“Gazze’de masum bir halkın imha ve itlaf süreci, vahşetin akılları ihlal eden her türlü yol ve yönetimiyle devam etmektedir. İsrail, haydut ve deccal devlet konumuna sabitlenmiş olup, aleni şekilde işlediği ve yükselttiği yüzyılın soykırım suçuyla yeryüzü lanetlisi haline gelmiştir. Bu süreçte en ağır siyasi ve hukuki bedelleri ödemekten kurtulamayacaktır. İsrail’in saldırganlığını artırarak devamlı genişletmesi, hem ülkemiz hem de çevre coğrafyalar aleyhine ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tehdide karşı, tüm ihtimaller üzerinde çalışılmalı ve son derece tedbirli bir şekilde hareket edilmelidir.
CAHİLANE ÜSLUP
İsrail Başbakanı’nın Kudüs ile ilgili tahakkümcü ifadeleri ve Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan sözleri kesinlikle göz önünde bulundurulmalıdır. İstanbul’da tutulan arkeolojik mahiyetli taş tablete dayanarak ‘Kudüs bizimdir’ demek, tarih bilmezliği ve cahilane bir üslubu yansıtmaktadır. Eğer 2 bin 800 yıl öncesine kadar gidecek olursak, Türk milletinin her yerde, her coğrafyada hak ve tasarruf yetkisine sahip olduğu açıkça anlaşılacaktır. Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı en uygun seçenek, akla, diplomasiye ve yeni yüzyılın stratejik ortamına uygun bir cevap olan ‘TRÇ’ ittifakının tesisidir. TRÇ ittifakının, Türkiye, Rusya ve Çin’den oluşması arzu ve önerimizdir.”
KUDÜS DÜŞERSE ANKARA KAYBEDER
MHP Lideri, Kudüs konusunda şu mesajları paylaştı: “Oyunlarla elimizden alınan yer, adıdır Kudüs. 9 Aralık 1917’de işgal edilen vatandır Kudüs. İstanbul’dan atanan yöneticilerle dört asır boyunca yönetimimiz altında kalmış olan şehrin şanıdır Kudüs. Efendimizin mukaddes mirası, Hz. Ömer’in şerefli emaneti, Selahaddin Eyyubi’nin göz nuru, Yavuz Sultan Selim’in tükenmez heyecanı ve Kanuni Sultan Süleyman’ın kutlu rüyasıdır Kudüs. Kudüs’ü yüz yıl önce bırakmak zorunda kalmıştık. Ancak bu kez onu kaderine terk etmeyeceğiz ve etmemeliyiz. Çünkü Kudüs düşerse tarih düşer, İslam zayıflar. Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur. Buna da kimsenin hakkı yoktur.”
