Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından önemli kısımlar;
Ak Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı'nın değerli mensupları, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, hanımefendiler, beyefendiler, hepinizi kalpten selamlıyorum. Ankara dışından toplantımıza katılan kardeşlerimize de hoş geldiniz diyorum.
Yıl boyunca sanayicilerimizden ticaret erbabımıza, çiftçilerimizden gençlerimize kadar herkesin nabzını tutuyoruz. 24 yıldır milletimizin rehberliğinde, milletle aynı ufka bakan bir siyasi hareket olarak Ekonomi İşleri Başkanlığı'nın rolünü bu açıdan oldukça önemli buluyorum.
Bizim prensibimiz 24 yıldır değişmemiştir. Değerli kardeşlerim, milletle inatlaşmak olmaz, milletin rızası dışında iş yapılmaz. Bugüne dek ne yaptıysak bu hassasiyetle hareket ettik. Yukarıdan aşağıya dikte eden değil, her kademede istişare eden bir anlayışla yollarımıza devam ettik. İnşallah bundan sonra da aynı çerçevede siyaset yapmaya devam edeceğiz.
Küresel ekonomi, koronavirüs salgınının etkilerini henüz atlatabilmiş değil. Ticaret zincirinin kırılan halkaları tam olarak onarılmış değil. Son 60-70 yılın enflasyon zirvelerinin yaşandığı bir dönemde, üretim ve istihdam sorunları birçok ülkenin başını ağrıtıyor. Batılı ülkeler dahil birçok yerde enflasyonun kaygı verici boyutlarda olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu hususta yapılan açıklamalar bunu açıkça ortaya koyuyor. Enflasyonla belirli bir noktada ilerleyen ülkeler dahi temkinli ve dikkatli olmayı sürdürüyor, tabii ki bizim coğrafyamızda yaşanan sıcak çatışmalar da eklenmelidir.
Amerika ile Çin arasındaki son dönemde artan tarife gerginlikleri, küresel ekonomi üzerinde ek bir baskı yapıyor. Türkiye olarak böyle bir ortamda hem ülkemizi çatışmalardan uzak tutmaya, hem de 6 Şubat felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyoruz.
“SOYKIRIMI DURDURMA NOKTASINDA ÖNEMLİ BİR ADIM ATTIK”
Dün, bölgemizin son iki yıldır kanayan en büyük yarası olan Gazze soykırımını durdurma noktasında önemli bir adım attık.
Liderlerle Sharm El Şeyh'te güçlü bir irade sergiledik. Amerikan Başkanı Sayın Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim ile birlikte imzaladığımız dörtlü deklarasyonun, bölgemizde kalıcı barışa giden yolda yeni bir kilometre taşı olmasını umut ediyorum.
Bugün Gazze’de çocukların yüzleri buruk bir şekilde de olsa gülüyor. Anneler, iki yıl sonra çocuklarını bomba yağmuru korkusu olmadan dışarı gönderebiliyor. Sadece bunları görebilmek bile bizler için büyük bir mutluluk kaynağı. Gazze'de ateşkesin sağlanmasını çok önemli buluyoruz. Şimdi hep birlikte Filistin’in yaralarını sarmalı ve Gazzeli kardeşlerimize can suyu olmalıyız.
TÜRKİYE’DE İLK KEZ KİRALIK KONUT UYGULAMASINI HAYATA GEÇİRECEĞİZ
Devlet, sosyal konutları kendisi kiraya vererek, ucuz kiralama sürecini başlatacak. 'Yüzyılın konut projesi' adı verilen bu çalışma ile 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz. Artık kira planlamasını devlet yapacak. Projemizde, şehit yakınları, gaziler, emekliler ve üç çocuğu olan aileler ile engelli vatandaşlar için özel kontenjanlar oluşturacağız.
Türkiye’de ilk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ vasıtasıyla hayata geçireceğiz. Sosyal konutların bir kısmını, vatandaşlarımıza uygun şartlarla kiralayacak, özellikle dar gelirli ailelere rahat bir nefes aldıracağız.
