Korukoğlu’na göre, gelecekteki dengeler KKTC'nin lehine değişecek:
BM İLE YENİ ANLAŞMA GEREK
“Birleşmiş Milletler ile GKRY arasında 1964 yılında imzalanmış S.O.F.A. anlaşması mevcut. Bu anlaşma adada bulunma koşullarını belirliyor. Biz daima buna karşı çıkıyoruz. Bizim de Birleşmiş Milletler ile S.O.F.A. benzeri bir anlaşma yapmamız gerekiyor. Adadaki işleyiş ve faaliyetleri müzakere etmemiz şart. Tarafsızlık ilkesi var fakat yalnızca tek tarafın rızasını alıyorsanız, tarafsız olamazsınız.”
GKRY TRANSİT GEÇİŞ PEŞİNDE
İki taraf bu yıl içerisinde iki kez bir araya geldi. Kapıların açılması konusu enine boyuna tartışıldı. Normalde karşılıklı fayda üzerine bir süreç yönetilmesi gerekirken, onlar transit kapılar talep ediyor. Güneş paneli kampı meselesi gündemde, ancak orada üretilen elektriği kendi şebekelerine alıp bize oradan vermek istiyorlar. Mezarlıkların restore edilmesi ve mayınların temizlenmesi gibi konularda da müzakereler sürüyor.
TÜRKİYE’NİN AVANTAJLARI
BM Genel Sekreteri’nin Şahsi Temsilcisi adaya gelecekti fakat gelmedi. Şimdi, iki lider Birleşmiş Milletler toplantısı sırasında bir araya gelecek. Görüşmelerin neresinden devam edileceği henüz net değil. Önümüzdeki süreçte gelişmelerin bizim lehimize olacağını tahmin ediyoruz. Avrupa Birliği, eski etkisini ve cazibesini kaybetti. Türkiye’nin avantajları bizim için de faydaya dönüşecek. Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üyeliğimiz oldukça önemli. Bakü'deki temsilciliğimiz artık çok daha aktif çalışıyor. Şu an, bakan seviyesinde katıldığımız toplantılar mevcut. Resmi görüşmelerin önü, ancak egemen eşitliğin ve Türklerin statüsünün kabul edilmesiyle açılacaktır. İş birliği alanlarında ilerleme kaydedemememizin nedeni, GKRY’nin iş birliğine kapalı olmasından kaynaklanıyor. İşbirliğinin eşitler arası olabileceğini ısrarla belirtiyorlar. Oyalama taktiği sürdürüyorlar; Türklerin izolasyonu peşindeler. BM de artık iki taraf arasında ortak bir zemin bulunmadığını vurguladı.”
