Sarı Gelin Hikayesi ve Sözleri – Sarı Gelin Türküsünün Hikayesi Gerçek Mi, Nerede Geçiyor?

Sarı Gelin hikayesi, her türküde olduğu gibi dinleyicileri derinden etkileyen bir olay etrafında şekillenmiştir. Sarı Gelin türküsü, derin bir aşk hikayesinin nesnelere dönüştüğü bir eser olarak bilinir. Merak edilen Sarı Gelin türküsünün gerçekliği ve geçtiği yer ile ilgili her detayı araştırdık. İşte haberimizin içeriği.

Sarı Gelin Türküsü Sözleri

Erzurum çarşı pazar
Leylim aman aman leylim aman aman
Leylim aman aman Sarı Gelin

İçinde bir kız gezer
Hop ninen ölsün Sarı Gelin aman
Sarı Gelin aman Sarı Gelin aman suna yârim

Elinde divit kalem
Leylim aman aman leylim aman aman
Leylim aman aman Sarı Gelin

Katlime ferman yazar
Hop ninen ölsün Sarı Gelin aman
Sarı Gelin aman Sarı Gelin aman suna yârim

Palandöken yüce dağ
Leylim aman aman leylim aman aman
Leylim aman aman Sarı Gelin

Altı mor sümbüllü bağ
Hop ninen ölsün Sarı Gelin aman
Sarı Gelin aman Sarı Gelin aman suna yârim

Seni vermem yâdlara
Leylim aman aman leylim aman aman
Leylim aman aman Sarı Gelin

Nice ki bu canım sağ
Hop ninen ölsün Sarı Gelin aman
Sarı Gelin aman Sarı Gelin aman suna yârim

Sarı Gelin Hikayesi Nedir?

Sarı Gelin hikayesi, 13. yüzyılın başlarında geçen bir aşk hikayesini anlatır. Ancak bu hikaye altında pek çok farklı anlatım ve olay mevcuttur. Bazı kaynaklar Sarı Gelin karakterinin Kıpçak, bazılarıysa Gürcü olduğunu öne sürer. Ayrıca bu türkünün bir Ermeni türküsü olduğuna dair iddialar da bulunmaktadır. Her türkünün kendine özgü bir hikayesi vardır ve Sarı Gelin türküsü de aynı şekilde zengin bir hikayeye sahiptir.

Sarı Gelin Hikayesi

Abdulkadir Geylani Hazretleri'nin müridi olan Şey Senan, bir rüya sonucu putlara taparken kendisini görür. Bu durum sonrası Bağdat’tan çıkıp Erzurum'a gelir. burada Gürcü Penek Kralı IV. David’in kızı Humar Hatun ile karşılaşır ve ona aşık olur. Kızın giydiği Hint kostümünden etkilenen Şey Senan, ona Sarı Gelin adını verir.

Şey Senan, aşık olduğu kadının tüm taleplerine boyun eğerek şarap içip Hristiyanlığı kabul eder. Bunun yanı sıra, bir domuz çobanı olur. Diğer dervişler, şeyhlerinin bu halinden rahatsız olsalar da bir çare bulamazlar. Ancak Bağdat’a döndüklerinde, şeyhlerinin aşkına dair yaşananların hakikatte Allah için çekilen bir çile olduğunu öğrenirler. Yeniden Erzurum'a dönerek onu desteklerler.

Şeyh Senan, dervişliğin en yüksek mertebesine ulaştığında, Sarı Gelin için olan fedakarlıklarını sonlandırır ve dervişlerini yanına alarak saraydan ayrılır. Humar Hanım, Şeyh Senan’ın aşk uğruna gösterdiği çabaları fark eder ve Müslüman olur. Kavuşmaları, “Allahuekber” dağları olarak isimlendirilen yerlerde gerçekleşir, ancak aşkları büyük bir hüsranla son bulur.

Sarı Gelin Hikayesi Gerçek mi?

Sarı Gelin hikayesi, birçok kaynakta farklı anlatımlarla karşımıza çıkan bir öyküdür. Kişilerin gerçek olmasının yanı sıra, hikayenin varlığı da tartışmalıdır. Ancak anlatılan olaylar, dönemsel farklılıklar gösterebilir ve yerel kültürlerin etkisiyle değişim geçirebilir.

Sarı Gelin Hikayesi Nerede Yaşandı?

Sarı Gelin hikayesi, Kars, Ermenistan ve Azerbaycan bölgelerinde anlatılan bir aşk hikayesidir. Bazı anlatımlarda Sarı Gelin’in bir bey veya bir kral kızı olduğu ifade edilir. Türküyü besteleyeninin Geylani Hazretleri’nin müridi olan Şeyh Senan olduğu sıkça vurgulanır. Hikaye, Sarı Gelin'in sarışın bir kız olduğu yönünde yorumlar bulunsa da, bazı anlatımlarda onun esmer ve yeşil gözlü olduğu da dile getirilir.