Konut projemiz yalnızca sosyal politikalar kapsamında değil, enflasyonla mücadelede de elimizi güçlendirecek ve tek haneli enflasyon hedefine ulaşmamıza katkı sağlayacaktır. Ekim ayının sonunda bu konuda detayları milletimizle paylaşacağız. Hükümetimizin üretimi, yatırımı ve istihdamı merkeze alan büyüme politikasında herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.
Hükümet ve siyaset kurumu olarak bizim görevimiz sorunlara çözüm bulmaktır. 23 yıldır bunu yaptık ve bundan sonra da çözüm üreten biz olacağız.
2025’in ilk yarısında yıllık büyümemiz yüzde 3,6 olarak gerçekleşti. Millî gelirimiz yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştı. Nereden nereye… Durmak yok, yola devam!
Üretim cephesinde, zirai dona bağlı olarak daralan tarım sektörü hariç tüm sektörlerde katma değer artışı görüldü. İmalat sanayimiz, son 12 çeyreğin en yüksek performansını gösterdi.
İşsizlik oranımız 28 aydır tek haneli seviyelerde. Tüm bu verileri umut verici rakamlar olarak değerlendiriyoruz. Ancak bu süreçte reel sektörümüzün taleplerine de kesinlikle kulaklarımızı tıkamıyoruz.
Yaşanan her türlü sıkıntının, ihtiyacın ve zorluğun farkındayız. Ekonomik istikrar programımıza halel getirmeden bu talepleri karşılama konusunda büyük önem veriyoruz.
Hükümet ve siyaset kurumu olarak, asli görevimiz sorunlara çözüm bulmaktır. 23 yıldır bu bilinçle çalıştık ve bundan sonra da çözüm üreten biz olacağız. Bu süreçte sizlerden gelen bilgilerin ve bilgilendirmelerin son derece önemli olduğunu tekrar belirtmek isterim.
CHP, SİYASİ PARTİ KİMLİĞİNİ GİDEREK KAYBEDİYOR
Aziz kardeşlerim, iktidar olarak karşımızda yalnızca küresel ve bölgesel zorluklar yok. Bunun yanı sıra Türk ekonomisine çelme takmaya çalışan bir ana muhalefet partisi da mevcut.
Yolsuzluk operasyonları başladığında Beytülmale çöreklenmiş yankesicileri kurtarmak için “boykot” fikrini ortaya attılar. Kendilerine destek vermeyen her marka, kurum, şirket ve basın-yayın kuruluşunu bu boykot kapsamına alarak mitinglerinde yuhalatma ve hedef gösterme gibi akıl dışı eylemler gerçekleştirdiler. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar başarılı olamadılar. Ülke genelindeki boykot çağrıları, diğer tüm işler gibi, yine ellerinde patladı.
Milletimiz, onların “ekonomiyi durdurma” çağrılarına prim vermedi. Şimdi de anlaşılıyor ki boykotun amacı, millî markaları tehdit ederek haraca bağlamakmış. Suç örgütleriyle iç içe geçtikçe, onlara benzemeye başladılar.
Artık milletimiz bunların siyasi parti mi yoksa mafya mı olduğunu ayırt edemez hale geldi. Önüne geleni tehdit eden bir siyasi parti olabilir mi? Kendisine destek vermeyen herkesin linç edilmesini isteyen bir siyasi parti olur mu?
Sayın Özel’in yönetimindeki CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybediyor. Daha önce de ifade ettim: CHP yönetilmiyor. Giderek her yere savrulan bir gemi gibi hareket ediyor.
Kaptanın ne gemisi umursadığı ne de yolcular. O, boş işlerle günü kurtarmaya çalışıyor. Rakiplerimiz olsa bile kimsenin böyle bir duruma düşmesini istemeyiz. Biz, rakiplerimizin de kalite ve kalibremize uygun olmasını talep ederiz. Temennimiz, CHP’nin yaşadığı bu kimlik bunalımını bir an önce aşmasıdır. Değerli kardeşlerim, kimlik bunalımının yansımalarını yalnızca ekonomi politikalarında değil, dış politikalarında da görmeye başladık. Yurtdışına gittiklerinde yabancılara kendi ülkelerini şikayet etme alışkanlıklarından bir türlü vazgeçemediler.
