türleri olan kıkırdaklı balıklar bile 2025 yılı başlarında bu ölümlerden etkilenecek. Kirlilik azaltılmadığı sürece kötü koku devam edecektir. Bu kokunun kaynağı, ölü planktonik organizmalar ve ölü omurgalı, omurgasız canlıları çürüten bakterilerdir. Düşük oksijen seviyeleri nedeniyle çürüyen yumurta kokusuna benzer bir koku tekrar ortaya çıkıyor. Körfezdeki besleyici tuzların artışıyla çoğalan deniz marulları gibi deniz bitkilerinin güneş etkisiyle su yüzeyinde çürümeye başlaması da kokuya katkı sağlıyor.”

'Deniz Marullarını Toplamak Yanlış'

Kötü kokunun ana nedenlerinden birinin Gediz Deresi eski kolları ile diğer derelerden gelen kirlilik olduğunu vurgulayan Dr. Yurga, “Bu derelere atılan sanayi atıklarının biyolojik filtrasyon sistemleri ile donatılması ve bunların düzenli denetlenmesi şarttır. Ayrıca, dinoflagellat türlerinin kontrol altına alınması için yapılan kısa vadeli çözümler, ekonomik ve ekosistem dostu değil, zararlıdır. O nedenle, aşırı çoğalan dinoflagellatları yok etmek için kullanılan toksik yöntemler mantıksızdır. Bazı dinoflagellatlar kist oluşturup deniz dibine çökebildiğinden, baskılamak için sürekli olarak büyük miktarda malzeme kullanmak gerekecek ve bu da doğaya zarar vermekten başka bir işe yaramayacaktır. Deniz marullarının toplanması da, ekosisteme zarar veren bir yaklaşım. Bu bitkiler körfezin oksijenlenmesini sağlar ve halkın dinlenme alanlarına yakın bölgelerden toplanabilir. Kirliliği durdurmak, körfezin temizliği için atılacak en önemli adım olmalıdır.” diye ekledi.

'Ekosistemi Bozuyoruz'

Kötü koku ve toplu balık ölümlerinin sebeplerinin sadece deniz suyu sıcaklığındaki artışa dayandırılmasının yanıltıcı olduğunu belirten Dr. Yurga, “Eğer İzmir Körfezi'nde aşırı balık avcılığı yapılmamış olsaydı, dengeli bir ekosistemimiz olurdu. Yumurtadan çıkan balıklar, çeşitli planktonla beslenen denizanaları ve deniz kestanesi larvalarını tüketen büyük sürüler oluştururdu. Böylece, denizanası aşırı çoğalmazdı. Ekosistem dengeli olduğunda, denizlerdeki canlı türleri arasında da bir denge sağlanır. Hem aşırı balık avcılığı hem de artan nüfus ile İzmir Körfezi'ni kirleterek ekosistemi bozmaktayız. Ekosistemi bozan kirliliği durdurmaya yönelmek yerine, onu düzeltmeye çalışarak zaman kaybediyoruz. Çocuklarımıza temiz bir körfez bırakmak istiyorsak uzun vadeli çözümlere yönelmeliyiz.” dedi.

reklam

YORUM YAP