

Türkiye’nin doğu noktası olan Iğdır’dan Nahçıvan’a uçakla ulaştıktan sonra, kimlik üzerinden yapılan basit işlemlerle gümrükten geçiş yaptım. Nahçıvan’ın en uç noktasında Ordubad yer alıyor; orada, hedefim Kotam köyü.
TÜRKİYE SINIRINA 200 KM
Iğdır’daki Dilucu sınır kapısına olan mesafe Ordubad’a yaklaşık 200 kilometre. Yol oldukça düzgün ve bakımlıydı; bu mesafe yaklaşık 2 saat sürüyor. Yol boyunca meyve bahçeleriyle dolu yemyeşil alanlardan geçerken, doğuya ilerledikçe yeşilliklerin azaldığını gördüm. Daha sonra kuraklığın etkisiyle bozkırlarla karşılaştım. Bölgenin simgesi Aras Nehri de sıkça gözüme çarptı. Ayrıca, terkedilmiş vagonlarıyla eski bir demiryolunu da fark ettim.
TEK KÖY, ÜÇ SINIR
Nihayet Kotam’a ulaştık. Bu köyün ucunda İran, Ermenistan ve Nahçıvan sınırları kesişiyor. Aras Nehri, Nahçıvan-İran-Ermenistan arasında doğal bir sınır oluşturuyor. Zengezur koridorunun, Nahçıvan’dan Ermenistan’a geçiş noktası burada yer alıyor. Sovyetler döneminde inşa edilen demiryolu, Azerbaycan, Karabağ ve Ermenistan’ın Megri bölgesinden geçerek Kotam’a ulaşıyor. Buradan sonra yolculuk Nahçıvan’a devam ediyor.
Karabağ şehitlerinin hatırası Ordubad’ta da yaşatılıyor. Şehit anıtlarında Türkiye ve Azerbaycan bayrakları bir kuşun iki kanadı gibi beraber dalgalanıyor…
SOVYET RAYLARI AYAKTA
Koridora ismini veren Zengezur Dağları, bu köyden 15-20 kilometre mesafede bulunuyor ve bazı zirveleri net bir şekilde görülüyor. Kuzeyden güneye sıralanan bu dağlar, Ermenistan ile Nahçıvan arasında doğal bir engel teşkil ediyor; geçiş neredeyse imkânsız. Sadece ‘Megri’ adındaki dar bir ovacık yol geçiriyor. Sovyet döneminde demiryolu burada inşa edilmiş ve hala ayakta. Koridor açılınca, ya bu demiryolu onarılarak kullanılacak ya da yeni bir hat inşa edilecek.
İRANLI ASKERLER KULEDEN İZLEDİ
Kotam’daki bu kesişim noktası stratejik bir öneme sahip. Sınırın diğer tarafında Ermenistan’ın İran ile bağlantısını sağlayan Agarak gümrük kapısı var ve oldukça hareketli. Aras Nehri’ni geçen Ermeni araçları, sınıra paralel yoldan ilerleyerek İran’a geçiyor. Bu yol, hem Aras’ı hem de demiryolunu yukarıdan izleyebilme imkanı sunuyor. Yolların geçtiği tepelerde İranlı nöbet kuleleri dikkat çekiyor; ben oradayken yaklaşık 500 metre uzaklıktaki kulelerden gözlem altındaydım. Yani koridor açıldığında, İran’ın gözleri önünde olacağı ifade ediliyor. Biraz daha aşağıda ise Nahçıvan’ın sınır nöbetçileri, hemen ilerisinde de Ermeni sınır nöbetçileri görünüyordu.
HALK MERAKLA BEKLİYOR
Ordubad, tarihi öneme sahip bereketli bir yer. Geçmişte önemli bir konumda olduğu her halinden belli. Yüzlerce yıllık çınarların altında bir çay bahçesine girdim ve “İstanbul’dan konak geldim” diyerek yaşlı amcalara selam verdim. “Baş üstüne geldin oğul” dediler, beni yanlarına davet ettiler. Birlikte oturduğumuzda, koridora dair haberleri ilgiyle takip ettiklerini anladım. Hem meraklı hem de temkinliler. “Bakalım ne zaman olur” diyorlar; beldelerine fayda sağlayacağından umutlular ama detaylar hakkında pek bir bilgiye sahip değiller.
TRUMP ADINI VERDİ
Türkiye, bu koridoru Azerbaycan ve çevredeki diğer Türk devletleri ile doğrudan kara bağlantısı olarak değerlendiriyor. Bu durum, stratejik bir öneme sahip. İran ise başlangıçtan itibaren projeye muhalefet ediyor. Ermenistan ise Trump’ın araya girmesiyle muhalefetini sona erdirdi ve 8 Ağustos’ta Beyaz Saray’da İlham Aliyev ile Nikol Paşinyan, Trump’ın organizasyonuyla bu koridor hakkında ön anlaşmayı imzaladılar. Projeye ise “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” ismi verildi.
ORDUBAD’IN LİMONU MEŞHUR
Nahçıvan’ın çeşitli sulu meyveleri oldukça meşhur; şeftali, kayısı, üzüm ve kavun gibi. Ancak en ünlüsü limon. Limon, kilo ile değil, tane tane satılıyor. Hem büyük hem de bol sulu olmasıyla, tatlı bir lezzete sahip olması nedeniyle yüksek bir talep görüyor. Yumurta büyüklüğünde bir Ordubad limonu için en az 5-6 Manat (150 lira) ödemeniz gerekiyor. Çayhanelerde sipariş ettiğinizde, limon çayınızla birlikte geliyor ve ona ekstra ücret ekleniyor. Burada çaya kekik de katılıyor; bu da çayı daha serinletici hale getiriyor…