

ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ndeki (ABB) konser soruşturmasıyla ilgili olarak ABB Başkanı Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında soruşturma başlatılabilmesi için İçişleri Bakanlığı’ndan izin talebinde bulunmuştu. Başkan Mansur Yavaş, dün konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Yavaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
HESAP VERMEKTEN ÇEKİNMEM
“Görev sürem boyunca her adımımı hukukun evrensel ilkeleri, demokratik değerler ve kamu vicdanı doğrultusunda attım. Ankara halkının bir kuruşunun, bir imzasının hesabını vermekten hiçbir zaman çekinmedim. Bugün bir kez daha açıkça söylüyorum. Hiçbir iddia, hiçbir girişim; şerefime, itibarımıza ve inandığım değerlere gölge düşüremez. Çünkü ben doğruyu yaptım. Çünkü ben milletimin emanetini namus bildim. Bu süreçte defalarca devletin kendi kurumları, Mülkiye Müfettişleri ve MASAK yetkilileri tarafından kapsamlı incelemeler yapıldı. Belgeler, dosyalar, hesaplar satır satır incelendi.
HER İŞLEMİZ ŞEFFAF
Sonuç açık ve nettir. Her işlemimiz şeffaftır, her kuruşun kaydı vardır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma yürütmesi için İçişleri Bakanlığı’ndan izin almasına gerek yoktur. Çağırırlarsa, gönüllü olarak ifade vermeye hazırız. Çünkü bizim gizleyecek, çekinecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur. Kolaylık sağlamak, sürecin uzamasına fırsat vermemek adına izin alınmasına bile gerek görmüyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz tek bir işlemimiz yoktur. Ancak bir hususu da kamuoyuyla paylaşmak isterim: Mesele öyle çok tartışıldı ki devletin kendi müfettişleri geldi, baktı. Osman Gökçek’in sayfalarca sunduğu belgeleri devletin en yüksek denetim makamı olan Mülkiye Müfettişi tek tek inceledi, didik didik etti. Sonuç ortadadır; Mülkiye Müfettişleri ifadeye çağırmaya bile gerek görmemiştir. Hafta başında hazırlanan iddianamede ismimizin yer almaması anlaşılan o ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir.”
ADALETİN TERAZİSİNİ ŞAŞIRTMAK İSTİYORLAR
“Geçtiğimiz günlerde eski dönem yolsuzluklarına ilişkin detaylı açıklamayı zaten basın toplantımda yapmıştım. Tek tek hepsini yeniden anlatmayacağım ama yapılan çifte standartlar hukuk devletinin üzerine gölge düşürmektedir. Biz hem bu konularla ilgili hem de soruşturmayı sızdıran ve sürece siyaseten müdahil olan kişiler hakkında işlem yapılmasını bekliyorduk. Ancak ne yazık ki tam tersine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bizim hakkımızda denetim görevini yeterince yapmadığım gerekçesiyle soruşturma izni talebinde bulunduğunu öğrendik. Bu durum adaletin terazisini şaşırtmak isteyenlerin çabasıdır. Bizim kapımız devlete de adalete de sonuna kadar açıktır. Ama kimse unutmasın. Bu ülke, adaleti eğip bükerek yönetilemez. Unutmayın gün gelir bu kantar herkesi tartar. Demokrasi sadece sandıkta değil, adalete güvenle yaşar. Adaleti siyasetin malzemesi yapmayın. Çünkü hukuk, bir gün herkese lazım olacaktır. Bizim kapımızı çalmak kolaydır, çünkü biz hesap vermekten korkmayız. Zor olan kirli kapıların önüne gitmektir. Siz o kapıları atladınız.”



